Bir tekstil atölyesinde patronun saygı duruşu talimatına uymayan işçi darp edildi.
Sosyal medyada paylaşılan bir videoda tekstil atölyesinde patronun 10 Kasım günü "Herkesi Atatürk için bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. Makineleri kapatın herkes ayağa kalksın" diyor. Bir işçi itiraz ediyor. Patron ise "O zaman kapat makineyi çık git" diyor.
İşçi saygı duruşunda bulunmadığı için atılmasına itiraz edince de "Kapat çık git lan. Atatürk için ayağa kalkmıyorsan burada işin yok. Bunu bitireyim ben senle konuşacağım" diyor. Kürt işçi hem işini kaybediyor, hem de sosyal medya üzerinden linç ediliyor...
Öyle bir ülkedeyiz ki, patron ne emrederse yapmak o neye saygı duyuyorsa duymak, aya kalk deyince ayağa kalkmak zorunda işçiler.
Oysa o Kürt işçilerin emeği üzerinden kazanılan paralar hiç ayrım yapılmıyor ve patronlar lüks yaşamları için rahatlıkla kullanıyorlar. Kapitalizmde kâr en çok işçilik üzerinden kazanılır. Ve sömürmeyen patron yoktur. Milliyetçilik kısmı ise ona kâr getirdiği çıkarlarına uyduğu sürece geçerlidir. Kapitalistin milliyeti de inancı da önce paradır.
Ama yıllarca beyinleri şovenizmle doldurulmuş insanlar bu ayrımı göremeyecek kadar körleştirilebilirler de! Ve bir gencin linç edilmesinden zevk alacak kadar insanlıklarından çıkarılabilirler de!!