İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK) ve Hazırlık Komiteleri ve Emeğin Gücü Derneği, torba yasaya karşı, İstanbul Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda ve İzmir'de Karşıyaka İZBAN önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK) ve Hazırlık Komiteleri ve Emeğin Gücü Derneği, torba yasaya karşı, İstanbul Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda ve İzmir'de Karşıyaka İZBAN önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
İstanbul'da Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda yapılan açıklamaya Emeğin Gücü Derneği Başkanı Mustafa Adnan Akyol, İşçi Tekimsilcileri Konseyi İzmir Temsilcisi Şahin Başaraner, Karayolları Taşımacılık Emekçileri Sendikası Başkanı Tufan Erdem ve sendika üyeleri, İstanbul KHK'lılar Platformu'ndan Kenan Güngördü, açıklama duyurusunu görerek gelen emekliler ve inşaat bir işçileri katıldı.
"Yaşam Hakkı Torbaya Sığmaz Yasalarınızı Parçalayacağız!" yazılı pankart açılan eylemde inşaat, tekstil, taşımacılık, metal, belediye, eğitim,büro, çeşitli hizmet sektörlerinden işçileri ve emekliler bir araya geldi.
"Sahip Olduğunuz Her Şey İşçilerden Çaldıklarınızdır Geri Alacağız","Yoksulluğa Geleceksizliğe Son", "İşçiler En Öne Komitelere", "Emeğimizi Çalıp Torbaya Koyamazsınız", "Torbanızı Kafanıza Geçireceğiz", "Torba Yasanızı Parçalayacağız", Torbanızı Tekerimizle Ezeriz" yazılı dövizler taşınan eylemde sık sık "Torba Yasa Geri Çekilsin", "İşçiler Sizin Köleniz Değil", "Kıdeme Uzanan Eller Kırılır", "Torba Yasanızı Parçalayacağız", "Emeğin Gücü Sermayeyi Yenecek" sloganları atıldı.
Eylemde ilk olarak konuşan İşçi Temsilcileri Konseyi (ITK) İzmir Temsilcisi Şahin Başaraner, koronovirüs salgınında dünya ülkeleri önlemler alırken Türkiye hükümetinin işçileri salgın koşullarında çalışmaya zorlandığına işaret ederek "Vestel'de, Dardanel'de, Lezita'da tekstilde, inşaatta, madende binlerce on binlerce işçi coronaya yakalanmış durumda" dedi.
"İşçilerin Ölüm Fermanını İmzalıyorlar"
"İşçilerin, emekçilerin, halkın sağlığını düşünmesi, tedbir alması gereken, insanlara sağlıklı yaşam sağlama görevi olanların bugün mecliste torba yasa adı altında işçilerin ölüm fermanlarını imzalıyorlar" diyen Başaraner, işçilere emekçilere, yoksullara geçirebileceği ücret vermesi gerekenlerin torba yasayla emekçilerin geleceğini kattıklarını söyledi.
İş güvenliğini ortadan kaldırmak kıdem ve ihbar tazminatını gasp etmek için salgın günlerinin kullanıldığını ve salgının patronlar için fırsata çevirildiğini vurgulayan Başaraner, "Salgın sizin fırsatınız değildir, haddinizi bilin. İşçiler emekçiler yoksulkar sizin köleniz değil, sizin uşaklarımız değil. Bu dünyayı biz yaratıyoruz, bizim emeğimizin üstünden yükseliyor" dedi.
"İşçi Yumruğunu Vurursa Tuzla Buz Olursunuz"
Patronların elindeki milyarlarca liranın işçilerin, emekçilerin alın teri ile bir araya geldiğini belirten Başaraner "Bugün toplama kamplarına koyanlar, maden ocaklarında ölüme gönderenler, iş cinayetlerinde katledenler şunu bilsin ki, işçi sınıfı yumruğunu masaya koyarsa tuzla buz olursunuz. O torba yasayı geriye çekeceksiniz!" dedi.
"Birleşelim Haramilerin Saltanatı Son Bulsun"
Başaraner İşçi Tekimsilcileri Konseyi, Emeğin Gücü Derneği ve KA-TAŞ-SEN olarak tüm emekçilere güçlerini birleştirerek mücadele etme çağrısında bulundu ve sözlerini "Güçlerimizi birleştirelim. Birleştirelim ki, bu haramilerin saltanatı burada son bulsun" diyerek tamamladı.
"Ölümle Başbaşa Bırakılıyoruz"
Basın metnini inşaat işçisi Taner Mutlu okudu. Sermaye sınıfının çıkarına yönelik ne kadar adım varsa atılıp, ne kadar yasa varsa çıkarıldığını, işçilerin sömürünün, adaletsizliğin, yoksulluğun egemen olduğu koşullarda çalışarak ayakta kalmaya çalıştıklarını söyleyen Mutlu, "Gasp edile edile küçülen haklarımız ve kazanımlarımız da birer birer elimizden alınmak isteniyor" dedi.
Bu çürümüş düzeni yönetenlerin işçi ve emekçilere "Sizin yaşama hakkınızın, geleceğinizin, isteklerinizin ve özlemlerinizin bizim için hiçbir önemi yoktur!" dediğini söyleyen Mutlu, yeni düzenlemelerin ve geçmesi için meclise sunulan torba yasanın patronlar, şirketler ve sermaye grupları için hazırlandığı, esnek ve güvencesiz çalışmanın daha da önünü açacağını, işçilerin çalışma alanlarına öldürücü koşullarla baş başa kalmasını fazlasıyla sağlayacağının kesin olduğunu vurguladı.
"İş Müfettişlerinin Denetim Yapması Engelleniyor"
Bakanlığa bağlı çalışan iş müfettişlerinin Ankara'daki odalarından çıkarıldıklarını ve evden çalışmaya zorlandıklarını aktaran Mutlu, "İş denetiminin , işçi sağlığı için söz konusu olan önlemleri aldırmanın 'uzaktan' da yapılabileceğini düşünen hükümet aldığı bu kararla sermayenin hükümeti olduğunu bir kez daha göstermiştir" dedi.
Mutlu, işçi cinayetlerine, iş kazalarına, meslek hastalıklarına, kayıt dışı çalışmaya, ayrımcılığa, çocuk işçiliğe, işyerinde şiddet ve cinsel tacize, kötü muameleye, işçi alacaklarına yani bir teftişin konu başlığı olabilecek, işçileri yakından ilgilendiren konulara karşı tutumu ile bu düzenin bir kez daha kölelik koşullarını açıktan savunduğunu gösterdiğini söyledi.
"Biz Daha Çok Öleceğiz!"
"Odalara sadece müfettişlerin değil, biz işçilerinde ihtiyacı var. İş müfettişlerinin işçinin ifadesini patronun olduğu yerde almaması ve teftişini sağlıklı yapabilmesi için odalara ihtiyaçları var. Zaten denetimin azlığından ve patronun istekleri doğrultusunda gerçekleşiyor olmasından şikâyeti olan bizlerin, üstüne birde denetimin önüne engeller getirilmesi ile karşılaşacağı son açıktır; iş müfettişleri sahadan çekildiği zaman biz daha fazla öleceğiz!" diyen Mutlu, denetimsizliğin sonuçlarının İzmir'de yaşanan depremle yüzden fazla ölümün bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek"Rantçıları koruyan yasaların altında imzası olanlar depremde hayatını kaybeden insanlarında katilidirler!" dedi.
Denetimle ilgili alınan bu karara karşı mücadele edeceklerini ifade eden Mutlu, "Emekten yana olan iş müfettişlerini de odalarına sahip çıkmaya çağırıyoruz" dedi.
"Torba Yasayı Parçalamak Günün Görevidir!"
"Patronlara kıyağın haddi hesabı yok. Sömürü tezgahı altında ezilen bizler mücadele gerekçemiz olan konuları teker teker ele aldığımızda yetişemiyoruz bile" diyen Mutlu, sigortasız çalıştırmayı yasallaştıran, belirli iş sözleşmesi ile çalışmayı 25 yaş altı ve 50 yaş üzerindeki çalışanlara zorunlu hale getiren torba yasanın, böylece kıdem ve ihbar tazminatı alma, işe iade davası açma ve iş güvencesi hakkını ortadan kaldırdığına dikkat çekti. Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yetmiyor; milyonlarca işçinin emeklilik hakkı gasp edilmek isteniyor!
Yetmiyor; sendikal hakların ve örgütlenmenin önüne yeni engeller getirilmek isteniyor!
Yetmiyor; vurguncu patronların, soyguncu şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayanlar, sermayeye daha iyi sömürü koşulunu sağlayabilmek için yeni teşvikler dağıtıyorlar!"
"Gençlerin Gelecekleri Elinden Alınıyor!"
Bugün her üç gençten birinin işsiz olduğunu, işsizliği ortadan kaldırmak, gençlere iş istihtamı sağlamak görevleri olması gerekirken, toplum içerisinde yarattıkları yıkımı fırsata çevirmenin tam da kendi sınıf karakterlerine yakışan bir tutum olduğunu ifade eden Mutlu, "Belirli iş sözleşmesi ile 'geçici' işçiliğin önünü açıyorlar. Ayda 10 günden az çalışan gençlerin emeklilik primlerini yatırmayarak gençlerin geleceklerini elinden almak istiyorlar" dedi.
Gelecek Biziz, Gelecek Kendi Ellerimizde!
Emek gücü ile geçinenlerin bu sistemden hiç bir beklentisi kalmadığını ifade eden Mutl, taleplerini tüm alanlarda, fabrikalarda, şantiyelerde, işyerlerinde dile getirirek yasayı parçalayacak bir mücadeleyi hep birlikte örgütlemek gerektiğini vurguladı.
"Zenginler Yaşasın Diye Ölmek İstemiyoruz!"
"Gelecek kaygısı çektiğimiz, işten atılma ile tehdit edildiğimiz, çürük binalarında çaresizce yaşayarak enkaz altında kaldığımız, sadece zenginlerin yaşadığı, yoksulların zenginler yaşasın diye öldüğü bir dünyada yaşamak istemiyoruz" diyen Mutlu, tüm işçi ve emekçileri, işsizleri, gençleri torba yasaya karşı birlikte mücadeleye çağırdı.
"Yasaları Yapanları Uyarıyoruz"
Mutlu sözlerini "Özgür, sömürüsüz ve adil bir gelecek hedefimiz var. Kan emicilere, rantçılara, soygunculara, iktidarı elinde tutanlara, yasaları yapanlara, yasaları uygulayanlara, yasalar uygulansın diye cansiperhane duranları uyarıyoruz; Yasalarınızı da, düzeninizi de milyonlarca işçi olarak parçalayacağız!" diyerek sonlandırdı.
Karayolları Taşımacılık Emekçileri Sendikası (KA-TAŞ-SEN) Başkanı Turan Erdem karayollarında taşımacılık yapan emekçiler olarak yıllardan beri hiçbir haklarını alamadıklarını belirtti.
"Kanunların Uygulandığını Göremedik"
Mevcut kanunların, mahkeme ve hatta Yargıtay kararlarının dahi Çalışma Bakanlığı tarafından uygulanmasına şahit olamadıklarını ifade eden Erdem, karayollarında çalışan emekçilerin çalışma şartlarının düzenlenmesi için mücadele ettiklerini söyledi.
Buna karşılık yeni çıkacak torba yasayla bir çok haklarını da kaybedeceklerini söyleyen Erdem salgın koşullarında da çok ağır koşullarda çalışmak zorunda kaldıklarını vurguladı. "Karayolları emekçilerine ilgili bir yasa ne zaman gündeme gelecek, ne zaman çıkacak bilmiyoruz. Fakat bu torba yasaya tamamen karşıyız. Bütün şoför arkadaşlarımıza sesleniyoruz ve onların da desteğini istiyoruz" dedi.
"Uykusuz Çalıştırıldılar Hayatlarını Kaybettiler"
Bu torba yasayla, pandemi döneminde sizlere aşını, ekmeğini, sebzesini, ihtiyacınız olan her şeyi gece gündüz demeden çalışarak taşıyanlar da bir çok haklarını kaybedecek. Sizlere aşınızı ekmeğimiz ulaştırmaya çalışanlar gece gündüz uykusuz kalarak çalıştırıldıkları için kaza yapıp hayatlarını kaybettiler" dedi.
"Bizim Geleceğimizi Çalmayın!"
Karayolları emekçilerinin çalışma koşullarının düzenlenmesi için yetkililere seslenen Erdem "Bizim hakkımızı,bizim ekmeğimizi bizim geleceğimizi çalmayın!" dedi.
"Yaşam Güvencemiz Elimizden Alındı"
İstanbul KHK'lılar Platformu'ndan Kenan Güngördü ise artık hiç kimsenin iş güvencesi, yaşam güvencesi kalmadığına dikkat çekti. Zeytinburnu Belediyesi'nde sağlık emekçisi olarak çalışırken KHK ile işten atıldığını aktaran Güngördü, 15 Temmuz sonrasında çıkarılan 36 ile yüzbinlerce kamu emekçisinin ihraç edildiğini söyledi.
"Bizler size hizmet veren öğretmeniniz, doktorunuz, hemşireniz, sağlık memurunuz, akademisyenlerinizdik. Ancak haksız ve hukuksuz bir şekilde hepimizin bütün kimlik bilgilerimiz Resmi Gazete'de yayınlanarak işten çıkarıldık. Yani bizim yaşam güvencemizi dahi elimizden aldılar. Ve tıpkı maden işçileri gibi fabrika işçileri gibi bizi de açlığa ölüme mahkum ettiler" dedi.
"Zulmü Haykırmaya Devam Edeceğiz"
Yıllardır alanlarda haykırarak KHK'lılar olarak mücadele ettiklerini belirten Güngördü, kendisine 'Korkmuyor musun bir gün hapse atarlar. Yurtdışına git seni çalıştırmazlar' denildiğini aktaran Güngördü, "Ben bu zulüm bitene kadar mücadele edeceğime yemin ettim. 900 günü aşkın Zeytinburnu Belediyesi önünde, İstanbul'un her yerinde, gidrbildiğim şehirlerde KHK zulmünü haykırdım. Bu düzen yıkılana kadar da mücadele edeceğim. Hapse atarlarsa hapishanelerde haykıracağım" dedi.
"Bu Düzeni Yıkıp Özgür Bir Dünya Kurabiliriz"
"Bana bir şey olmaz demeyin bir sabah ansızın terörist ilaan edilebilirsiniz, bir gün iş cinayetinde hayatınızı kaybedebilirsiniz. Ve sadece bir sayı olarak kayıtlara geçeceksiniz. Ama birlikte hareket edersek, birlikte mücadele edersek, omuz ımuza verirsek bu düzeni yıkayabiliriz. Bu düzeni değiştirebilir, demokratik barışçı özgür ve mutlu bir dünya kurabiliriz" dedi.
"İş Güvencesi Yoksa Barış da Yok!"
İzmir'de İşçi Temsilcileri Konseyi ve Emeğin Gücü Derneği Karşıyaka İzban önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
"İş Güvencesi Yoksa Barış da Yok" yazılı pankart açılan eylemde "Emeğin Gücü Sermayeyi Yenecek" "İşçiler En Öne Komitelere" "Ya Bir Yol Bulacağız Ya Bir Yol Açacağız" sloganları atıldı.
Pandemide evde kalın çağrıları yapılırken patronların, üretim durmasın, sermaye dönsün diye işçileri, gençleri, kadınları sömürmeye devam ettiği ifade edilen açıklamada "Evde kalsak açlık, dışarı çıksak ya korona ya da torba yasa bahanesiyle işten atılmalarla karşı karşıyayız" denildi.
İşçi ve emekçilerin patronlardan, kapitalistlerden aldığı güçten daha güçlü olduğu çünkü dünyayı, emeği yaratanların işçiler olduğu vurgulansn açıklamada "Bizler olmazsak aslında sizler birer hiçsiniz. Bizlerin emeğini çalarak kurduğunuz bu düzeni, lüks hayatlarınızı yani siz patronları, burjuvaları alaşağı edeceğiz. Bunun hesabını soracağız" denildi.
"Torba Yasalarınız İşe Yaramayacak!"
Kapitalistlere patronlara seslenen işçiler "Emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan bizleriz. Son sözü emeğin gücünün güçlü yumruğu belirleyecektir. Haddinizi bilin! Günü geldiğinde torba yasalarınızın hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz. Asıl güçlü olan işçilerdir. İşçinin haklarına uzanan elleri kırarız. İşçiyi tehdit eden dilleri koparırız. Onun için diyoruz ki haddinizi bilin!" dedi.