İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu, yazılı açıklama yaparak, özellikle İstanbul'da tüm fabrikalarda giderek arttığına dikkat çekildi.
Covid-19 salgınının ilk günlerinden itibaren çeşitli verilerle işçi ve emekçilerin yaşadıklarını ve önleme ilişkin talepleri dile getirdiklerini ifade eden İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu, yazılı açıklama yaparak, İstanbul'un bugün salgının en ağır yaşandığı bir il haline geldiğine dikkat çekti.
İstanbul’da salgının engellenememesinin tüm Türkiye’de salgının yayılması anlamına geldiğinin de hep birlikte yaşanarak görüldüğü ifade edildi.
"Salgın, Maske Mesafe Hijyen Denilerek Önlenemez"
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu olarak ilk zamanlarda açıkladıkları verilerde kaç fabrikada kaç işçinin hastalandığını, kaçının hayatını kaybettiğini somut verilerle ifade edebildiklerini, ancak gelinen aşamada bu rakamları tespit etmenin salgının yayılma hızından kaynaklı oldukça zorlaştığı belirtilen açıklamada "22 işkolunda çalışma sürdüren sendikalarımızın tamamının örgütlü olduğu işyerlerinde Covid-19 vakaları yaşanmaktadır. Dün sendikalı işyerleri alınan ek önlemlerle daha korunaklıyken bugün işyeri bazlı tedbirlerin yetersiz olduğu günler yaşamaktayız. Çünkü bir zincirin halkası gibi düşünüldüğünde eğer çalışması zorunlu olan yerlerin dışındaki işyerlerini çalıştırmaya devam ederseniz riski fabrika ve işyerlerinde aldığınız tedbirlerle engelleyemezsiniz. Ya da çarşı pazar normal hayat devam etsin derseniz, yaygın test yapmaz, hastalananları izole etmezseniz salgının hızını düşürmeniz mümkün değildir. Sadece maske, mesafe ve temizlik diye tüm sorumluluğu işçi ve emekçilere yıkarsanız salgının önüne geçemezsiniz" denildi.
"5,5 Milyon Emekçi Risk Altında"
Bu nedenle bugün İstanbul’da 533.675 işyerinin hemen hemen tamamında koronavirüs vakaları yaşanmakta olduğu 4 milyon 137 bin 618 kayıtlı işçinin bulunduğu İstanbul’da 1.3 milyon civarında da kayıt dışı işçi çalıştırılmakta olduğu belirtilerek, "İstanbul’da 5,5 milyon civarındaki işçi ve emekçinin tamamı tehdit altındaır ve on binlerce emekçi İstanbul’da bu hastalığa yakalanmış ve yüzlerce işçi hayatını kaybetmiştir" denildi.
Sağlık emekçilerinin ise bu süreçte en fazla hastalıkla yüz yüze kalan kesim oldğu, fakat bu sektörde çalışan işçi emekçilerin halen yeteri kadar koruyucu malzeme elde edemedikleri ve talepleri karşılanmadığına vurgu yapıldı.
"Günboyu Bir Maskeyle Salgınla Boğuşuyorlar"
Lojistik sektöründe ise ağır ve uzun çalışma koşulları ile çalışmanın devam etmekte olduğu ifade edilen açıklamada "Özellikle sendikasız işyerlerinde tek bir maske ile gün boyu çalışan işçiler salgınla boğuşmaya devam etmektedir. Ağır ve uzun çalışma koşulları karşısında bu sektörde işçiler düşük ücretlerle hayatlarını sürdürmektedir" denildi.
Gıda, tekstil, kimya, mağaza ve güvenlik iş kollarında ücretsiz izin uygulamasının yaygın olduğu, pandemiden kaynaklı işçilerin korunması bir yana bu durumun fırsata çevrilerek, işçilere yıllık izinleri zorla kullandırılırken birçok fabrikada ücretsiz izin uygulamaları sürdüğü belirtildi.
Tersaneler ve limanların ilk günlerden itibaren salgının yaygın olduğu işyerleri olduğu hatırlatan açıklamada, buralarda servislerin yetersizliği ve taşeronlaşmanın olumsuz süreçlerini yaşanmakta olduğu belirtildi.
"Belediyelerde Salgın Hızı Artıyor"
"Belediye işçileri kentlerde yaşam kalitesi için çabalarken bir yandan salgının pençesinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. İstanbul’da tüm belediyelerde ve bu belediyelerin neredeyse tüm birimlerinde Covid-19 vakaları ile karşılaşıldı ve son günlerde salgının hızı artmış durumdadır. Basın emekçileri ise yıpranma hakkı gibi taleplerinin karşılanması bir yana birçok basın emekçisi evde çalışma adı altında haklarının kısıtlandığı bir süreç yaşamaktadır" denildi.
Sendikalaşmanın engellendiği ve örgütsüz işyerlerinde işçilerin kişisel koruyucu ekipmanlara dahi ulaşamadığı bu yaklaşımın salgınla mücadelede engelleyici bir tutum olduğu ifade edilen açıklamada salgın koşullarındaki ihmaller ise şöyle ifade edildi:
* Esnek çalışma, uzaktan çalışma, kısmı çalışma gibi uygulamalar ve ücretsiz izin, işten atmalar gibi yaklaşımlar, patronların bu süreci fırsata çevirerek işçilerin en temel haklarına saldırısına yol açtı.
* İşçi sınıfının yaygın test talebi ısrarla reddedilmiş ve birçok işyerinde test yaptıran işçiler test sonuçları çıkana kadar arkadaşları ile aynı ortamda çalışmaya zorlanmış ve birçok işçinin hastalanmasına davetiye çıkarılmıştır. Adeta suç işlenmiştir. Bu süre içerisinde hastalığın çıktığı bölümlerdeki işçiler dahi birçok işyerinde teste tabi tutulmamıştır.
* Test kitleri artık işyerlerinde, fabrikalarda uygulanabilir olmasına rağmen maliyet hesabı nedeniyle testlerin yapılmaması işçilerin canının nasıl hiçe sayıldığının göstergesidir.
İSŞP'nin acil talepleri ise şunlar:
* Tüm fabrika ve işyerlerinde düzenli periyotlarla işçilere test yapılmalı, vaka çıkan işyerlerinde izolasyon etkin şekilde uygulanmalıdır.
* Servis sayıları artırılmalı ve işçilerin koruyucu ekipmanları yeteri düzeye çıkarılmalıdır.
* Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı, sendikalaşmayı engelleyen yaklaşımlar cezalandırılmalıdır.
* Covid-19 meslek hastalığı sayılmalı ve bununla ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır.
* Tüm işçi ve emekçilerin ücretlerine ek zam yapılmalı ve işçilerin her türlü sağlık ihtiyaçları ücretsiz hale getirilmelidir.
* Elektrik, su, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlar da vergiler işçi ve emekçiler için kaldırılmalıdır.
* Asgari ücret üzerindeki vergi yükü kaldırılmalıdır.
* Salgın sürecinde çalışması zorunlu işyerleri dışındaki fabrika ve işyerlerinde ücretli izin uygulanmalı; kısa çalışma, uzaktan çalışma, esnek çalışma, ücretsiz izin gibi tüm uygulamalar sonlandırılmalıdır.
* İşçilerin nitelikli sağlık, beslenme gibi ihtiyaçlarına ulaşması da salgınla mücadelede yaygın test, izolasyon ve koruyucu ekipmanlara ulaşım kadar hayati önemdedir. Bu nedenle yukarıdaki taleplerimiz hayati önemdedir.
*Başta İstanbul olmak üzere işçi temsilcileri ve sendikalar, il pandemi kurullarında yer almalı ve alınacak kararlarda etkin söz sahibi olmalıdır.