İSİG Meclisi, Soma Uyar Madencilik işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu.
Soma Uyar Madencilik işçilerinin tazminatlarının ödenmesi için Ankara'ya yürüyüşe başladıkları günden bu yana 16 gün oldu. AKP Meclis Başkanvekili Özlem Zengin ile yapılan görüşmede 10 gün içinde sorunun çözümü yönünde verilen söz üzerine Uyar Madencilik işçilerinin Kırkağaç Çamı'ndaki bekleyişi sürüyor. İşçilerin çözüm için verdiği 10 günlük süre Pazartesi günü sona erecek. Bu tarihine kadar burada bekleyecek işçileri dün, Enerji-Sen İnşaat-İş, Dev Tekstil üyesi işçilerin de bulunduğu İSİG Meclisi ziyaret etti.
Ermenek Maden işçilerinin yürüyüşü nedeniyle sendika yöneticileri ve işçilerin bir kısmı Ermenek'e destek vermeye gitmişti.
İşçiler İSİG Meclisi'ni, "Sendika uzmanlarımızı, arkadaşlarımızın bir kısmını desteğe gönderdik. Siz bize gelerek onların yerini aldınız. İşte bu çok güzel bir dayanışma oldu. Bize böyle dostlar destek verince elbetteki kazanacağız" diyerek karşıladı.
İSiG Meclisi üyeleri, işçilerle Soma Ermenek ve diğer maden ocaklarının süreçleri, çalışma koşulları, sendikal mücadele ve gasp edlen tazmiınatları için eylemler üzerine sohbet edildi.
Maden işçilerinden Çetin Esmer 1991 yılından bu yana maden işçiliği yapıyor. Soma Uyar Madencilik dışında başka madenlerde de çalışan Esmer, TKİ'nin rödovans sistemi başladığından beri hiç bir madende güvenli bir çalışma olmadığını ve olamayacağını vurguladı.
Maden işçilerinin çok ağır koşullarda çalıştığını özellikle de Soma'da tarımında bitirilmesiyle başka çalışma alanı kalmadığını ve madenden başka geçim kaynağı kalmadığını belirtti.
2013’ten beri tazminatlarımızı alamadıklarını aktaran Esmer, "Çalmadık kapı bırakmadık. Bakanlıklar, milletvekilleri, parti başkanları, grup başkanvekilleri, meclis ziyaetleri. Üç tane de başbakanı eskittik bu arada. Size sayamayacağım kadar çok bu işte çözüme katkı verecek herkesle görüşme yaptık. Fakat hiçbir sonuç alamadan bu güne geldik" dedi. 15 gündürde yine direnişimiz sürüyor. Salihli’ye gittik, gözaltına alındık. Burada yapılan görüşmede bize bir söz verildi. Biz bu zamanı bekleyeceğiz. Ha, bizim durum bilinmeyen bir durum mu değil. Ama devlet maden patronlarını koruyor. Bakalım verilen söz tutulmazsa biz yürüyeceğiz" dedi.
2014 yılında 8 maden işçisi arkadaşıyla meclise gittiklerini Enerji Bakanı Faruk Çelik ve o dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile beraber konuştuklarını aktaran Esmer "Maaşlarımız bin 500 liraydı. Vasıfsız işçinin maaşının 2 bin lira, ikramiye olması gerektiği konusunda söz verdi. Bu tazminatlarımızın ödeneceğini, konusunda talimat verildi. Başbakana sordum siz bunu söylediniz buna imza atar mısınız? Ben size altı milletvekili göndereceğim dedi, geldiler anlattık.
Ama gel gelelim ki, yasama sürecinde hiçbir sözlerini tutmadılar. Ondan sonraki süreçte 6 tane vekil maden sahibi oldu. E, milletvekili maden sahibi olunca işçinin hakkını arayan yasayı kim koyacak da kim koruyacak. Önlem almadıkları için ölümler oldu. Sekiz yıl oldu verilen sözler tutulmadı. Biz öyle de öleceğiz böylede, artık bundan sonra ölmek var, dönmek yok!” dedi.
2007 yılında patlamada görme yetisini kaybeden Ali Kandemir, olayın nasıl gerçekleştiğini aktardı.
"Patlatma yapan arkadaş acemiydi, Dalgınlıkları, yanlışları vardı. Defalarca uyardım ama eğitim veren, kontrol eden yok. En son uyarmamdan iki gün sonra patlama oldu. Bize haber ulaşmadan patlatmayı yapmış. Hiç bir zaman patronlarını sevmedim. Onlar da beni sevmedi. Çünkü her zaman arkadaşlarıma 'Önce canınızı güvene alın. Hiçbir iş sizin sağlığınızdan kıymetli değil. Bi kaza riski varsa işi yapmayın önleminizi alın, ya da alınmasını bekleyin' dedim hep. Patronlar işten atmadıysa işimi iyi yaptığımızdan, arkadaşlarla iyi bir ekip çalışması yaptığımızdan. Ama ne oldu nihayetinde en az 301arkadaşımızı, daha da nicelerini kaybettik.
Biz yıllardır hak etttiğimiz tazminatlarımızı alamadık. Geçen sene yaptığımız eylem sonrası yasal düzenleme yapıldı. Ama sözde yasal düzenleme. Nasıl oluyor da bir yasal düzenleme bir kısım patronları kapsamıyor. Maden patronları korunuyor çünkü. Yoksa biz ne 301 arkadaşımızı ne18 arkadaşımızı ne de diğerlerini göz göre göre kaybetmezdik.
Biz bu hakkımızı mutlaka alacağız. Daha buradan dönüş yok. Biz hakkımızı sade kendimiz için değil gelecek nesil için de almak zorundayız. Onlar bizim yaşadıklarımızı yaşamasın diye. Onlar da bir hak gaspı olduğunda alınabileceğini bilsin diye. Bu yola çıktık, ölmek var dönmek yok dedik. Almadan da dönmeyeceğiz" dedi.
İSİG Meclisi ile sohbet sürerken, Türkiye Maden İşçileri Sendikası'nın (Maden-İş) Manisa Soma'daki Cengiz Topel Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdiğini öğreniliyor. Kısa bir göz atan işçilerin Genel Başkan Nurettin Akçul'un "Maden işçileri için tüm imkanlarını seferber ettikleri" şeklindeki konuşmasına yorumu ise "Haklı adam, patronla birlik oldu, işçiyi daha fazla sömürebilsin diye katledinceye kadar çalıştırmak için hakikaten imkânlarını seferber etti. Şimdi baktı ki, bütün bu çabaya rağmen işçi hakkından vazgeçmiyor. Nasıl bi cesaret geldiyse meydana çıkmış Sendikamızı, bizi hedef alıyor. Yanlarında bir tane işçi yok. Hepsi patron yalakası sendika ağası. Bizim olduğumuz yere gelmeye yüzleri de cesaretleri de yok" şeklinde oldu.
Ermenek’te ise jandarma barikatının önündeb bekleyişi süren işçiler akşama doğru yetkililerle bir görüşme sağlandığını, 2 Kasım'a kadar Güneyyurt Meydanı'nda bekleyişlerini sürdüreceklerini öğreniyoruz.
Ermenek maden işçileri de, "Eğer o gün anlaşma sağlanmazsa hedefimiz belli. Haklarımızı almak için Ankara'ya yürüyüşe devam edecğiz" diyor.
İSİG Meclisi akşama doğru gitmek için müsade isterken, işçiler "Güzel bir sohbet yaptık. Dayanışma için teşekkür ederiz. Burada kutlama yapacağız. Şimdiden haber verelim. Birlikte kutlamaya da bekleriz" diyerek uğurladılar.