SES'in 10. Olağan Genel Kurulu Ankara'da yapıldı. Genel Kurul'da temel konular Covid-19 ile mücadele ve hükümetin sağlık politikası oldu.
KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 10. Olağan Genel Kurulu Ankara'da gerçekleştirildi.
Genel Kurul'da salona "Koronavirüs Değil, Kapitalizm Öldürür", "Performans Değil, Tavandan Ödeme Değil, Temel Ücret" pankartları asıldı.
Pandemi nedeniyle SES delegeleri dışında sadece KESK yönetimi ve KESK'e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri Genel Kurul'da yer aldı.
"Yaşanan Süreçte Bakanın Maskesi Düştü"
Açılış konuşmasını yapan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, salgınla mücadele yerine algı yönetimine başvuran iktidarın başta başarılı bir imaj çizse de artık açıklanan verilerdeki tutarsızlıklar, vaka sayısı-hasta sayısı ayrımı yapmak gibi cambazlıkların Sağlık Bakanlığı'nın maskesini düşürdüğünü belirtti.
Ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda pandemi etkisini gösterirken, iktidarın sermayenin çıkarlarını koruduğuna da değinen Kara, "Pandemi ile mücadele süreci sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda yaşanan sorunları gün yüzüne çıkarmıştır. Tüm kamu kurumlarında nöbetleşe çalışmaya geçilmiş, 65 yaş üstü, kronik rahatsızlığı olanlar, organ nakli olanlar, hamileler, ilkokul çağında çocuğu olanlar idari izinli sayılırken, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri muaf sayılarak bulaşın en yoğun olduğu ortamların başında gelen sağlık kurumlarında çalışmak zorunda bırakılmışlardır" dedi.
"Testler Yetersiz, Ek Ödemedelerde Uçurum"
Salgın süresinde sağlık kurumlarında yeterli atama yapılmadığını kaydeden Kara, kişisel koruyucu malzeme, test vb. taleplerin de yerine getirilmediği gibi temaslı sağlık emekçilerinin bile test olamadığını söyledi. Pek çok sağlık kurumunda çalışanların ek ödemeden faydalandırılmadığını, faydalananların arasında 16 kata varan uçurumlar yaratıldığını söyledi.
"Sağlık Piyasanın Vahşi Koşullarına Terk Edilemez"
Kara, "Pandemiye karşı yürütülen mücadele; sağlığın kamusal bir hizmet olmasının ne kadar hayati olduğu ve piyasanın vahşi koşullarına terk edilemeyeceğini bir kez daha bütün çıplaklığıyla göstermiştir. Dünya Bankası, IMF tarafından dayatılan özelleştirmeci 'sağlık reformu' politikalarından vazgeçilerek kamusal sağlık politikalarına dönülmelidir" dedi.
"Parasız Nitelikli Sağlık, Güvenli Gelecek"
Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin taleplerini sıralayan Kara, sağlık hizmeti herkese eşit, parasız, nitelikli, ulaşılabilir, ana dilinde olmalı, kamu eliyle sunulması, özel hastanelere aktarılan kamu kaynaklarının durdurulması, şehir hastanelerinin şirketlerden alınıp kamuya devredilmesi, başta koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere sağlığa yeterli kaynak aktarılması, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin güvenceli çalıştırılması için mücadele etmekten başka bir yol olmadığı söyledi.
"Ücretler Her Gün Eriyor"
KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, ise ülkenin ekonomisinin de siyasi yapısı gibi çöküşe gittiğini ifade ederek, "İşsizler ordusuna her gün on binlercesi ekleniyor, ücretler döviz karşısında eriyor, zamlarla alımlar her geçen gün düşüyor" dedi.
"TTB Başkanı Fincancı'nın Yanındayız"
Başta sağlık emekçilerine yönelik olmak üzere iktidarın esnek çalışmayı hayata geçirmek için pandemiyi bir fırsat olarak kullandığını belirten Bozgeyik, TTB Merkez Konseyi Başkanı seçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı tarafından hedef gösterilen Şebnem Korur Fincancı'nın yanında olduklarını söyledi.
"Meslek Örgütleri Etkisizleştirilmek İsteniyor"
Pandemiye karşı mücadelede en ön safta olan sağlık emekçilerine ve örgütlerine yönelik baskıların da arttığını belirten Bozgeyik, bir yandan çoklu baro düzenlemesinde olduğu gibi meslek örgütlerinin yapısının değiştirilerek etkisizleştirilmek, bir yandan da AYM'ye yönelik baskılarla anayasasızlaştırma sürecinin tamamlanmak istendiğini söyledi.