Fransa'da petrol tekellerinden Total, 24 Eylül'de Seine-et-Marne'deki Grandpuits Rafinerisi'nin kapatıldığını duyurmuştu. Sahada çalışan işçiler, yüzlerce işi yok edecek bu arıtma birimlerinin kapatıldığını öğrenince Total'in, Total de la Défense Kulesi'nin eteğinde bulunan Genel Merkesi önünde eylem çağrısı yaptılar.
Bu ekonomik kriz ve pandemi döneminde işten çıkarmalarla mücadele için bu eyleme katılmanın her türden genç ve işçi için önemli olduğunu söyleyen işçiler herkesi kendilerine katılmaya ve eyleme çağırdılar.
İşçilerin dediğine göre Total, rafinaj ünitelerini kapatma gerekçesini arazinin “ekolojik olarak yeniden dönüştürülmesi” olduğunu söylüyor ve şantiye çalışanları ve alt yüklenicilerle birlikte 700 doğrudan işi etkileyecek bu planı “çevre” projesi olarak adlandırıp göz boyamak istiyor.
6 Ekim Salı günü sabah 09.00'da işçilerle omuz omuza duran gençler ve çevreciler de, "dünyanın ilk yeşil enerji şirketi olmak" istediğini söyleyen Total'in söylemlerine kanmadıklarını da gösterdiler.
Ve Total gerçekte, dünyanın en çok kirleten 17. şirketi. Avrupa'da çevreci söylemlerde bulunarak birkaç “ikiyüzlü” teknoloji ile ekoloji dostu görünen Total'in de diğerleri gibi en düşük maliyetle en yüksek kar peşinde koştuğunu, Total'in Uganda'da aktif olarak ormansızlaştırma, yerel halkı tahliye etmeye, tarım arazilerini ele geçirme ve yerel flora ve faunayı yok etmeye katıldığını söylüyor çevreciler.
Ve Total'in önünde işçilerin ve çevrecilerin sloganı ortaklaşıyor: “Dünyanın sonu, ay sonu, aynı kavga!”
“Ekolojik değişim, emekçi halkın çıkarlarını gezegenin çıkarlarına karşı kullanan, hayatları yok eden ve çaresiz ırklarını yeşile boyayan kapitalistlerin ellerine bırakılmak zorunda değil” diyen çevreciler, çok net bir sınıfsal bakış koyuyorlar ortaya. Çevreyi korumanın “yeşil kapitalizm” ile mümkün olmadığını ve sadece işçilerin kontrolündeki ekolojik planlamanın sürmekte olan çevre felaketini önleyebileceğini de vurguladılar.
Krizin bedelini işçiler ödememeli diyen işçiler, Covid-19 nedeniyle yatırımlarda düşüş olduğunu söyleyen şirketlerin, salgının orta yerinde iken yine de çalışanlarını işe göndererek milyarlarca dolar kar elde etmeye devam ettiklerini söylüyorlar. Total'in de diğer büyük şirketler gibi salgını bahane ettiklerini söyleyen işçiler bunun artık “sosyal bir felakete” yol açtığını söylüyorlar.
Bu eylemin sebebinin de hayatlarının her zamankinden daha fazla, kârlarından daha değerli olduğunu söylemek olduğunu söyleyen işçiler, Şirketin 1 Nisan'da, grup hissedarlarına yaklaşık 1,8 milyar euro temettü ödediğini söylüyor. Ancak yüzlerce insanın yaşamı bu rafinerinin faaliyetine bağlı. Kapatılırsa, Seine-et-Marne havzasındaki doğrudan veya dolaylı işler için yüzlerce aileyi işsizliğe sürükleyecek. Ve ekonomik krizin ortasında iş bulmak bu denli güç iken yüzlerce aile yaşamdan kovulacak...
Genel Merkez önünde sorunlarını haykıran, sloganlarını haykıran işçiler, ayrılırken kapıya imzalarını atmayı ihmal etmediler... Petrol varilleri ile döner kapıyı bloke eden işçiler, açılmasını imkansız hale getirdiler.