KESK İzmir Şubeler Platformu, 6 Ekim Salı günü saat 17:30’da Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde 15 Ekim 15 Kasım tarihleri arasında yapılacak bütçe görüşmeleri ile ilgili “İnsanca Yaşamaya Yetecek Gelir ve Güvenceli Çalışma İçin Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe İstiyoruz!” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
Sık sık “Karanlığa Teslim Olmayacağız” sloganının atıldığı eylemde basın metnini KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Necip Vardar okudu. Vardar “İç içe geçen ekonomik, siyasal, sosyal sorunların hepimizin yaşamını derinden etkilediği zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi ve pandemi ile her geçen gün daha derinleşen ekonomik krizle artan işsizlik ve hayat pahalılığı halkın, emekçilerin, işçilerin gündeminin en başında yer almaya devam ediyor. Milyonlar, insanca yaşamanın ve insanca çalışmanın her gün daha da zorlaştığı koşullarda hayatlarını alt üst eden sorunların çözülmesini bekliyor. Ancak ülkeyi yönetenler milyonların çözüm bekleyen acil sorunlarını görmezden gelmeye, ötelemeye devam ediyor. Halkın, emekçilerin yaşadığı sorunlara değil, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL fırsatçılığında kurdukları baskıcı, otoriter rejimi tahkim etmeye öncelik veriyorlar. Yaşanan krizi çözmek yerine yeni sorunlarla beslemeye devam ediyorlar.” dedi.
Siyasetçilerden gazetecilere, barolardan avukatlara, meslek kuruluşlarından Anayasa Mahkemesine, kıdem tazminatı ve kamusal emekliliğin ortadan kaldırılmasından kadın mücadelesinin kazanımı İstanbul sözleşmesinin tartışmaya açılmasına, pandemiye karşı en başından beri canı pahasına mücadele eden hekimlerin meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmakla tehdit edilmesine kadar uzanan baskılara her gün yenilerinin eklendiğini vurgulayarak “Toplum sağlığının ciddi bir tehdit altında olduğu pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında bile atılan her adımda yine sermayenin, patronların çıkarları temel alınmakta, emekçi kesimler, dar gelirliler yok sayılmaktadır. Pandemiden, krizden en çok etkilenen dar gelirli, yoksul kesimleri koruyucu politikalar geliştirmek yerine sermayenin, patronların yüzü güldüren, kamu kaynaklarının talan edilircesine yandaşlara akıtılmasına devam edilmektedir. Tüm ücretli kesimler gibi kamu emekçileri olarak bizler de ülkede yaşanan sorunlardan payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz” dedi.
Açıklamada yaşanan hayat pahalılığından, işsizlikten en çok etkilenen kesimlerin başında OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan, özel sektörde dahi çalışma olanakları kısıtlanan KESK’li ihraç kamu emekçilerinin geldiği, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun KESK’li ihraçlar hakkındaki kararlarını ertelemeye devam ederek yaşanan mağduriyeti katmerli hale getirdiği, 3 milyon kamu emekçisinin 2 milyon emeklinin yandaş konfederasyon yönetimi ve iktidar arasında imzalanan toplu sözleşme ile maaşlarında yapılan sefalet oranlı artışlarla yetinmesinin istendiği, güvenceli-kadrolu istihdamdan vazgeçmesinin beklendiği belirtildi.
Açıklama şu sözlerle devam etti. “KESK olarak içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz.
Bunun için:
-Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,
-Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını,
-Ülke kaynaklarının kullanılmasında herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini,
-Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını,
-Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere 'temel bir yurttaşlık geliri' sağlanmasını,
-Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını,
-Gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını,
-Parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,
-Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını,
-Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmasını,
-Maaşlarımızda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artışın temel alınmasını,
-İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan KESK’Lİ ihraçların derhal işlerine iade edilmesini,
-Yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini,
-Evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini İSTİYORUZ. Kısacası yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Bu talepler sadece bizim değil milyonların talepleridir.”
Eylem alkışlarla sona erdi.