Nuriye ve Semih'in davasının tüm emek dostlarının davası olduğu ifade edildi.Nuriye ve Semih İçin Dayanışma Açlık Grevinin 191. Gününde Kadıköy’de basın açıklaması yaptı. Nuriye ve Semih'in mahkemeye getirilmeyişleri, mahkeme için gelenlere saldırı, dava öncesi avukatlarının gözaltına alınması protesto edildi.
İSTANBUL - Nuriye ve Semih İçin Dayanışma, her Cuma günü olduğu gibi bugün de açlık grevinin 191. Gününde Kadıköy’de Süreyya Operası önündeydi.
"Nuriye ve Semih'in Talepleri Kabul Edilsin", "KHK'lar Gidecek Biz Kalacağız", "Devrimci Avukatlar Yargılanamaz", "Savunma Hakkı Yargılanamaz", "Nuriye ve Semih Onurumuzdur",
"Nuriye Semih Yalnız değildir", "Açlık grevi 191. günde" sloganları atılan eylemde Adalar Müzik Topluluğu Nuriy ve Semih için bestelediği parçayı söyledi.
Ardından Nuriye ve Semih İçin Dayanışma adına basın metnini Cihan Kaplan okudu. "Yüksel direnişinin 311. açlık grevinin 191. gününde akademisyen Nuriye GÜLMEN ve öğretmen Semih ÖZAKÇA'nın taleplerinin karşılanması ve tutukluluk hallerinin derhal sonlandırılması için devrimci demokrat yapılar, hukukçular, doktorlar, akademisyenler, KHK'ya karşı direnen emekçiler, her meslek kolundan işçiler, sanatçılar Nuriye ve Semih'in öğrencileri olarak yeniden bir aradayız" diyerek sözlerine başlayan Kaplan, OHAL rejimi ile birlikte emekçilerin hayatlarında bir kangrene KHK ve Yüksel Caddesi'nde sürmekte olan "İşimizi Geri İstiyoruz" eylemine değinerek bu eylemin teslim olmamanın ve haksızlığa itirazın meşru bir direnç alanı haline geldiğini belirtti.
"Nuriye ve Semih'in İradesini Yükseltmemize Engel Olamadılar"
Nuriye ve Semih’in haklı ve meşru taleplerinin toplumun tüm kesimlerinde bu denli karşılık bulmasını hazmedemeyen, siyasi iktidarın valilik yasakları ile Nuriye ve Semih’in sesi olmayı engellemeye çalıştığını, sayısız saldırı, gözaltı ve işkenceye karşın Nuriye ve Semih’in iradesini yükseltmenin engellenemediğini vurgulayan Kaplan, 14 Eylül Nuriye Semih mahkemesine 2 iktidarın gün kala 12 Eylül faşist cuntanın yıl dönümünde 12 Eylül anlayışını sürdürerek Nuriye ve Semih’in savunma hakkına saldırarak Halkın Hukuk Bürosu’na yönelik şafak operasyonu yaparak 18 avukatı işkence ile gözaltına aldığını Av. Aytaç Ünsal’ın ve Ezgi Çakır’ın kollarında işkence gördüklerini avukatlar operasyonu, savunma gaspını protesto etmek ve Nuriye-Semih’i açlığı ile de savunmak için açlık grevinde olduklarını hatırlattı.
"İktidar Yüzlerce Avukatı Davada Görerek Hüsrana Uğramıştır"
Kaplan "12 Eylül biatçılığına yakışır şekilde Nuriye ve Semih’in dosyasını hazırlayan savunmayı “rehin” alan iktidar 14 Eylül’de 1030 avukatın yetki belgesi, 6 baro yönetimi ve yüzlerce avukatı davada hazır görerek hüsrana uğramıştır" dedi.
Bir hafta önce Nuriye ve Semih’in mahkemeye getirileceğini açıklayan iktidarın 13 Eylül gecesi yandaş basına “yeterli personel yok, kaçma-kaçırılma şüphesi” bahanesini servis ettiğine dikkat çeken Kaplan, "Kaçma şüphesi; sağlıklarının uygunsuzluğu ancak aslen meşru bir şekilde günde iki kere dünyanın gözü önünde Yüksel’e ısrarla gelen insanlar için pervasız, yalan ve trajik-komik bir gerekçedir. Bu pervasızlık Nuriye ve Semih için üşenmeden hazırladıkları kitapta da yer alan 'gizli gizli yiyorlar' yalanının da ifşa olacağı korkusundan bağımsız değildir.
Dün Ankara’ya dayanışmamızın da içinde olduğu bir çok ilden binlerce insan tarihe tanıklık etmek üzere gitmiştir. AKP’nin kolluk güçleri “büyük” yerden aldıkları emirle Adliye çevresi ve içinde onlarca defa Nuriye Semih’i savunmaya gelen halkımıza saldırarak işkenceyle gözaltı yaptılar. İçinde avukatların da olduğu 30’un üstünde Nuriye Semih dostu gözaltına alındı ve akşam itibarı ile serbest bırakıldı.
"Duruşma Nuriye ve Semih'in Eylemlerinin Haklılığını ve Meşruluğunu Gösterdi"
14 Eylül duruşması göstermiştir ki kendi oluşturdukları dosyada kendilerinin de ikna oldukları 'suç' kapsamına giren bir gerçeklik yoktur. Binlerce izleyici, binlerce avukat, aydın, sanatçı ve siyasetçilerin de tanıklık ettiği duruşma direnişin meşruluğunu tekrar etmekten başka bir işe yaramamıştır. 14 Eylül göstermiştir ki direniş yargılanamaz, savunma gasp edilemez!
Nuriye ve Semih’in terörist olarak manipüle edilmesine karşı duruşmada savunmanlardan Av. Betül Kozağaçlı “Asıl terörist Hatun Tuğluk’un cenazesine saldıranlardır!” diyerek siyasi iktidarın 'güvenlik' hassasiyetini teşhir etniştir" dedi.
Nuriye ve Semih’in tutukluluk hallerinin devamına, savunmanın irade koyarak kazandığı savunma hakkının kazanılarak Nuriye ve Semih’in duruşmada hazır bulundurulmak üzere 28 Eylül’de Sincan’da görülmesi kararı çıktığını belirten Kaplan “İşimizi Geri İstiyoruz" talebiyle günlerce her türlü hak arama yolunu deneyen Nuriye ve Semih’in yaşam haklarının, direnme haklarının gasp edilmesine izin verilmeyeceğini ve her alanda onları savunmaya devam edileceğini ifade etti.
"Nuriye ve Semih 191 Esra 116 Gündür Açlık Grevinde"
"191 gündür sürdürdükleri açlık grevleri süresince sağlık hakları gasp edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın sağlık durumları malesef her geçen gün kötüye gidiyor. Zorla müdahale tehtidi altında direnişlerini sürdürmeye çalışan dostlarımızın, deri dökülmesi, deri kuruması, deri incelmesi ve yatak yaraları mevcut. Kitap sınırlaması ise gardiyanlar tarafından keyfi bir uygulama olarak devam etmektedir" diye sağlık durumu hakkındaki bilgileri aktaran Kaplan, Esra Özakça'nın açlık grevinin 116. gününde olduğunu, Yüksel Caddesi’ndeki eylemler boyunca alanda ciddi işkenceye maruz kaldığını bedeni küçülürken direniş ve gülüşlerinin büyüdüğünü söyledi.
"28 Eylül’de Onları Özgürleştirelim"
Kaplan sözlerini "Meşru talepleri talebimizdir.
İnsan olmanın en temel unsuru olarak direnme haklarını; açlık grevi direnişini selamlıyoruz!
Tüm Nuriye Semih dostlarını onların iradesini ve gülüşünü sahiplenmek için 28 Eylül’de Ankara Sincan’a çağırıyoruz. Bu dava hepimizin, bize omuz verin onları özgürleştirelim" diyerek tamamladı.
"Nuriye ve Semih'in Sesine Ses Olacağız"
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Nuriye ve Semih ile dayanışmak için mahkemeye gidenlere yönelik polis saldırısına değinerek Nuriye Gülmen'in dava öncesi çağrısında bu davanın hepimizin davası olduğunu, işimize emeğimize sahip çıkmak gerektiğini söylediğini anımsattı.
Mahkemenin Nuriye ve Semih'i suçlu çıkaramadığını belirten Aydoğan, "Tutuklamalarında da Nuriye ve Semih'in direnişi devam ederse TEKEL ve Gezi çıkacak diye korktular. Nuriye ve Semih'in sesine ses olacağız. Onların davası hepimizin onuruna, işine, ekmeğine sahip çıkma davasıdır. 28 Eylül'de yine adliye önünde olacağız. Bu bu dava hepimizin davası" diyerek 28 Eylül’de görülecek duruşmaya katılma çağrısı yaptı.
Nuriye ve Semih İçin Dayanışma basın açıklamasını sloganlar, alkış ve ıslıklarla bitirdi.