Ankara Eğitim Sen Şubeleri, pandemi dönemine ilişkin yeterli önlemler alınmadan eğitime başlanamayacağını, aksi halde öğrencilerin, eğitim emekçilerinin hayatının riske atılacağına dikkat çekti.

Ankara Eğitim Sen Şubeleri, pandemi dönemine ilişkin yeterli önlemler alınmadan eğitime başlanamayacağına dikkat çekmek için Ankara Beşevler'de bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapmak istedi. Fakat Ankara Valiliğinin pandemi gerekçesiyle toplanmaya izin vermediği belirten polis eğitim emekçilerinin burada toplanmasına izin vermedi. Eğitim Sen üyeleri bunun üzerine ajitasyon konuşmaları yaparak pandemiye ilişkin gerekli önlemlerin alınmadığını bu şartlarda yüzyüze eğitime geçilmesinin öğrenciler, aileleri ve eğitim emekçilerinin hayatınıb riske atılması demek olduğunu söyleyerek yürüyüş yaptı.

Polisin engellemesini ve yürüyüş konuşmalar sırasındaki "müdahale" tehdidini de "Baskılar Bizi Yıldıramaz" sloganı ve alkışlarla protesto etti.

Eğitim Sen üyeleri daha sonra Eğitim Sen 5 Nolu Şube önünde basın açıklaması yaptı. Eğitim Sen Ankara 3 nolu Şube Başkanı Fevzi Yılmaz basın açıklamasında pandemi süreci nedeniyle aksayan eğitim-öğretimin uzaktan eğitimle telafi edilmeye çalışıldığını fakat bunun yeterli olmadığı gibi iktidarın eğitime ilişkin politikaları nedeniyle öğrencilerin eğitim hizmetine erişimi konusunda bir çok problemi ve eşitsizliği de getirdiğine dikkat çekti.

Yılmaz, pandemi sürecinde eğitim-öğretime yetersizlikler ve yaşanan sorunlara değinerek, okulların pandemide yüzyüze eğitime açılabilmesi için gerekli şartların sağlanamadığını belirterek eğitim-öğretimin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için alınması gereken önlemler ve uygulamalar konusundaki önerilerini aktardı.

* Öğrencilerin eğitim ve yaşam hakkı bir bütündür. Öğrencilerin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığını, yaşamını güvenceye almadan eğitim hakkının güvenceye alınması mümkün değildir.

* Öğrencilerin okula gelip giderken kullandıkları ulaşım araçları önemli oranda sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riski ortadan kaldırmak için öğrencilerimiz ve bütün eğitim emekçileri için ücretsiz servis olanağı sağlanmalıdır.

* Okullar açılmadan önce fiziksel mesafe ve hijyen planlaması yapılmalıdır. Devlet okullarında bir sınıfta en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.

* Taşımalı eğitime son verilerek, köy okulları yeniden eğitime açılmalıdır.

* Atıl kamu binalarında düzenleme yapılarak buralardan derslikler oluşturulmalıdır.

* Okulların çoğunda temizlik ve hijyen sorunu yaşanmaktadır. MEB’ nın bu sorunları ortadan kaldırmak için kaynak ayırmaması ve okulların da kendi bütçesi olmadığı için bu konularda sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Eğitimin ihtiyaçlarının karşılanması için ek bütçe oluşturulmadan atılacak her adımın riski daha da büyütmekten başka bir sonuç vermeyeceği bilinmelidir. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşullarına göre yeniden güncellenmeli ve bu ihtiyaçların giderilmesi için ek bütçe oluşturulmalıdır.

* Bütün eğitim kurumlarında sağlık birimleri oluşturulmalı, yeterli sayıda doktor ve hemşire görevlendirilmelidir.

* Bütün eğitim kurumlarının maske, dezenfekten, temizlik ve hijyen malzemeleri ücretsiz karşılanmalıdır.

* Okullarda temizlik ve hijyen işlerinde çalışacak personel açıkları kadrolu atama ile karşılanmalı, hijyen ve salgınla mücadele konusunda eğitim almaları sağlanmalı ve salgına karşı koruyucu ekipmanla donatılmaları sağlanmalıdır.

* Bilim insanlarının önerileri doğrultusunda okulların yüz yüze açılmasına karar verilmesi durumunda eğitim emekçilerine ve öğrencilere ücretsiz test ve aşı yapılmadır.

* Uygun koşullar sağlandığında yüz yüze eğitim için önemli oranda öğretmen ihtiyacı olacaktır. Yeterli sayıda öğretmen ataması kadrolu, güvenceli olarak yapılmalıdır.

* Öğrencilerimize ve öğretmenlere uzaktan eğitim için gerekli internet, teknik destek, bilgisayar veya tablet ücretsiz olarak verilmelidir.

Eğitim emekçilerinin ekonomik olarak da zor durumda olduğunu ve maaşlarının ve sosyal haklarının iyileştirilmesi getektiğini ifade eden Yılmaz, sözlerini "Yaşadığımız tüm olumsuzluklara, işimize, ekmeğimize, geleceğimize ve öğrencilerimizin eğitim hakkına yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikalarına karşı; öğrencilerimizin eğitim hakkı, mesleki saygınlığımız, öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun, bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki, özlük ve demokratik taleplerinin karşılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Eğitim-Sen varsa umut var" diyerek bitirdi.