DİSK Genel İş Sendikası Anadolu Yakası 1 Nolu Şube üyeleri "İş Cinayetleri Fıtrat, Irkçı Saldırılar Münferit Değildir" şiarıyla Kadıköy’de Beşiktaş İskele Meydanı'nda basın açıklaması yaparak iş cinayetleri ve ırkçılığa karşı mücadele çağrısında bulundu.
İSTANBUL - DİSK Genel İş Sendikası Anadolu Yakası 1 Nolu Şube üyeleri son iş cinayetleri ve son dönemde sıklıkla yaşanan ırkçı saldırılara karşı bugün Kadıköy'de Beşiktaş-Kadıköy İskele Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
"İş Cinayetleri Fıtrat, Irkçı Saldırılar Münferit Değildir İş Cinayetlerine ve Irkçı Saldırılara Karşı Örgütlenelim yazılı pankart açılan eyleme DİSK'e bağlı sendikaların yönetici ve üyeleri, İşçi Temsilcileri Konseyi, Emeğin Gücü Derneği üyeleri de katıldı.
"Çalışırken Ölmek İstemiyoruz" , "İşçiye Uzanan Eller Kırılsın" , "Çarklar Dönüyor İşçiler Ölüyor", "İşçiler Birleşin Devrim İçin Savasşın" , "İşçilerin Birliği Sermeyeyi Yenecek" sloganları atılan eylemde pandemi sürecinde başta sağlık çalışanları olmak üzere hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu. Ayrıca Türk Tabipler Birliği'nin devletin pandemi sürecindeki politikalarını bir hafta boyunca siyah kurdele takarak protesto etme eyleminin de desteklendiği belirtildi.
Basın açıklamasını ise Genel İş Sendikası Anadolu Yakası 1 Nolu Şube Sekreteri Cem Karasoy okudu.
"Bizler gece gündüz çalışan, üreten işçileriz. Dünyayı yaratan ellerimizden tanırız birbirimizi. Dillerimiz, milletlerimiz, cinsiyetlerimiz farklı olsa da aynı işyerinde omuz omuza beraber çalışır, emeğimiz ve alınterimiz için birlikte mücadele ederiz. Tüm dünyada kaderimiz ortaktır bizim. Az veya çok hepimiz egemenler tarafında sömürülürüz. Patronların kâr hırsından dolayı iş cinayetlerinde yaşamımızı yitiririz" diyerek sözlerine başlayan Karasoy, "İşçilerin yaşam hakkı 21’inci yüzyılda bile birilerinin cebine daha fazla para girsin diye yok sayılıyor" dedi.
İSİG ile ilgili yasaların hep kağıt üzerinde kaldığını, ülkeyi yönetenlerin, iş cinayetlerini “fıtrat”, “kader” olarak tanımlandığını belirten Karasoy, bundan güç alan patronların iş cinayetleri ve iş kazaları sonucunda caydırıcı cezaların verilmeyeceğini bildikleri için de ve işyerlerinde işçilerin hayatlarını korumak için gerekli önlemleri almadığını söyledi.
Covid-19 salgını ile birlikte işçilerin hayatının sömürücü iktidarlar tarafından ne kadar önemsiz görüldüğünün bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Karasoy, iktidarın halkı evde kalmaya çağırarak pandemiyi karşı mücadeleyi toplumsal sorumluluktan çıkardığını, pandemi ile mücadeleyi bireysel önlemlere indirgediğini belirtti.
Zenginler evde steril bir ortamda pandemi sürecini geçirirken, işçiler fabrikalarda, tarlalarda, işyerlerinde çalışmak zorunda kaldığını, çalışmak zorunda kalan işçilere yönelik herhangi bir tedbirin alınmamasının işçilerin hayatının önemsizliğini bir kez daha ortaya çıkardığını söyledi.
İşçilerin, iş cinayetleri, meslek hastalıkları, Covid-19 gibi yaşam haklarını ihlal eden gerçeklerle çalışmak zorunda kalırken, diğer yandan iktidarın tekçi siyaset anlayışı ve savaş politikası ile toplumda yükselttiği ırkçı zihniyetin saldırıları ile karşı karşıya kaldığını, söyleyen Karasoy, "Hükümet kendi iktidarının devamlılığı sağlamak için halklar arasına nifak tohumu ekmekte, savaş politikaları ile coğrafyamızdaki emekçi-yoksul halkları ölüme mahkum etmektedir. Her gün medya organlarında iktidar temsilcilerinin ırkçı-tekçi söylemlerinin yayınlandığı bir ortamdan güç alan faşist güruhlar kendilerinden olmayanlara saldırmaktan çekinmemektedir" diyerek Sakarya, Afyon ve Samsun'a yaşanan ırkçı saldırıları hatırlattı.
"İçinde yaşadığımız bu sistemde eğer bir emekçiyseniz sömürüyle haksızlıkla boğuşuyorsunuz demektir. Ama egemen ulustan veya anlayıştan farklı bir kimliğe sahip bir emekçiyseniz işte o zaman size yapılan sömürü ve haksızlıkta katmerleşmeye başlar. Yani bu ülkede eğer Kürt, Arap, Ermeni, Alevi, Kadın gibi egemen anlayıştan farklı bir kimliğiniz varsa size yönelik saldırının şiddeti de artarak devam eder" diyen Karasoy, iş cinayetlerini “fıtrat” olarak nitelendirenlerin, ırkçı saldırıları da münferit olarak ifade ettiğini ve sonucunda emekçilere hep ölüm düştüğünü söyledi.
Ulusal, etnik, ya da cinsiyet ayrımı yapmadan tüm emekçilerin barışın hakim olduğu bir ortamda eşit, özgür ve insanca yaşama hakkı olduğunu vurgulayan Karasoy, sözlerini "Gün iş cinayetlerine, ırkçı saldırılara, sömürüye, adaletsizliğe ses çıkarma günüdür. Gün eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi ve barış için mücadele etme günüdür. Tüm demokrasi güçleri bu temelde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz" diyerek tamamladı.
Genel İş Sendikası Anadolu Yakası 1 Nolu Şube üyeleri toplu olarak Ataşehir'de işe dönme mücadelesinin 884'üncü gününde olan Cargill işçilerine destek ziyaretinde bulundu.