< “Yönetemiyorsunuz! Ölüyoruz!“

İstanbul Tabip Odası üyesi hekimler "Yönetemiyorsunuz! Ölüyor Tükeniyoruz!" sloganıyla devletin pandemi sürecindeki uygulamalarını protesto etti.

Hekimler açıklama öncesinde pandemiden korunmak için kullandıkları tulumları giyerek "Arkadaşlar her gün bunları giyip çıkarmak zorundayız. Yaşadığımız sıkıntıyı görün" dediler.

Özellikle gözlük kullanan hekimlerin ayrıca siperlik ve koruyucu gözlük takmasındaki sıkıntı kameralara yansıdı. İstan Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünden Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi önüne yürümek isteyen hekimlere polis izin verilmedi. Hekimler Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi önünde açıklama yaptı.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip konuşmasında Bugün bütün ulkede Türk Tabipler Birliği'nin çağrısı olarak, yoğun bakimlardaki ciddi artışlar, halk sağlığı probleminin artması sağlık çalışanlarında hastalığın giderek yayılması, hekimlerin hastalarının ölmesi bütün bunlar bizi dikkatleri yeniden gündeme getirme gerekliliğini hissettirdi" dedi.

Bütün ülkede Tabip Odaları ve TTB olarak bir araya geldiklerini ve sembolik eylemler yaptıklarını söyleyen Saip, tamamen sembolik anlamda sağlık çalışanlarının çekmiş olduğu sıkıntıları hem vatandaşlara, yetkililere iletmek istediklerini belirtti.

Sağlık çalışanları için motivasyona ciddi bir ihtiyaç olduğunu, giderek emeklilik taleplerinin yükseldiğini ve sağlık çalışanlarında hastalığın gittikçe artmakta olduğunu vurgulayan Saip, "Bu tükenmenin önüne geçmek için motivasyona ciddi bir ihtiyaç vardır. Hastanelerde hastalar giderek yığılmaktadir. Bu nedenle yetkilileri özellikle önlem almaya, salgının yönetimiyle ilgili illerde hıfzıssıha kurullarını, il pandemi kurullarına gerekli bütün uzmanlık derneklerini, demokratik kitle örgütlerini, Tabip Odalarını diger sağlık meslek örgütlerini diğer ilgili tüm meslek kuruluşlarını katarak birlikte çözüm üretmek zorundayız. Bu sorunun üstesinden ancak hep birlikte mücadele ile geliriz" dedi.

Covid hastalığının mutlaka mesleki hastalık olarak kabul edilmesi, yetkililerin bununla ilgili gerekli kanunu çıkarması gerektiğini vurgulayan Saip, ayrıca kişisel koruyucu ekipman hastanedeki çalışma koşulları, çalışma saatlerinin azaltılmasıxq1 baktıkları hasta sayısının mantıklı hale getirilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Bıgün Haseki'ye kadar bir yürüyüş gerçekleştiteceklerini, fakat sembolik bir yürüyüşe izin verilmediğini belirtti.

Basın metnini ise İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güray Kılıç okudu.

Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluklarını yılmadan her gün hatırlatmaya devam edeceklerini söyleyerek sözlerine başlayan Kılıç, "Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan Covid-19’dan hayatını kaybediyor" dedi.

Covis-19 salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istediklerini, Covid-19 salgın sürecini bugüne kadar olan yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici bulduklarını ifade eden Kılıç, ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planiaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını beklediklerini söyledi.

Ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin Covid-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve ülkeyi yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istediklerini ifade eden Kılıç, TBMM’nin açılmasını beklemeden bütün partilerin Covid-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yaptıklarını, TTB olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte Covid izleme heyetinin birikimini ve önerilerini paylaşabilecekleri bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda çağrıcı olmasını istediklerini ifade etti.

Sağlık Bakanlığı’nın başta TT'B oimak üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte "Covid-19 işbirliği ve ortak çalışma meclisi” oluşturmasını talep eden Kılıç, hiçbir salgının vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemeyeceğini, bireysel tedbirlerin merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olacağını vurguladı. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı il Hıfzıssıhha Kurullarını işlevli kılmak, başta belediyeler ve kent konseyleri olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeriköy derneklerinden, kültür sanat dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını sürece katmak gerektiğini belirten Kılıç, "Hekimler ve bütün sağlık çalışanlarının ölüm kalım savaşına dönüşen Covid-19 mücadelesinde yalnız bırakılmayacaklarını, korunacaklarını, bu insan üstü çabaların farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve vefat eden arkadaşlarımızın 'meslek hastalığı' tanımını kabul edecek bir Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz" dedi.

Kılıç, yıllardır AKP hükümetlerinin ”Sağlıkta Dönüşüm Programı" ile cisimleşen; sağlıkta özelleştirme-performans sistemi ve kamu özel idaresi odaklı milyarlık kiralara neden olan ”şehir hastaneleri”nin Covid-19 salgını ile insanı değil sermayeyi ve karı öncelediğinin görüldüğünü söyledi.

Sağlıkta dönüşüm programının yarattığı tüm sonuçları ile birlikte iptal edilmesi gerektiğini, salgın biliminin öngördüğü üzere kamusal bir sağlık programının hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Kılıç, "'Koruyucu hekimlik-sağlık' hizmetlerinin öncelenmesi geçmişte kalmış bir nostalji değil, bugünün ve geleceğin sağlık perspektifidir. Ilk adım olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri'nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz" dedi.

Salgının yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimlerve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istediklerini belirten Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çalışma yaşamı, ulaşım, eğitim başta olmak üzere toplu bulunma ortamlarına dair insan yaşamını önceleyen, insan emeğinin değerini koruyan yasal ve idari düzenlemelerin hak kaybı yaratmadan ve en dezavantajlı, yoksul kesimleri emekçileri gözeterek ivedilikle yapılmasını bekliyoruz.

Bu adımları atmayanların, Covid-19 salgını ile mücadeleyi gerçekler üzerinden, olağandışı durum tanımıyla ve bir seferberlik ruhuyla karşılamayanların; suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatacağımızı buradan ilan ediyoruz. Covid-19 salgını mücadelesinde başarı; akıl ve bilim esas alınarak, gerçekleri konuşarak, filyasyon ve test süreçlerini çok iyi yöneterek, tedavi ortamını iyileştirip, sağlık çalışanlarını motive ederek sağlanır. Salgının yaygınlaştığı, 8 günde 8 hekimin hayatını kaybettiği, herkesin kendisi ve bütün yakınları için sürekli tedirgin olduğu bir süreçte herhangi bir başarıdan söz edilemez. "

Hekimler her fırsatta Covid-19'a ilişkin uyarılarını ve taleplerini dile getireceklerini belirterek basın açıklamasını sonlandırdıllar.