Şüphesiz, pandemi sürecinde her sınıf kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecektir. Emperyalist-kapitalist sistem bu süreci kendi lehine çevirebilmek için, elindeki tüm devlet aygıtlarını kullanıp, başta insan hakları olmak üzere, tüm ezilenleri daha da yoksullaştıracak, devrim güçlerini geriletmeye çalışacaktır. Özelikle virüse karşı geliştirilecek aşının pazar paylaşımı ile ilgili kıyasıya yarış içine girecekler. Bu aşının ücretli bir şekilde piyasaya sürülmesinin anlamı, milyonlarca yoksulun sonu olacaktır. Emperyalist-kapitalist sistemin kar hırsı, aç gözlülüğü önümüzdeki süreçte daha da iyi görülecektir.
Biz ezilenler cephesi, bu süreçte tavrımızı şimdiden iyi belirleyip, kapitalizme karşı kararlı bir tutum sergilemeliyiz. Pandemi sürecinde bize dayatılan süreci iyi kavramalıyız, şu soruları kendi kendimize sorup düşünmeliyiz.
1-Pandemi sürecinde acaba düzene karşı alternatif insanlar bencilleşmeye mi zorlanılıyor?
2-Pandemi süreci biz devrimcileri toplumsal düşünmekten ve hareket etmekten etkisiz kılıp, yalnızlaştırmaya mı itiyor?
Bunun gibi, kendimize soracağımız sorular çoğaltılabilir.
Emperyalist-kapitalist sistemin tam da istediği bu değil mi yani ezilenleri, düzene alternatif olan insanları yalnızlaştırarak etkisizleştirmek.
Kapitalist sistem, başta insan hakları olmak üzere tüm hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmayı hedefler demiştik. İnsan hakları sadece işkence, baskı, yürüyüşlerin, grevlerin yasaklanması değil, aynı zamanda açlıktır. Pandemi sürecinde görüldüğü gibi milyonlarca emekçinin beslenememesidir (ki virüsün insanlara bulaşması direk bağışıklık sistemiyle ilgilidir. Yeterince beslenememe, bağışıklık sistemini etkiliyor). Bu da milyarca emekçinin yeterince beslenememesini getirir, bu bir insan hakları sorunudur.
Çıkarılacak aşının pazar paylaşımıyla yüksek kar hırsıyla hareket etmelerinin anlamı, milyarca emekçiyi daha da zor günler bekliyor anlamına geliyor.
Şimdiden talebimiz, bu aşının ücretsiz, yeryüzündeki tüm insanlara eşit ve aynı zamanda dağıtılması olmalıdır.
Biz devrimden yana olanlar olarak, bu pandemi sürecinde tavrımız inadına devrim, inadına sosyalizm perspektifinden bir an olsa dahi ayrılmamalıyız. Bu süreçte tüm temizlik kurallarına uyalım sosyal mesafeyi koruyalım. Bu konuda duyarlı davranalım, ama aynı duyarlılığı yoldaşlarımızı, arkadaşlarımızı, sosyal çevremizi arayıp sorarak da gösterelim. Sık sık sosyal mesafe ve temizlik kurallarını dikkate alarak, çevremizle, yoldaşlarımızla görüşmeliyiz. Görüşmelerimiz sadece sağlık ve pandemi süreci değil, aynı zamanda ülke sorunları, ezilen sorunları üzerine konuşmak, hareket etmek olmalı. Pandemi sürecinde emperyalist-kapitalist sistemin bizi bencilleştirip yalnızlaştırmasına müsaade etmemeliyiz.
İsviçre’den Bir Leninist