< < Cadde 54 İşçisine AYEDAŞ Vurgunu!

Bir ayı aşkın süredir YU Group önünde gasp edilen haklarını arayan Cadde 54 AVM işçilerinden Abdurrahman Hezer’in ödenmeyen faturası nedeniyle AYEDAŞ bugün elektriğini kesti.

Sakarya’da Serdivan Belediyesi, TurkMall, YU Group ortaklığıyla yapılan Cadde 54 AVM Projesinde Deniz Mimarlık bünyesinde çalışan işçiler önce ‘Malzeme yok’ diyerek evlerine gönderildi, ardından 25/2 madde gerekçe gösterilerek işten atıldı. Cadde 54 AVM işçilerinin hakları ödenmedi.

Sakarya’da 3 ay süreyle eylem yapan işçiler Covid-19 pandemi süreci nedeniyle iki ayı aşkın süre eyleme ara vermek zorunda kaldı. Bu süreçte iş de bulamayan ve 6-7 aydır kiralarını, faturalarını ödeyemeyen işçiler bir ay kadar önce de Kısıklı’da bulunan YU Group önünde gasp edilen haklarının ödenmesi ve 25/2 madde ile çıkışın kaldırılması talebiyle basın açıklamaları yapmaya başlamıştı.

AYEDAŞ aylardır işsiz olan Abdurrahman Hezer’in 684 TL fatura borcu nedeniyle bu sabah elektriğini kesti. Faturaya bir de 44 TL açma kapama ücreti eklendi.

Fatura borcu Taksitle Ödenmiyormuş!

Twetter’da İşçi Temsilcileri Konseyi @ITK_IsciTmsKons hesabından, Emeğin Gücü Derneği @emegingucu_eg hesaplarından Hezer’in elektriğinin borcu yüzünden kesildiğini duyurdu.

Paylaşım üzerine kendisiyle görüştüğümüz Abdurrahman Hezer “Sabah evden çıkıyordum, kapıda AYEDAŞ görevlisi arkadaşlar saatleri okuyordu. Bizim kapı numarasını söyleyerek ‘Buranın elektriğini keseceğiz’ dediler. Ben de orası benim dairem. İşten atıldım ücretlerim edenmedi. Aylardır işsizim, faturalarımı, kiralarımı ödeyemedim. Bunu taksitlerle ödesem olmuyor mu?’ diye sordum. ‘Hayır tüm faturayı ödemeniz lazım’ deyip kestiler” diyerek aktardı.

 

Bir Günlük Yevmiyeyle 3-4 Gün Geçinmeye Çalışıyoruz”

“Sakarya’da işten atıldık, 3 ay kış günü eylem yaptık, sonra Covid-19 salgını geldi. Haliyle evimizden bile çıkamadık bir süre. Benim de kardeşim Zafer’in de iki çocuğumuz var. Ne hakkımı alabiliyorum, ne iş bulup çalışabiliyorum. İki- ikibuçuk ayımız böyle geçti. Kiralarımız birikti, faturalar birikti.... Biliyorum kesecekler ama ne yapayım? Bulabildiğimiz tek tük yevmiyeli işlere gidiyoruz onunla da günlük yiyecek birşeyler alabilirsek ne mutlu...” diyerek yaşadıkları zorlu günleri anlatıyor.

Salgına Yakalanmadık Diye Cezalandırıldık”

Sakarya’ya gidebilme imkanı olmadığını belirten Hezer, Cadde 54 projesinde Serdivan Belediyesi ile ortak olan YU Group önünde eylem yaparak gasp edilen haklarını ve 25/2 maddenin kaldırılmasını ya da yeniden düzenlenmesini istediklerini aktarıyor. “Bazen bulabilirsek günlük işlere gidiyoruz. Ama onlarla fatura ödeyemem ki, bir gün işe gidiyoruz, aldığımız yevmiyeyle bazen 3 bazen 4 günlük yiyeceğimizi ayarlamaya çalışıyoruz” diyor.

Bu sabah elektriğinin kesilmesi üzerine arkadaşlarına aktardığını bunun üzerine sosyal medyada İşçi Temsilcileri Konseyi ve Emeğin Gücü hesaplarında paylaşıldığını belirten Hezer, “Ben yine YU Group önüne gidiyordum. İTK’dan arkadaşlar ulaşıp, paylaşımın altına AYEDAŞ resmi hesabından, ‘Yardımcı olmamız için iletişim bilgisi verebilir misiniz?” demişler. Onlar da numaramı vermişler sağolsunlar. Açıkçası bir kolaylık sağlarlar diye çok umutlandım. Fakat gelen cevap beni daha da üzdü. Nasıl diyeyim salgına yakalanmadık diye ceza yedik... Öyle bi durum yani.” dedi.

AYEDAŞ’tan arayan yetkililerin kendisine faturaya ilişkin bilgileri ve adresi sorduğunu aktaran Hezer “Pandemi sürecinde, karantina bölgelerindeki abonelere yardımcı oluyoruz, fakat sizin konutunuz pandemi yoğunluklu bölgede olmadığı için yardımcı olamıyoruz” denildiğini belirtti.

 

Dünyayı Hastalık Sarmış Onlar Açma Kapa Parası İstiyor”

Elektrik faturasının 684 lira olduğunu belirten Hezer, nasıl bir ülkede yaşıyoruz bir de üstüne 44 TL açma kapama cezası eklemişler. Yıllardır faturalarımı aksatmamışım, bütün dünyayı saran bi hastalık başımızda... Açlıktan ölmekle, hastalıktan ölmek arasında gidip geliyoruz. Bir sabah gelip elektriğini kesiyorlar bir de 44 lira daha ekliyorlar. Bu zalimlik değil de nedir?” diyerek isyan etti.

Salgında Elektriği Suyu Kesmek Zulümdür”

“Devlet yetkilileri, bütün kurumlar ‘Evde kal’ diye bağırıyorlar. Nasıl kalayım evde? Buyurun elektiriğmizi kestiler. Hadi kirayı, faturayı da geçtim... İki tane küçük çocuğum var benim. Kardeşimin iki çocuğu var. Evde kalırsak onlara ne yedireceğiz? İş bulabildiğim an, pandemi falan demiyorum gidiyorum. Bir yevmiye de olsa alayım diyorum. Çünkü o parayla bazen 3- bazen 4 günlük yiyeceğimizi ayarlamaya çalışıyoruz. Bir yandan parasızlık, çocukların aç kalacağı, hastalanacağı korkusu, bir tarafta işe gidip onlara hastalık bulaştırma korkusu... Bize ‘Evde kal! Evde Kal!’ diye bağıranlar, bu korkuyu yaşamıyorlar. Madem bizi korumak istiyorsunuz o zaman temel ihtiyaçlarımızı karşılayın. Ben bize yiyecek içecek almalarını, kiralarımızı ödemelerini falan da beklemiyorum. Ama bu elektrik, su, doğal gazın borçtan kesilmesi nedir? Hadi kestin bu açma kapama cezası nedir? Dünyayı hastalık sarmışken bunu yapmak zulüm değil mi?” diyerek yüzbinlerce işçinin emekçinin haykırışı oluyor.

 

İşçiye Salgın, Patrona Vurgun”

“Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasakları oldu ne yaptınız? Nasıl geçirdiniz?” diye sorduğumuzda, içindeki isyan daha da büyüyor Abdurahman Hezer’in önce bir duruyor, içindeki üzüntü ve öfkeyi nasıl dile getireceğini toparlamaya çalışıyor. Sonra “Dünyada ne kadar deprem, sel, hastalık varsa yoksulu vuruyor. Neden çünkü sistem böyle. Parası olan, imkanları olan kendini koruyor, yıkılanı kaybolanı yerine koyabiliyor. Ama işçiler ne yapacak. Yetkililerin ‘Evde kal’ diye her yerden bağıra bağıra söylediği dönemde biz bulabildiğimiz an gidip çalıştık. Yüzlerce insan şantiyelerde, fabrikalarda iç içe çalıştı. Tıkabasa servislerde işe gidip geldi. Oradan aldığı hastalığı evine taşıdı. Okulları kapattılar mesala. Ama anne baba o kalabalık ortamlarda çalışıp, tıkabasa servislere binip işe gidiyor. Ne kadar koruyacak evdeki çocuklarını... Elbet evdekilere de bulaşak sonunda” diyor.

 

15 Yıldır ‘Sigortan Yatıyor mu?’ Diyen Olmadı”

Salgın sürecinin devletin de desteğiyle patronlar tarafından tam bir vurguna çevrildiğini ifade eden Hezer, “Hani o işçiler için olduğu söylenen kanunlar var ya? Hepsi patronların yararına kullanılıyor. Biz mesela 29 kodla işten atıldık. (İş Kanunu 25/2 maddenin SGK’daki işten çıkış kodu) Patron SGK’ya bildiriyor, SGK anında çıkış veriyor. Demiyor ki, burada yüz kızartıcı suça ilişkin bir idda var doğru mudur? İşçiye bir sorayım, gidip işyerinde araştırayım. Asla böyle bir şey yok. Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı diye bir kurum var. Ama hiç bir işlevi yok. İşçi çalışıyor, sigortası yatıyor mu? Maaşını, mesaisini alıyor mu? Biz şantiyelerde koğuşlarda kalıyoruz mesela. Nasıl bir yerde kalıyor? Doğru düzgün yemek veriyorlar mı? Gelip bakıyor mu? Denetleniyor denen yerde iş cinayetleri peşpeşe... Nasıl oluyor? Çünkü denetleme dedikleri şey tam da Coşkunlar Fişek fabrikasındaki gibi oluyor. Denetleyecek olanlar geliyor. Patronun, müdürün odasına gidiyor, yemeğini yiyip, çayını-kahvesini içiyor gidiyor. 15 yıldan fazladır inşaat işçisi olarak çalışıyorum. Daha bir kez SGK’dan gelip de “Senin sigortan yatıyor mu? Maaşın, mesain ödeniyor mu?” diyen müfettiş, denetimci olmadı.

 

Bakanlık Vermiş Patronlara 29 Kodu Keyfince İşçiye Zulmediyor”

Çalışma Bakanlığı, patronların eline 29 kod denenen bir zulmü vermiş patronlar işçiyi keyfince işten atıyor. İşçiye hiç sormuyor. Bu madde insanlık dışıdır. Eğer kanun koyuyorsan, hukuk var diyorsan bir taraf bir beyanda bulunduysa, diğer tarafa da sen soracaksın. Eğer ben suçluysam eyvallah kanıtı var ıspatı var. Neyse kanun uygularsın. Ama patron e-devletten, ya da bir dilekçeyle ‘Ben bu işçileri yüz kızartıcı suçtan attım’ diye bildirim yapıyor, Bakanlık direk çıkış veriyor. İşçi kimdir bu memlekete girmiş bi düşman mı? Bu işçilerin hayatını bitiren, geleceğini karartan zalimce bir maddedir. Bunun derhal yeniden düzenlenmesi lazım” diyerek İş Kanunu’ndaki 25/2 maddenin bu şekilde uygulanmasına isyanını dile getiriyor.

Aylardır, hak gaspı, işten atma, pandemi ile mücadele eden işçiler bugün itibariyle bir de elektriksiz... Abdurrahman Hezer, “Yarın gelip kardeşimin elektriğini de keserler, öbür günler de artık, su ve doğal gaz şirketlerini bekliyoruz” diyor yaşadığı zulümen katmerleneceğini bilerek.