Üç farklı konfederasyondan sendika şubelerinin yer aldığı İstanbul İşçi Sendikaları Platformu’nun 1 Aralık günü Şişli’de Nazım Hikmet Kültür Sanat Vakfı’nda gerçekleştirdiği etkinlik sonrası sendikaların ortaklaştıkları maddeler üzerinden “Sonuç Bildirgesi” 7 ana başlık halinde derlenerek sendikalar tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
İSTANBUL - “Birlik Olmak Mümkün mü?” sorusu ile farklı konfederasyon ve işkollarından sendikaların oluşturduğu İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP) olarak; “Asgari Ücret ve Vergide Adalet” başlığı altında 1 Aralık tarihinde Şişli Nazım Hikmet Kültür Sanat Vakfı’nda düzenlenen toplantıda ortaklaşılan kararlar “Sonuç Bildirgesi” olarak derlendi ve paylaşıldı.
İİSŞP ‘nu oluşturan TÜRK İŞ, HAK İŞ ve DİSK Konfederasyonlarına bağlı 20 sendikanın İstanbul Şubeleri’nin; Şube Başkanı, yönetici, temsilci ve ileri işçilerinin katıldığı toplantıda işçiler kürsü söz alarak sınıfın güncel sorunlarına dair görüş ve çözüm önerilerini dile getirmişti.
Toplantıda dile getirilen sorunlar ve çözüm önerileri 7 ana başlıkta toplanarak Sonuç Bildirgesi haline getirildi. Toplantı bu sonuç bildirgesinin sendikaların yol haritası da olacağı ifade edilmişti.
Sendikaların “Birlikte olmak mümkün mü?” sorusuyla yola çıktıkları, bütün işçi sınıfının sorunlarının ve çözümlerinin ortak olduğu, işçilerin insanca bir yaşama kavuşması için birlikte güçlü bir mücadele noktasında birleştikleri ve “Birlik Olmak Mümkün” sonucunun ortaya çıktığı ifade edildi. Bu etkinlikte ele alınan sorunlar ve çözüm önerileri ise;
“* Asgari Ücret İnsanca Yaşanabilir Düzeyde Ve Vergiden Muaf Olmalıdır. Asgari Yaşamak İstemeyen İşçi Sınıfı İnsanca Yaşam İçin Mücadeleyi Yükseltmelidir.
*Ücret Asgari, Vergiler Azami; Asgari Ücret Vergiden Muaf Olmalıdır!
* Sendika Anayasal Haktır, Sendika Hakkının Sonuna Kadar Savunucusu Olacağız.
* Sendikalar İşçi Sınıfının Mücadele Örgütleridir. Sendikalar Demokrasi Kültürünü Ülke Sathına Yayacak En Önemli Kurumlardır. Sendikalar İşçi Sınıfının Taleplerine Kulak Vermelidir.!
*Kıdem Tazminatı İşçilerin Kırmızı Çizgisidir, Savunmak İçin Tek Yol, Birleşik Ve Güçlü Mücadeledir.
* Sendikal Örgütlülüğün En Büyük Düşmanı Özelleştirmelerdir.
* İşçi Sınıfının Şanlı Tarihinden Öğreniyor, Yarınlarımız İçin Mücadeleyi Büyütüyoruz.” şeklinde 7 ana başlık altında Sonuç Bildirgesi’ni oluşturdu.
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu’nun gerçekleştirdiği toplantısındaki işçi sınıfının sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin 7 Madde halinde derlenen Sonuç Bildirgesi’nin ayrıntıları ise şöyle:
* Asgari Ücret İnsanca Yaşanabilir Düzeyde Ve Vergiden Muaf Olmalıdır. Asgari Yaşamak İstemeyen İşçi Sınıfı İnsanca Yaşam İçin Mücadeleyi Yükseltmelidir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2020 yılı asgari ücret oranını belirlemek için çalışmalarına başlamıştır. Bünyesinde en çok işçiyi barındırması sebebiyle komisyonda işçileri temsil eden TÜRK-İŞ yönetiminin bu yıl görüşmeler öncesi HAK-İŞ ve DİSK’i ziyaret ederek görüş alması ve süreci ortaklaştırmasını İİSŞP olarak olumlu bulmakta ve desteklemekteyiz. Üç büyük işçi konfederasyonunun süreci birlikte mücadele ile yürütme iradelerinin arkasında olduğumuzu belirtir, konfederasyonlarımızı insanca yaşama yetecek asgari ücret talebi noktasında cüretkâr davranmaya davet ederiz. İİSŞP bileşeni sendikalar ve işçiler olarak asgari ücretin masada değil, mücadelenin içerisinde belirlendiğini vurgular, “ne kadar birlik ve mücadele, o kadar asgari ücret” gerçeğinin altını çizeriz.
*Ücret Asgari, Vergiler Azami; Asgari Ücret Vergiden Muaf Olmalıdır!
Mevcut asgari ücret brüt 2558,40 liradır. Asgari ücretle geçim mücadelesi veren işçiler olarak 2558,40 lira brüt ücretimizin, 134,32 lirasını (yüzde 15) Gelir Vergisi, 19,42 lirasını(binde 7,59) Damga Vergisi olarak kaynağında devlete ödemekteyiz. Elimizde kalan kısmı ise Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Özel İletişim Vergisi gibi adlar altında dolaylı olarak yine vergiye gitmektedir. Asgari ücret gelir vergisinden muaf olmalıdır.
Türkiye’de vergi düzeni ücretli çalışanlar noktasında adaletsizdir! Ücretli çalışan tüm kesimlerin mağduriyet yaşadığı gelir vergisi dilimleri ve oranları yeniden ve adaletli belirlenmesini istiyoruz. Ücretli çalışanların asgari ücret tutarındaki gelirleri vergiden muaf tutulmasını, bu gelirin üzerindeki ücretleri vergilendirilmesini haykırıyoruz.
* Sendika Anayasal Haktır, Sendika Hakkının Sonuna Kadar Savunucusu Olacağız!
Sendikalı olmak yasal ve meşru bir haktır. İşçi sınıfının mutlak mücadele alanı olan sendikalar bu meşru hakkın kullanımı kaynaklı baskılar karşısında birlik olmak zorundadır. 2020 yılı Türkiye’sinde sendikalı olmak, işçilerin sendikalı ve toplu iş sözleşmeli çalışma talepleri halen işveren baskısı altındadır. İşçiler sendika üyesi olduğu ya da sendikal bir hakkını kullandığı için halen işsizlikle tehdit edilmekte, işten atılmaktadır. İİSŞP olarak; Türkiye Gazeteciler Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Hürriyet Gazetesi çalışanı gazeteciler ile Sendikal haklarını kullandıkları için işten atılan Genel-İş Sendikası üyesi Ataşehir Belediyesi işyeri temsilcisi arkadaşlarımızın mücadelelerini selamlıyoruz. Sendikal hakkın savunulması ve tüm çalışanların özgürce sendika üyesi olmasının yasaların yanında işçilerin bu hakkı fiili olarak savunmasından geçtiğine inanıyoruz. Yapılması gerekenin “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganımızı ete kemiğe büründürmek gerektiğini biliyoruz, bu bağlamda
mücadele eden sınıf kardeşlerimizin sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma taleplerinin sonuna kadar arkasındayız.
* Sendikalar İşçi Sınıfının Mücadele Örgütleridir. Sendikalar Demokrasi Kültürünü Ülke Sathına Yayacak En Önemli Kurumlardır. Sendikalar İşçi Sınıfının Taleplerine Kulak Vermelidir.!
Sendikaların sahibi işçilerdir. Sendikalar demokrasi kültürünün içselleştirildiği ve tek kimliğin “işçi” kimliği olduğu bir anlayışla yönetilmelidir. İşçi sınıfının yaşadığı sorunlara karşı tek çözüm yine işçi sınıfının kendindedir. Sendikacılar “işçi” dir. İİSŞP olarak düzenlediğimiz toplantıda, ileri işçilerin kürsüden dillendirdikleri sendika içi demokrasi, örgütlü ve birlikte mücadele, taban örgütlenmeleri ile şekillenen fiili mücadele taleplerini önemsiyor ve sahipleniyoruz.
*Kıdem Tazminatı İşçilerin Kırmızı Çizgisidir, Savunmak İçin Tek Yol, Birleşik Ve Güçlü Mücadeledir!
İşçilerin yıllar içinde kazandığı pek çok hak, son yıllardaki örgütsüz ve kopuk tablonun da etkisiyle gasp edilmiştir. Bugün esnek ve güvencesiz çalışma noktasında dünün gerisindeyiz. İşçi sınıfının son umudu ve kalesi Kıdem Tazminatı’dır. Kıdem Tazminatı sınıfın ortak mücadelesi noktasında “birleştirici” etkisi yönüyle önemli bir yerde durmaktadır. Kıdem Tazminatı hem iş güvencemiz hem geleceğimizdir. Kıdem Tazminatının fona devri olarak önümüze getirilen reform paketlerinin nihai amacı işçi sınıfının kapsamlı son hakkını gasp etmektir. Kıdem tazminatının fona devri, sermaye sahiplerini bu mali yükten kurtarmak, hatta işçilerin parası ile oluşacak fonda biriken alın terimizi “teşvik” adı altında yine işverenlere iade etmek için oluşturulmuş bir formülasyondur. Kıdem tazminatımızı gasp ettirmeyeceğiz.
* Sendikal Örgütlülüğün En Büyük Düşmanı Özelleştirmelerdir!
Türkiye geçtiğimiz 40 yıl içerisinde neoliberal politikaların etkisi ile bir özelleştirme cenneti olmuştur. Fabrikalarından, limanlarına, alt yapısından, ulaşımına kadar kamusal her alan özelleştirilmiştir. Özelleştirmelerden en büyük zararı genel olarak Türkiye halkları, özel Türkiye İşçi Sınıfı görmüştür. Kurallı çalışmanın, sendikalı çalışmanın ve sendikal hakların yerleşik olduğu her kamu işyeri özelleştirmeler sonrası hızla birer örgütsüz işyerine dönmüştür. Toplantıya katılan konuşmacıların limanlar ve Tank Palet Fabrikası üzerinden verdikleri sendikasızlaştırma örnekleri ile bu gerçeğin bir kere daha altını çizmek istiyoruz. Özelleştirme = taşeronlaştırma =örgütsüzleştirme ’dir! Özelleştirmeler konusunda ortak mücadele yürütülmesinin kazanmanın en bilinen stratejisi olduğunun altını çiziyoruz.
* İşçi Sınıfının Şanlı Tarihinden Öğreniyor, Yarınlarımız İçin Mücadeleyi Büyütüyoruz.
İİSŞP bileşeni sendikalar ve işçiler olarak işçi sınıfının şanlı tarihi en büyük rehber olarak önümüzde durmaktadır. Tarihimizde yer alan 15-16 Haziran, Kazlıçeşme direnişleri, 89 Bahar Eylemlilikleri, Tekel, Tariş, Kavel ve daha nice direnişlerimizi en büyük mirasımız olarak görüyoruz. İİSŞP bu mirasın ışığında birlik olma fikrini sözden çıkarıp ete kemiğe büründürmenin pratik adımıdır. Bu nedenle İİSŞP olarak birliğe katkı sunacak, mücadeleye omuz verecek tüm sendikalarımızın kapısını çalacağız. Ortak mücadele
hattı oluşturmayı en öncelikle görev olarak görüyoruz. Toplantı katılımcısı işçi arkadaşların; işçi havzalarında bölgesel komitler, işyerleri arası iletişimin güçlendirilmesi, lokal dayanışma önerilerini önemsiyoruz. İleri işçilerin öncülük edeceği ortak mücadeleyi büyütmeye yönelik bu tür girişimlere İİSŞP olarak katkı sunacağız. Direngen bir işçi sınıfı, işçi havzalarındaki hareketlilik; asgari ücret, kıdem tazminatı, gelir vergisi, özelleştirmeler, iş cinayetleri, iş güvencesi sorunlarının çözümü noktasında olmazsa olmazdır. Toplantımızın nicelik ve nitelik anlamındaki resmi göstermiştir ki “Birlik Olmak Mümkün”