Genel İş Sendikası üyesi Ataşehir, Kadıköy, Kartal, Maltepe Belediyesi işçileri İçerenköy Emekli Öğretmenler Lokali'nde buluşarak sorunlarını ve çözümleri üzerine konuştu.
İSTANBUL - Kadıköy Anadolu Yakası'nda bulunan ve DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası'nda örgütlü Ataşehir, Kadıköy, Kartal, Maltepe Belediye işçileri İçerenköy Emekli Öğretmenler Lokali'nde 28 Kasım günü bir araya gelerek 2020 TİS sürecinde karşılaşacakları durum, Krizin belediye işçileri üzerindeki etkileri, işçilerin örgütlü duruşu ve buna karşı belediye yönetimlerinin tutumu, işten atılmalar ve güvencesizlik konuları üzerine konuşarak çözüm önerilerini tartıştı.
Toplantıya Avukat Mürsel Ünder ve TİP Milletvekili Erkan Baş, Ataşehir Belediyesi'nde işten atılan ve 51 gündür işe dönme mücadelesi veren Melike Şahin ve Alişan İpşiroğlu katıldı.
Toplantının içeriğine ilişkin ilk konuşmayı Ataşehir Belediyesi İşçisi İnan Kaloğulları yaptı. Belediye işçileri olarak daha iyi şartlarda çalışabilmek ve insana yaraşır bir ücret alabilmek için örgütlenmek gerektiğini düşünerek sendikalı olduklarını fakat yaşanan süreç içinde gerek taşeron çalışmanın sona ermesi ve kadrolu olmak, gerek çalışma koşulları, gerekse de ücret ve hakları konusunda pek çok sorunla karşılaştıklarını, sendikalı olmalarına rağmen bu sorunların çok azını aşabilirken, sendikalı olmaları nedeniyle de ciddi baskılara maruz kaldıklarını belirtti.
Önlerinde bir de TİS süreci yer aldığını hatırlatan Kaloğulları, belediye işçileri olarak bu sorunları aşmanın yollarını konuşmak üzere bir araya geldiklerini söyledi.
Av. Mürsel Ünder, işçilerin kendi sorunları üzerine konuşmak üzere bir araya gelmelerinin önemli bir çaba olduğunu ve sorunların da ancak bu tartışmaların yapılarak işçilerin bu toplantılar tartışmalar sonucunda oluşturacakları öz örgütlenmelerini oluşturarak çözülebileceğini söyledi. Belediye işçileriyle taşerondan kadroya alınmasına ilişkin mücadelenin başlamasıyla birlikte çok zorlu ve karmaşık bir süreçten geçilmekte olduğunu ifade eden Ünder, taşeron ortadan kalkacak denilirken çok daha fazla sorunla karşı karşıya kalındığına dikkat çekti. İşçilerin sorunlarının çözümü için öncelikle sorunu doğru tespit etmeleri gerektiğini belirten Ünder, işçiler kendi örgültenme yöntemlerini geliştirmeli ve kendi öz örgütlülükkeri olmaksızın sornnlara çözüm bulmanın mümkün olamayacağını söyledi.
Erkan Baş ise işçilerin asıl sorunlarının bir sistem sorunu olduğunu belirtti. Milletvekillerinin gerek yolculukta gerekse de mecliste halktan yalıtan bir işleyişin olduğunu belirten Baş, halkın büyük kesiminin siyaset dışında kalmasının sağlandığını söyleyerek emekçilerin meclisin bütçe görüşmelerini takip etmeleri gerektiğini çünkü bütçenin emekçilerin vergilerinden oluşan kasa olduğunu, emekçilerden kesilen vergilerle patronlara bütçe ayrıldığını vurguladı. İşçi sınıfının ancak kendi güçlü örgütlülüğüne dayanarak kendi kurtuluşunu sağlayabileceğini ifade eden Baş, milletvekillerinin seçilmiş olmasına karşın iktidarın güçlü olması nedeniyle etkin bir faaliyeti olamadığını söyledi.
Milletvekilleri ve sendikalara ayrıcalıklar sağlandığını bunun ise emekçilerden kopuk bir kesim yaratmak amacıyla yapıldığını söyledi. İşçilerin seçtikleri temsilcilerinden sendika temsilcisi olsun milletvekilleri olsun mutlaka heap sorması gerektiğini, işçilerin mücadele sürekliliğini sağlayan meclis, komite gibi örgütlenmelerini yaratmaları gerektiğini ifade etti.
Ataşehir Belediyesi'nde işten atılan Alişan İpşiroğlu ise işten atılmalarının ardından eyleme başlamalarının sadece işe dönüş ve tazminat meselesi değil mücadeleyi de yükseltmek olduğuna vurgu yaptı. "Bizim eksiklerimiz de var mutlaka fakat sendikal örgütlenme nedeniyle çok fazla baskı görüyoruz" diyen İpşiroğlu, "Konfederasyonların siyasi partilerle bağı olduğunu belirterek "DİSK'in CHP ile göbek bağı var. Bizler ise figüranlarız. Engellerle, tehditlerle karşılaşıyoruz." dedi.
Ataşehir Belediyesi'nde işten Melike Şahin ise 140 bin işçi KHK ile ihraç edilendiğini KHK ile ihraç edilen pek çok emekçinin eylemde olduğunu ifade etti. Dört yıldır Ataşehir Belediyesi'nde çalıştığını belirten Şahin belediyede hem fiziki hem psikolojik baskı boyutunun çok fazla olduğunu söyledi.
2018 KHK seçimlerinden sonra temsilci seçildiklerini fakat belediye yönetiminin bu seçimi reddettiğine dikkat çekerek Ataşehir Belediye yönetiminin temsilcileri ve şube yönetimini reddeden bir zihniyete sahip olduğunu ifade eden Şahin, işçilere de sendikal örgütlülüğe sahip çıkılması konusunda sıkıntılar yaşadıklarını aktardı.
DİSK Genel Merkezi'nin CHP'nin arka bahçesi olduğunu ve Genel İş Sendikası Genel Merkezi'nin Ataşehir Belediyesi'nde örgütlü Genel İş Sendikası Anadolu Yakası 1 Nolu Şube yönetimi istemediğine dikkat çekti. "Ataşehir Belediyesi 'Bize zorluk çıkarmayacak bir yönetim oluşturun' dedi ve Genel İş Sendikası Genel Merkezi de bu yönde karar aldı. 400 işçinin istifası gerekçe gösterildi" dedi.
Belediyelerde işten atılan işçiler için milletvekillerinin de CHP'ye baskı yapmasını istedi. İnan Kaloğulları, işçilerin mücadeleyi güçlendirmesi ve ileriye taşıması için İşçilerin Ankara ziyareti, Ataşehir Belediyesi önüne toplu ziyaret, Ataşehir Belediyesi için ekonomik destek, Yaşanan süreci ifade eden Tweeter eylemi gibi öneriler olduğunu aktardı.
Erkan Baş, Ataşehir Belediyesi başta olmak üzere belediyelerde yaşanan sorunların çözümü konusunu mecliste gündeme getirilmesinin ise ancak bütçe görüşmelerinden sonra mümkün olacağını ve 20 Aralık sonrasına kalacağını söyledi.
Maltepe Belediyesi'nden bir işçi ise Üsküdar Belediyesi'nde işten atılan işçilere değindi. Belediyelerde 450 bin işçinin kadro sorunu olduğunu belirten işçi hiçbir konfederasyonun güçlü eylemler yapma önerisini onaylamadığını vurguladı. İşçilerin iş güvencesi ve haklarını alabilmek için güçlü eylemler yapması gerektiğini söyledi.
Ataşehir Belediyesi işçisi ve şube yöneticisi Ali Ekber Eraslan ise KHK uygulanmasını AKP iktidarı çıkarmış olsa da CHP'li belediyelerin bu uygulamaya kendileri için bir cankurtaran olarak sarıldığına dikkat çekti.
Ataşehir Belediyesi işçilerinin ciddi sorunlar yaşadıklarını fakat Genel İş Sendikası Genel Merkezi'nin ise belediye yönetiminden yana tavır alarak şube yönetimini olağanüstü genel kurula götürdüğünü vurguladı.
İşçilerin sorunlarını çözebilmelerinin ancak güçlü öz örgütlenmelerini sağlamakla mümkün olduğunu ifade eden Eraslan, "Eğer bir güçlü bir mücadele vermek istiyorsak buna bir yol bulmak zorundayız. İşçiler olarak adı meclis olur, komite olur ama işçinin kendi bağımsız öz örgütlenmelerini oluşturmak gerektiğini görüyoruz" dedi.
İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komitesi'nden inşaat işçisi Baran Kırgın ise işçilerin sadece belediyelerde değil pek çok iş kolunda aynı sorunları yaşandığını ifade etti. Tutuklanan 3. Havalimanı işçilerinden olduğunu ve 27 Kasım'da üçüncü duruşmalarının görüldüğünü daha öncesinde bir çok kurum, milletvekilleri katılırken bu mahkemede sadece bir kaç işçi ve bir kaç avukatla katıldıklarını söyledi.
Sendikaların ise sürmekte olan eylemler ve çalışmalardan dolayı mahkemeye katılamadıklarını belirten Kırgın, gündemde öne çıkan bir eylem olduğunda milletvekilleri, partilerden katılım olduğunu, bu vesileyle propagandalarını da yaptıklarını ama devam eden süreçte işçilerin yalnız kaldığını ifade eden Kırgın, "Asıl olan işin öznesi olan işçilerin birbirleriyle olan dayanışması ve güç birliği yapmasıdır. Bu da işçilerin kendi bağımsız öz örgütlülüklerinin olması gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle bizlerde farklı iş kollarından işçiler olarak İşçi Temsilcileri Konseylerini oluşturmak üzere komitelerde örgütlenmeye başladık. Bu işçiler kendi öz örgütlenmelerini oluşturarak her yerde bu güçlerini birleştirebilir ve kazanımlar sağlayabilir. İşçilerin milletvekilleri, siyasi partilerden kurumlardan gelenlerin değil, bizzat işçi sınıfının desteğine ve gücüne ihtiyacı var" dedi.
Sendikaları tarafından yalnız bırakan işçi eylemlerine değinen Kırgın, belediye işçileri, inşaat işçileri, kayyumlar, doğa katliamları, tarım işçileri, kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve Kürdistan'daki işçilerle de dayanışma ve birliğin oluşturulmasının da zorunlu olduğunu söyledi.
Avukat Mürsel Ünder, TİS süreçlerine ilişkin bilgiler aktardı. Sermaye ve devletin giderek işçi sınıfı üzerindeki tahakkümünü arttıran yasalar ve uygulamalarla işçi haklarına saldırdığını vurgulayan Ünder, KHK’ların 'Alman faşizminin 40 kodu' olarak bilinen uygulama olduğunu ve iktidarın beğenmediği, herhangi bir nedenle istemediği insanların kamusal alandan uzaklaştırılmasını sağladığını ve buna karşı ciddi bir karşı koyuş olmadığını, bir mücadele yükseltilemediğini söyledi.
Belediye işçilerinin sendika ile yaşadıkları sorunlara ilişkin ise "Genel İş Sendikası devasa güce sahip ama bu gücü kullanmıyor. Neden? İşçi sınıfı mücadelesinden önce başka çıkarlar da söz konusu. Bu da biz işçilerin meselesi ve bunu çözücecek olan da yine işçilerdir. İşçiler sendikalardan, partiletden, kurumlardan bağımsız, öz örgütlenmelerini oluşturmadıkça, kazanımları da her şey de yok olur gider" dedi.
İktidarın belediye işçilerinin ücretlerini kısıtlayan politikalarına da değinen Ünder, asgari ücret belirlemelerinde, belediye işçilerinin ücretlerinin artışına sınır konulmasında işçi sınıfının güçlü bir mücadelesinin olmayışının önemli bir etken olduğunu vurguladı. Konfederasyonların çerçeve sözleşmelerine de değinen Ünder, bu çerçeve sözleşmelerin, işçilerin taşeron işçilik kadrolu işçilik konularına odaklandığı sırada hayata geçirildiğini ve işç sınıfının bunu gözden kaçırdığını ve şimdiki durumda taşeron işçiden daha az bir ücretle çalışmak durumunda olduğunu söyledi.
Genel İş Sendikası Anadolu Yakası 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Arıkan ise Ataşehir Belediyesi yönetiminin sendikal örgütlenmeye yönelik saldırılarılarına değinerek, işçiler sendikan istifa ettirildiğini aktardı. Bazı işçilere tekrar üye olmaları söylendi. Bazılarına ise 'Sen istifa etme, biz şubeyi olağanüstü genel kurula götürüyoruz, senin oyun bize lazım' olacak denildiğini ve bir hafta sonra ise Genel İş Sendikası Genel Merkezi'nin Ataşehir Belediyesi talimatıyla olağanüstü genel kurul kararı aldığını söyledi.
Şube yöneticilerinin bizzat işçiler arasından yine işçiler tarafından seçildiğini ve 8 ay sonra sendika genel merkezinin 'Belediye ile uzlaşma içinde bir şube yönetimi' seçmek üzere olağanüstü genel kurula gitme kararı aldığını söyledi. Şimdi Ataşehir Belediyesi işçilerinin, sendika genel merkezinin 'Belediye yönetiminin istediği şekilde hareket eden, işçilerin haklarını arayan değil belediye yönetiminin çıkarlarına göre hareket eden bir şube yönetimini seçme' saldırısına karşı birlik olmaları gerektiğini vurguladı.
Avukat Mürsel Ünder, Ataşehir Belediyesi'nde yaşanan bu sorunu da yine ancak işçilerin birlik içinde davranarak aşabileceğini, böyle durumlarda kimi noktalarda aynı düşüncede olmayan işçilerin de bu ayrılıklardan önce, belediye yönetimine karşı işçiler tarafından seçilen temsilcilerden yana bir tavır alması ve tüm belediye işçilerinin bir güç olarak sendika genel merkezinin ve belediye yönetiminin karşısına çıkması gerektiğini ve ancak o zaman işten atmaların, güvencesizliğin önüne geçebileceklerini belirterek "İşçi sınıfının bütün kazanımları bir takım bedeller ödenerek elde edilmiştir. Bugün kazanımları korumak da bedel istiyorsa bu bedeli göze alarak mücadele etmek ve güçlü öz örgütlenmeleri yaratmak gerekir. İşçilerin bu tür toplantıları, daha sık yapmaları, sorularını konuşarak çözüm yolları üretmeleri, farklı iş kollarından işçilerle de bir araya yararlı olacağını belirtti.
Ataşehir Belediyesi işçileri, sendika genel merkezinin Ataşehir Belediyesi yönetimiyle uzlaşma içinde bir şube yönetimi seçme tavrına karşı diğer belediyelerdeki işçilerin ve başka iş kollarından işçilerin de Ataşehir Belediyesi işçileriyle dayanışmada bulunmasının önemli olduğunu belirtti.
İşçiler bu toplantıyı organize eden ve salonunu açan Emekli Öğretmenler'e teşekkür ederek toplantıyı sonlandırdı.