Taşeron çalışmaya karşı iş bırakan "Yüzyüze" işçileri, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Merkez Ofis önünde 9. gününde (9 Haziran) taleplerine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Eylemde "Kahrolsun Bağzı Taşeronlar", "Taşerona Hayır!", "Sendika Hakkımız Engellenemez" ve "Taşeron Olmak Da İnsan Haklarına Dahil Mi?" dövizleri taşıyan Yüzyüze işçileri, "Susma, haykır, taşerona hayır" sloganı attı.
İş bırakan işçilerden Sena Sungur, Uluslararası Af Örgütü Yüzyüze ekibi çalışanları olarak “Taşerona Hayır, Kadro Haktır” talebiyle çıktığımız grevi kararlılıkla sürdürmekte olduklarını belirtti.
2011 yılında başlatılan yüzyüze çalışmalarının önceleri Uluslararası Af Örgütü bünyesinde sürdürülürken, aynı yılın sonunda kuruluş tarafından “bordrolama hizmeti” adı altında taşeron firmaya devredildiğini aktaran Sungur, Yüzyüze çalışanları olarak kendileriyle yaptığımız görüşmelerde tüm çalışanlarla eşit güvencede ve eşit koşullarda çalışmak istediklerini, taşeron uygulamasına son verilerek, Uluslararası Af Örgütü bünyesinde çalışmalarımızı sürdürmek istediğimizi anlattık. Uluslararası Af Örgütü’nün bu konuda olumlu hiçbir yaklaşımı olmaması üzerine yüzyüze çalışanları olarak iş bıraktıklarını aktardı.
"Bizler, yüz yüze çalışanlar olarak yaz kış demeden, sokakta Uluslararası Af Örgütü adına LGBTİ hakları, ifade özgürlüğü, kadına yönelik şiddetin son bulması, mülteci hakları gibi pek çok konuda sokakta kampanyalar sürdürüyoruz.
Uluslararası Af Örgütü’nün sokaktaki yüzü olmanın dışında, yaptığımız çalışmalarla kuruma maddi destek verilmesini sağlıyoruz. Ancak tüm bu çalışmalarımız esnasında gözaltı riski dâhil, zaman zaman taciz ve hakaretlere maruz kalmaktayız" diyen Sungur, tüm gün sokakta yüzyüze çalışma sürdürmenin getirdiği yıpranma, değişen ısı koşullarına uygun giyim vb. pek çok ihtiyacımızı karşılayabilecek güvenli bir iş ortamının taşeron uygulamasıyla saplanamayacağını ifade etti.
"Esneklik" adı altında sürdürülen taşeron çalışmanın getirdiği riskler ve hak gasplarına değinen Sungur, özel istihdam firmalarıyla ilgili 181 nolu ILO sözleşmesi de, hükümetlerin 'özel istihdam firmaları tarafından tedarik edilen işçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının tanınmasını' sağlayacak önlemler almasını öngörmektedir olduğunu anımsattı.
Sendikal hakkın aynı zamanda güvenceli iş ve güvenceli çalışmanın teminatı olduğunu söyleyen Sungur, Uluslararası Af Örgütü'nün taşeron uygulamasına son vererek, yüzyüze çalışanlara kadro vererek, eşit koşullarda, eşit ücret, sendikal ve sosyal haklardan yaralanmasının yolunu açması gerektiğini belirtti.
"Güvenceli çalışmak insan hakkıdır ve bizler eşit koşullarda, eşit ücret istiyoruz diyen Sungur sözlerini "Sendikal hak aynı zamanda güvenceli iş ve güvenceli çalışmanın teminatıdır. Kadro haktır, taşerona hayır!" diyerek tamamladı.