Ayışığı Ekin Sanat Derneği'nde Ekim Devrimi'nin 100. yılı nedeniyle Faşizme Karşı Savaşan Sovyet Afişleri Sergisi'nin açılışı 13 Haziran günü yapıldı.
Sovyetlerin faşizme karşı verdiği savaşta aralıksız çatışma ve büyük bir çaba vardı. Savaşın kazanılabilmesi için cephedeki askerler kadar yoksul köylüler kadınlar gençler, her alandan insan bu savaşa güç vermek için çabalıyordu.
Savaşın kazanılması için amansız mücadele savaşın cepheye sürdüğü askerler kadar Sovyet afiş sanatçıları için de geçerliydi.
Onların ve sanatlarının ne geri çekilmeye, ne şüpheye düşmeye ne de yorulmaya hakları vardı.
Sanatçılar yüzlerce afiş tasarlamıştı... Onlardan sadece bir kısmı günümüze ulaştı. Bunlardan bir kısmını arşivleyen Ayışığı Ekin Sanat Derneği, Büyük Ekim Devrimi'nin 100. yılında Faşizme Karşı Savaşan Sovyet Afişleri Sergisi’ni açtı.
13 Haziran günü 18.00’de serginin açılışında konuşan derneğin emekçilerinden Gamze Nihal İyidoğan, Büyük Ekim Devrimi'nin 100. yıldönümünde, devrim ve sosyalizm mücadelesinin zaferle taçlandırılabileceği gerçeğini hatırlatmak ve bize bunun gerçek olabileceğini gösterenleri anmak gerektiğini ve bu nedenle sergiyi açtıklarını ifade etti.
Bu sergide yer alan afişlerde "Sanat geleceği içinde barındıran bir silahtır" sözünün gerçekliğini görmenin mümkün olduğunu söyleyen İyidoğan, afişlerde o dönemde halkların düşüncelerini, öfkesini ve zafere olan inancının yansıdığını belirtti.
Sanatçıların afişlerle zafere dair umudu yaydıklarını söyleyen İyidoğan, sergide 1941-1945 döneminin afişlerinin ağırlıkta olduğunu, bunun nedeninin ise 9 Mayıs'ın faşizmin yenilgisinin yıldönümünde yakın bir zamana denk gelmesi olduğunu ifade etti.
Ortadoğu başta olmak üzere dünya halkları ve devrimcilerin sınıfsız sömürüsüz bir dünya özlemiyle mücadele ettiği böylesi bir dönemde Sovyet sanatçılarının afişleriyle bu düşün gerçek olabildiğini gösterdiklerini ve 1917 Büyük Ekim Devrimi'nin 100. yılında bu sergiyi yapmaktan mutlu olduklarını söyledi.
Ayışığı Ekin Sanat Derneği Genel Sanat Yönetmeni Songül Yücel ise Büyük Ekim Devrimi'nin yüzüncü yılında hem bu devrimi kutlamak, hem de, faşizmin yenilerek bir işçi-emekçi devletinin kurulabildiği gerçekliğini is döneme ait sanatçıların afişleriyle anlatmak istediklerini ve bu sergiyi hazırladıklarını söyledi.
Ekim Devrimi'nden öğreneceğimiz pek çok şey olduğunu ifade eden Yücel, ondan öğrendiklerimizi de yeni nesillere aktarmak gerektiğini, devrimden öğrenmek kadar insanlığın kurtuluşu mücadelesine bir şeyler katmanın ise bir görev olduğunu belirtti.
Ekim Devrimi ve sonrasında ve 1941-1945 arasında sanatın ve sanatçıların büyük katkılarının bulunduğuna değinen Yücel, sergide fon müziği olarak yer verdikleri Soştakoviç'in 7. senfonisinin bu örneklerden birisi olduğunu aktardı.
Sovyetlerin faşizme karşı verdiği büyük savaş sırasında pek çok kahramanlıklar ve fedakarlıklar yaşandığını belirten Yücel, bu döneme ait “Tanya'nın Günlüklerine” de yer vermek istediklerini ve onun anısına yapılan heykelin maketini bu nedenle hazırladıklarını söyledi.
Ekim Devrimi'nin yüzüncü yılını devrim ve sosyalizm mücadelesinde yer alan dostlarla bu değerleri yaşatmak ve mücadeleyi büyütmek istediklerini ifade etti.
Serginin açılışına Adana'dan gelen şair Ruhan Mavruk ise işçi ve emekçilere, devrimcilere saldırının böylesine yükseldiği bir dönemde devrimin gerçekleştiğini hatırlatarak gerçekleşmesinin yine mümkün olduğunu anlatmanın önemli olduğunu ve bu nedenlede serginin anlamlı olduğunu belirterek şiirlerini paylaştı.
Akademisyen ve sanat eleştirmeni Lütfiye Bozdağ ise Ekim Devrimi'yle dünya tarihinde ilk kez devlet yönetimde sanatçılara yer verildiğine tanıklık edildiğini ve hala bir örneğinin bulunmadığını vurguladı.
Ekim Devrimi'nin dünya halkları için çok önemli bir deneyim olduğunu ifade eden Bozdağ, özellikle içinde bulunduğumuz dönem ve coğrafyadaki gericilik, baskı, şiddet ve zulümün boyutları düşünüldüğünde buna karşı verilen sınıfsız, sınırsız, güzel bir dünyanın kurulması mücadelesinde Ekim Devrimi'nin çok önemli bir deneyim ve örnek olduğunu söyledi.
KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerine, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın tutuklanmasına ve Ankara’da devletin tim saldırısına rağmen devam etmekte olan eylemlere değinen Bozdağ, dinci gerici faşist iktidara karşı işçi ve emekçilerin iktidarını hedefleyen bir mücadeleyle kurtuşun mümkün olduğunu belirterek Ekim Devrimi'nin yıldönümünde o dönemin sanatçıların afişleri aracılığıyla bir devrimin gerçekleşebileceği düşüncesini ifade etmek açısından serginin önemli olduğunu söyledi.
Tiyatro Simurg oyuncuları Hale Üstün ve Mehmet Esatoğlu, tiyatro oyuncusu Fahri Bozbaş ile birlikte Ekim Devrimi'ni komünist şair Nazım Hikmet'in şiirlerinden derledikleri dramatizasyonu sergi için oynadılar.
Şiirleri ritm ve müzikle harmanlayan üç oyuncu Nazım Hikmet'in dizeleriyle Ekim Devrimi coşkusunu anlattılar.
Ardından Ekim Devrimi, afişler, devrime ilişkin eserler üzerine sohbet ve paylaşımlarla devam edildi.
Faşizme Karşı Sovyet Afişleri Sergisi 13 Temmuz akşamına kadar saat 15.00-20.00 saatleri arasında açık olacak.