Gazetemizin okuyucuları hatırlayacaklardır; bundan 2 yıl önce, 7 Eylül 2017'de yayınlanan bir köşe yazısında FARC'ın o zamanki Kolombiya devlet başkanı Santos ile 25 Ağustos 2016'da yaptığı "Barış Anlaşması"nı eleştirmiş ve "Ne Yaptın FARC?" demiştik.
Böyle demiştik çünkü "görünen köy kılavuz istemiyor"du. Her şey ayan beyan ortada idi. Anlaşmaya Küba ve Venezuela'nın aracılık etmiş olması bile, sonu önceden belli olan bu anlaşma sürecini eleştirmemize mani olmamıştı. Bahsedilen "anlaşma"dan kısa bir süre önce FARC'ın önemli liderleri Kolombiya Devleti tarafından yapılan CIA destekli operasyonlarla katledilmişti. Aradan geçen 2 yılda FARC, "anlaşma"nın onu yükümlü kıldığı konularda adımlar atmış ve silahlı mücadeleyi bırakmış; silahları BM gözlemcilerine teslim etmişti. Kolombiya devleti ise bunu bir fırsat bilerek FARC taraftarı olan 500'e yakın kanaat önderini ve sayıları 150'yi aşan gerillayı acımasızca katletmişti. 52 yıllık süren mücadelesinde düşmanını yeterince tanıması beklenen FARC, ne yazık ki yanılmış ve en sonunda yanıldığını kabul etmek zorunda kalmıştı.
Santos Hükümeti ile yapılan Barış görüşmelerinin baş müzakerecilerinden biri olan FARC'ın gerilla komutanlarından Ivan Marquez, Amazon ormanlarında yanında eski gerilla liderlerinden "Jesus Santrich" ve "El Paise" ve bir grup gerilla ile birlikte, arkalarında Latin Amerika'da sömürgeciliğe karşı mücadelesiyle tanınmış Simon Bolivar ve FARC'ın efsane komutanı Manuel Marulando'nun resimleri önünde 29 Ağustos'ta yaptığı açıklamada 2016 yılında imzalanan barış anlaşmasını bozduklarını ve yeniden silahlı mücadele kararı aldıklarını açıkladı.
FARC'ın anlaşmanın maddelerine tam olarak uyulup uyulmadığını gözlemlemeden silahlarını bırakmasının büyük bir hata olduğunu söyleyen Marquez, Maruel Marulando'nun daha önce yaptığı “olası anlaşmalara riayet edilmesinin tek garantisinin silah olduğu”na dair uyarılara rağmen "hükümetin iyi niyetine inandık"larını söyleyerek, "safça davranma"larının sonuçlarının ağır olduğunun altını çizdi. Buna rağmen "İdeolojik olarak da hiç bir zaman yenilmedik"lerini, bu nedenle bu mücadelenin devam ettiğini söyleyen Marquez, "Zulme karşı silahlanıp ayaklanmanın bütün dünya halklarının evrensel hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak Marquetalia (FARC'ın doğum yeri)'dan ikinci bir harekete başladığımızı ilan ediyoruz" dedi. "Tarih, yeniden silahlanmak zorunda kaldığımızı yazacaktır" diyen Marquez, "savaşma iradesi varsa zafer umudu da vardır" diyerek konuşmasını bitirdi.
Yaklaşık 35 dakika süren ve You Tube'a yüklenen bu konuşmayı yapan Marquez, kısa süre önce serbest bırakılan Jesus Santrich'in "anlaşma"dan hemen sonra Kolombiya devleti tarafından tutuklanması üzerine illegaliteye çekilmiş ve "anlaşma"nın bir "Frankestein Kabusu"na döndüğünü vurgulamıştı. Bugün hala "anlaşma"ya bağlı olduklarını açıklayan, Havana'da "anlaşma"yı imzalayan ve sonrasında "Devrimci Alternatif Güç" adıyla yasal siyasal faaliyet sürdüren Rodrigo Londono ekibinden kopan Marquez ve Santrich'in bu açıklamalarından hemen sonra Ivan Duque başkanlığındaki Kolombiya devleti, gerillalara karşı saldırı başlattı ve aralarında eski FARC komutanlarından Gilardo Cucho'nun da olduğu 9 kişiyi öldürdüklerini duyurdu. Ivan Duque yönetimi, aynı zamanda bu videoda görünen gerilla komutanlarının başına "para ödülü" konduğunu duyurdu.
FARC'ın geç de olsa hatasını farketmiş olması, geçen sürede verilen ağır kayıplara rağmen, dünya halkları için umut oldu. Bugüne kadarki mücadelesiyle dünya halklarının gönlünde taht kurmayı başarmış FARC'ın devrim mücadelesinde aynı hataya bir daha düşmemesi bekleniyor.