Binlerce kişinin oluşturduğu bir göç kervanı haftalardır Amerika’da yürüyor… Yoksulluktan, geleceksizlikten kaçan 7000’den fazla Orta Amerikalı, 25 Kasım günü Meksika-ABD sınırına ulaştı…
Haftalardır göçmenler aleyhinde propagandalar yapan, sınıra asker yığan ve bu göçmenleri seçim kampanyasının en tepesine koyan Trump, "Ülkemize sadece yasal olarak gelenlere izin vereceğiz. Bunun haricinde çok güçlü politikamız 'yakala ve tutukla' şeklindedir" dedi ve göçmenlerin Meksika’da kalacağını, gerekirse tüm sınırlarını kapatacağını söyledi. Meksika hükümeti de ABD’ye “yasadışı olarak” geçmek isteyen göçmenlerin sınır dışı edileceği açıklaması geldi.
Washington Post gazetesi de günler önce, Trump’ın talimatıyla silahlı paramiliter grupların da 200 kişi ile sınıra gittiğini yazmıştı.
Ve ABD San Ysidro sınırını kapatarak sınırı aşmak isteyen göçmenlere biber gazıyla saldırdı. Son yıllarda çok yabancı olmadığımız sahneler bunlar. Türkiye-Kobane sınırı, Avrupa’da Macaristan başta pek çok ülke sınırlarında göçmenlerin yüz yüze kaldığı bir vahşet bu. Emperyalist kapitalist sistemin kendi evlerinde, kendi topraklarında yaşama hakkı bırakmadığı halklar kendilerine yeni topraklar yeni evler ararken yüz yüze geldikleri: ölüm, açlık, hapisaneler, gaz bombaları, dışlanma…
ABD’nin San Diego ile Meksika’nın Tijuan kentleri arasındaki sınırdan geçmek isteyen, aralarında kadın ve çocukların da olduğu 500 göçmene sınır güvenlik görevlileri gaz bombaları ile saldırdı. Sınır kapatıldı, uzun araç kuyrukları oluştu.
Sınırı geçmek isteyen ve çoğunluğunu Honduraslıların oluşturduğu yüzlerce göçmen “Biz suçlu değiliz, ağır işçileriz, uluslararası işçileriz” sloganları attı.
Diğer taraftan Amerikan halkı da “Uluslararası Eylem Günü”nün bir parçası olarak göçmenlere destek için San Ysidro’da “hoş geldiniz” pankartı açtılar.