Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri – FARC- 1964 yılında kurulmuştu. 2016 yılında hükümetle yapılan barış anlaşmasına kadar; sisteme karşı 52 yıllık gerilla mücadelesi veriyordu. Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri(FARC), 2016 yılındaki barış anlaşması kapsamında 2017’de silahlarını Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerine bırakmıştı. 7 bine yakın FARC gerillası siyasal yaşama geçme kararı almıştı. İsmini değiştirerek Halk İçin Alternatif Devrimci Güç adını aldı.
Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), Kolombiya’da 50 yılı aşkın süren mücadelenin ardından sivil siyaset hayatına geçerken, eskiden FARC’ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki topraklara paramiliterlerin yerleştiği belirtiliyor. Ve buralarda kargaşa hüküm sürüyor. Eski FARC üyeleri ve onlara yardım eden yerli halk öldürülüyor, yargılanıyor.
FARC'ın silahları teslim etmesinin ardından Kolombiya topraklarında yaşanan bu durumu son olarak örgütün eski yöneticileri gündeme getirdi.
2012-2016 yılları arasında barış müzakerelerinde yer alan FARC'ın önemli liderlerinden İvan Marquez, FARC'ın barış sürecinde ciddi bir yanlışlık yaptığını açıklıyor. Marquez, Kolombiya Senatosu Barış Komisyonu’na gönderdiği bir mektupla hem devletin tavrını hem de hareket olarak FARC’ın yaptığı yanlışları sıralıyor. Marquez’in eski gerilla önderlerinden Oscar Montero ile ortak kaleme aldığı mektupta, Küba’daki müzakerelerle oluşturulan barış anlaşmasında daha sonra yapılan değişikliklerin anlaşmayı “Frankenstein kabusuna” dönüştürdüğü vurgulanıyor. Birçok yerel medya organında yayınlanan mektupta Marquez ve Montero, değişikliklerin özellikle FARC gerillalarının silahlarını BM yetkililerine teslim ettikten sonra yapılmasına dikkat çekiyor. Mektupta, “Bu kalleşlik; bir tuzak, aldatmaca. Barışa bu şekilde ihanet edilemez. Törenle imzalanmış anlaşmalara riayet edilmelidir” diyorlar.
Ayrıca FARC’ın barış anlaşmasının tam olarak uygulanmasını beklemeden silahlarını bırakmasının büyük bir hata olduğunu vurguluyorlar. 2008 yılında yaşamını yitiren eski FARC lideri Manuel Marulanda Velez’in sözlerine atıfta bulunarak; mektupta; “Bizler çok safça, Manuel Marulanda Velez’in bizi sürekli olarak ‘olası anlaşmalara riayet edilmesinin tek garantisinin silah olduğu' uyarısında bulunmasına rağmen hükümetin ‘iyi niyetine’ inandık.” diyorlar.
FARC liderleri Ivan Marquez ve Oscar Montero hükümetin barış anlaşmasının gereklerini yerine getirme konusunda başarısız olduğunu belirten açık bir mektupla Kolombiya Meclisi'ni suçluyorlar.
Bu mektupta Havana Barış Anlaşması'nın temel prensiplerinin ihanete uğradığını söylüyorlar.
Marquez ve Montero, Kolombiya başsavcısını, ABD büyükelçisini ve ABD uyuşturucu ile mücadele yönetimini barış sürecini 9 Nisan'da gözaltına alınan eski FARC komutanı Santrich'i tutuklamakla sabote ettiklerini dile getiriyorlar.
Af'ın uygulanmadığını, hala bir çok gerilla savaşçısının cezaevinde tutulduğu, topraksızlara dağıtılacağı söylenen toprakların dağıtılmadığını, paramiliter grupların icraatlarına devam ettiklerini, barış anlaşmasının imzalandığı 2016'dan bu yana 400 toplum liderinin ve hareketsiz pozisyondaki 80 FARC gerillasının ve yakınlarının katledildiğini belirtiyorlar.
Tüm bunlar gösteriyor ki, gerçek barış ancak sömürü sistemi ortadan kalktığı zaman yaşanacaktır. FARC'ın yaşadığı süreç de bunun kanıtı gibidir. Uzlaşma arayışı içinde olanlar; Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC)'nin deneyimlerinden ders çıkarmalıdır.