Hits: 3944
15-16 Haziran 1970 “İşçi Ayaklanması”nı bir kenara koyarsak, 90'lı yıllar içinde Kürdistan'da Serhıldanlar, Türkiye'de “Gazi İsyanı ve Sokak Savaşları” gibi irili ufaklı sayısız isyan-ayaklanma örnekleri ortaya çıkmasına rağmen Türkiye ve Kürdistan devrimci hareketi ayaklanma sorununun incelenmesine ilgisiz kaldı. Bu ilgisizlik, sınıf ilişkilerini ve güçler dengesini devrim güçleri lehine kesin biçimde değiştiren Haziran Halk Ayaklanmasına (2013) kadar sürdü. Bu ilgisizlik bir rastlantı değil. Bu, iki ülke devrimci hareketinin esasında devrimin temelsorunlarına, dolayısıyla devrimin kendisine ilgisizliğinin hem bir ifadesiydi hem de dışa vurumuydu. Reformlar, “demokratik talepler”, “hak ve özgürlükler” gibi konularda son derece hassas olan; bu konulara ilişkin tonlarca yazılı ürün ortaya koyan iki ülke devrimci hareketinin ayaklanma sorununda tek bir inceleme ortaya koymamış olması başka türlü izah edilemez. Reformist bakış açısının bütün düşüncelerine, bütün yaklaşımlarına egemen olduğu açıktı. Devrimi çıkmaz ayın son çarşambasında gerçekleşecek bir toplumsal olay olarak kabul ediyorlardı; ama o kadar işte.
Ulaşmak için TIKLAYINIZ