Toplum üzerindeki baskılar, zindanlardaki devrimci tutsaklar üzerinde somutlanıyor. Dışarıda halklara her tür baskıyı, terörü uygulamaya geçenlerin, toplumun en ileri kesimleri olan devrimci tutsaklara saldırması, beklenen bir şey. Mafya babalarının “hepsini öldüreceğiz”, devletin başının “tek tip kıyafet giydireceğiz” söylemleri, bu saldırıların bir işaret fişeğiydi.
Devrimci tutsakları hücrelere hapsetmiş olsalar da onyıllardır boyun eğdirememiş, toplumla bağlarını kesememiş, ne içeridekileri, ne dışarıdakileri teslim alamamışlardı. Devrimciler ve emekçi halklar her tür saldırıya karşı başeğmeden mücadele ederken, burjuvazi de saldırılarından vazgeçmedi. Ne de olsa “yenilirlerse yok olup gidecekler”.
Son haftaların gündemi “Tek tip kıyafet”.
İlk günden bu yana söyledik, yine tekrarlayalım: “Tek Tipe Girmeyeceğiz”.
Fetö’den yargılanan tutsaklara giydirileceği söylenen Tek Tip kıyafet uygulamasında, tabiri caizse yine “sağ gösterip sol vuruluyor”. Hızla harekete geçen devlet, cezaevlerinde yeni baskı ve saldırıların önünü açarken, tek tip kıyafet konusunda da adımlarını attı.
Son 2 günde zindanlarda yaşanan saldırılar ise şöyle:
Silivri 9 Nolu Cezaevi’nde bulunan tutsakların kıyafetlerinin işkenceyle ellerinden alınmaya başladığı avukatlara bildirildi.
Tarsus T Tipi Cezaevi’nde, 6 aylık bebeği olan tutsak bir kadın, bebeği ile birlikte çıplak bir şekilde x-ray cihazından geçirilerek arandı.
İzmir Kırıklar 1 No'lu F Tipi Cezaevi’nde tutsakların kitaplarına el konuldu, cezaevine kargo ve kıyafetler de alınmıyor.
Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde DHKP/C davasından tutuklu Umut Gündüz Altın, Murat Yüksel ve Musa Kurt havalandırmada bulunan kamerayı kapattıkları için 30’u aşkın gardiyan tarafından darp edildi, soyularak “süngerli oda”ya kapatıldı.
Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde Nuriye ve Semih için destek açlık grevi yapan DHKP-C dava tutsakları hakkında soruşturma başlatıldı.