HDP İstanbul İl Yönetimi, Türkiye’nin “Barış Pınarı” operasyonunu protesto etmek için bugün HDP İl Binasında bir basın açıklaması düzenledi.
Aralarında Mücadele Birliği’nin de olduğu pek çok kişinin katıldığı basın açıklamasını HDP adına Mahmut ÇAVLI okudu. “AKP-MHP ortaklığında Rojava’da yaşayan halkların yaşam haklarına müdahale ederek sivil insanlarında olduğu binlerce kişinin ölümüne sebebiyet verecek ‘Barış Pınarı’ Operasyonu bir kan pınarına dönüşecektir” denilen açıklama, yoğun polis yığınağı altında gerçekleştirildi.
Açıklamada “Böyle bir askeri müdahalenin anlamı Türkiye toplumu için daha çok baskı, daha çok zam, daha çok yoksulluk daha derin kriz daha yaygın hukuksuzluk ve demokrasisizlik demek olacaktır” denildi. Açıklamanın sonunda basının sorularına cevap verildi.
Bundan sonra ne yapmayı düşündükleri, Avrupa’nın tutumunu nasıl değerlendirdikleri ve savaşa karşı bir cephe oluşturma fikirlerinin olup olmadığı üzerine sorulan sorulara “Henüz basına yansıyan dışında bir gelişme yok. Ama biz HDP, tüm demokrasi güçleri, sivil toplum kuruluşları, bu toplumun ezilenlerinin tümüyle birlikte bu savaşa karşı alanlarda olacağız. Bu savaşın olmaması için her tür eylem ve etkinliği meşru olarak görmekteyiz. Bu meşru hakkımızı her yerde kullanacağız. Uluslararası ilişkilerin tümü diplomasi yürütülüyor. Tek tek ülkeler bu operasyonun olmaması gerektiğini ve sonuçların olacağını ifade etmekle birlikte; IŞİD gibi bir tehlikeyi unutmuşa benziyorlar. Oysa IŞİD hem Ortadoğu, hem Avrupa, hem de dünya geneli için ciddi bir tehlikedir. Fırsat bulursa tekrar büyük katliamlara girişebileceğini düşünüyoruz. İstanbul açısından bakıldığında Emek, Demokrasi, Barış Güçleri Platformu var. Operasyon fikriyatı gelişmeden önce de zamlara, krize karşı ciddi bir politika uygulamaktaydı ve yeni dönem için bir takım hazırlıkları var. Önümüzdeki günlerde çok ciddi bir şekilde anti-faşist mücadeleyi yükseltici eylemlerin örgütlenmesini yapacağız” denildi.
CHP ile ittifakları sonucunda, şu anda CHP’nin tezkereyi onaylamasına ilişkin de, “kurumların iç işlerine karışmıyoruz, bunu doğru da bulmuyoruz” denildi.