Şovenist histeri ile örgütlenen linç ve yağmanın bu defaki adresi Adana oldu.
11 yaşındaki bir çocuğun "Suriyeli bir erkeğin cinsel istismarına uğradığı" duyulunca halk önce sokaklara döküldü, sonra Suriyelilere ait işyerleri ve araçlar yakıldı, yağmalandı, Suriyeliler de linç edildi.
Dün akşam saatlerinde Merkez Seyhan ilçesi Dumlupınar Mahallesi’nde 25 yaşlarındaki bir kişi, aynı mahallede oturan erkek çocuğunu okuldan alarak taciz etti. Çocuğun evden kaçması üzerine çevredeki mahalleli, bir araya toplandı. Çocuk, ifadesi alınmak için Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürülürken, polis saldırganın yakalanması için çalışma başlattı.
Sokağa çıkan mahalleli, istismarcının Suriyeli olduğu gerekçesi ile Suriyeli mültecilerin ev, işyeri ve araçlarına saldırdı.
İstismarcının Suriyeli olduğunu ileri süren grup, zanlının evini ateşe vermek istedi. Polisin araya girmesinin ardından Suriyelilere ait ev ve işyerlerinin olduğu, Obalar ve Kıbrıs Caddeleri ile Halep Mahallesi olarak bilinen Mirzaçelebi, Kocavezir ve Meydan mahalleri içinde yürüyüş yaptı. "Suriyeli istemiyoruz", "Susma sustukça sıra sana gelecek" sloganları atan güruh, mültecilerin ev, işyeri ve araçlarına saldırdı.
Adana Valiliği açıklama yaparak 20 yaşındaki saldırganın “düzgün Türkçe konuştuğu ve TC vatandaşı olduğu” düşünüldüğünü söylese de saldırı gece geç saatlere kadar sürdü.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu daha birkaç saat önce "Ülkemizdeki Suriyeli sayısı 3,5 milyonu aştı... Hem güvenliğimiz hem de refahımız tehdit altında" demişti. Saatler sonra da Suriyelilere yönelik faşist linç başladı… Polis mahallelerde operasyon düzenleyip, linç ve saldırılardan sorumlu olduğunu düşündüğü 40 kişiyi gözaltına aldı.
Bu ırkçı faşist saldırının, "öfke patlaması" değil, planlı, örgütlü ve kışkırtılmış bir saldırı olduğu çok açık. Ülkede ardı ardına yaşanan taciz, tecavüz haberlerinde parmaklarını kıpırdatmayanların, söz konusu mülteciler, yahut daha genel bir deyişle halkın en zayıf kesimi olunca böylesi “galeyana gelmeleri” pek de fazla soru işareti bırakmıyor.