Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Evciler (Qasrîk) kırsal mahallesine 15 Eylül günü yanlarında yüzlerce jandarma ve askeri zırhlı araçlarla giden Dicle Elektrik Dağıtım AŞ. (DEDAŞ) ekipleri ile köylüler arasında elektrik tartışması yaşandı.
DEDAŞ ekiplerinin jandarma gözetiminde evlere girerek, tek tek kaçak sayaç kontrolü yapmak istemesine köylüler karşı çıktı. Köylüler, elektrik aboneliklerinin olduğunu ve her ay standart bir ödeme yaptıklarını belirtirken, DEDAŞ ekipleri de yapılan ödeme miktarlarının az olduğunu iddia ederek, sayaçları kontrol etmekte ısrarcı davrandı. Ancak köylülerin izin vermemesi nedeniyle ekipler evlere giremedi.
Köylülerin aktarımına göre bir DEDAŞ yetkilisi, “O zaman biz de bu köyü cezalandırıyoruz. Buraya elektrik vermiyoruz” dedi. Köylülerin tepkileri üzerine bölgeden ayrılan ekiplerin ayrılmasından kısa bir süre sonra köyün elektrik ihtiyacını karşılayan elektrik kabloları kesilmek suretiyle tüm köyün elektriği kesildi.
Devleti okul yapmakta, yol yapmakta, sosyal alanlara iş olanaklarına ulaşma çabalarında yanlarında görmeyen hatta potansiyel terörist olarak bizzat devlet eliyle gittikleri yerlerde yaşamakta zorlanan Kürdistanlı emekçiler, devlet yetkilileri köye girdiklerinde biliyorlar ki yine bir şeyler isteyecek, yine zulüm rüzgarları esecek. 21. yüzyılda tonlarca kilo baklava yiyen kayyumlarından yağma ve talan için göreve getirilen yetkililerine aksırana tıksırana kadar yeme emri veren devlet yoksul Kürt ulusunun kullandığı elektriğin hesabını istiyor. Ya diz çökecek, el etek öpeceksin ya da cefa çekeceksin diyor.