< < Çorlu Tren Katliamı’nın İlk Duruşması Görüldü

Tekirdağ’da 25 kişinin öldüğü 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili açılan davanın ertelenen ilk duruşması bugün Çorlu 1. ACM’de görüldü. Bir önceki duruşma salonun yetersiz olması ve yaşanan olaylar nedeniyle ertelenmişti. Bu defa duruşma Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nin duruşma salonuna dönüştürülen 600 kişilik salonunda görülmeye başlandı.

Faciada hayatını kaybeden ve yaralananların aileleri, duruşma öncesi Çorlu Santral Park önünde toplanarak kazada hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının da yer aldığı “Adalet istiyoruz” pankartı ile duruşma salonu önüne yürüdü.

Mahkeme heyetinin ailelerin ve izleyicilerin kimlik kontrolü yapılarak salona alınması talimatı girişte tepkilere yol açınca uygulamadan vazgeçildi.

Aileler, avukatlar ve izleyicilerin salondaki yerlerini almasıyla duruşma başladı. İlk duruşmada müşteki avukatları sanıklar ve sanık avukatları dinlendi.

Kaza sonrası Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu bulunan TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve Mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.

Ailelerin salona alınmasının ardından, yaşamını yitirenlerin yakınları ve “müştekilerin” isimleri okundu.

TCDD personeli olan sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ve Çetin Yıldırım da duruşmada hazır bulunurken Baroların davaya müdahillik talepleri heyet tarafından kabul edildi.

Mahkemede ilk olarak müşteki avukatı Mürsel Ünder söz aldı. Sadece dört sanığın birden çok kişinin taksirle ölümüne sebep vermekle suçlandığını söyleyen Ünder, "TCDD'yi koruyoruz diyerek suç ve suçlular korunmaktadır” dedi. Ünder, TCDD yetkililerinin öngörülen bu olayı engellemek için gerekli önlemleri almadığını vurgulayarak, tren kazaları ve bu kazalar ile ortaya çıkan ölüm oranlarının dünya ortalamasının katlarca üstünde yer aldığını belirtti. Yargılanması gereken üst düzey yöneticilerin yargılanmadığını dile getiren Ünder, "Dönemin Ulaştırma Bakanı dahil TCDD yönetimi aşırı yağışı suçlu olarak ilan ediyor. Bu aşırı yağışın etkileri ne yapılırsa yapılsın engellenemezmiş gibi konuşuyor" diye vurguladı.

Delillerin toplanması aşamasının savcılık tarafından yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Ünder, "Bu davada her aşamayı TCDD kurumu yürütmüştür. Şaibeli ve şüpheli kişiler bilirkişi olmuş, İstanbul'dan getirilmiştir. Bilirkişi Mustafa Karasahin, yasak olduğunu bilerek yanlış yönlendirmeye yönelik basın açıklamaları yapmıştır" diye konuştu.

TCDD Bakım Müdürü sanık Turgut Kurt, bakım için 7 tane şefin görevli olduğunu söyleyerek, “Bunlar kendi başlarına çalışırlar. Benim görevim koordinasyonu sağlamak, bakım müdürlüğüne iletmek üzere yazışmalar yapmaktır” dedi.

Balast tutucu duvar ve mecra temizliğiyle ilgili raporları üstlerine ilettiğini belirten Kurt, "Sicil kaydı bulunan bir menfez değildi bu menfez. Yıllardır boş bırakılmış bekçilik kadrosuna gerekli eleman alınmamıştır. Hoş karşılanmamasına rağmen ben personel talebinde bulundum. Yine de boş kadrolara bir alım yapılmadı. Yol bekçileri yolun hafızalarıdır” dedi.

Balast tutucu duvarın kazadan sonra kaza bölgesine ve üç kilometre uzaklıkta başka bir bölgeye yapıldığını belirten Kurt, suçsuz olduğunu ifade ederek beraatını istedi.

Dava da ikinci sanık olarak dinlenen TCDD Yol Bakım Onarım Şefi Özkan Polat, "Menfez muayenelerini ilkbahar ve sonbahar olmak üzere 6 ayda bir yapıyorduk. Altı ayda bir yaptığımız turne kontrolünde kaza yerine indik. İki buçuk metreye iki metre, ateş tuğlasından yapılan bir menfezdir. İmalat betonları bulunmamaktadır. Kanallarımız hep topraktan oluşur. Menfezde bir tıkanıklık tespit etmedim" diye konuştu. Avukatların itirazları üzerine hiçbir menfezde kontrol yapmadıklarını itiraf etti.

Avukatların "Neden bu kadar hızlı sürede hat açıldı?" sorusu üzerine de "Demiryolunun ihtiyacı nedeniyle. Çünkü Türkiye’de bulunan yabancı vagonlar, ülkede kaldığı sürece TCDD ödeme yapmak zorundadır. Bunun için hattın açılması gerekiyordu" dedi ve acil eylem eğitimi almadığını söyledi.

Daha sonra söz alan sanık avukatı Mehmet Ektaş, köprü ve menfezlerin dizaynları ile ilgili müdafi avukatlarından çokça soru geldiğini hatırlatarak, "Bunların hepsi sanat yapısı diye ifade edilen mühendislik yapılardır. Çevresel faktörlerin de hesabını içeren özel hesaplamalar içerir. Oysa ki burada bir ilkokul, üç lise mezunun yargılandığını görüyoruz. Alt yapı şube müdürlüğünde, üst yapı şube müdürlüğünde bulunan mühendisler dahi yargılanmıyor" diyerek TCDD'nin kaza istatistiğine dikkat çekti.

"Çorlu'dan sonra dahi hiçbir tedbir alınmamıştır" diyen Ektaş, Çorlu'da yaşanan kazanın çok benzerinin bir sene sonra Gevere'de yüksek hızlı trenle yaşanacakken, şans eseri sinyalin kırmızıya dönmesi sayesinde yaşanmadığını vurguladı; kazalara sebebiyet verenlerin üst yöneticiler olduğuna dikkat çekti.bEktaş, bu raporun TCDD üst düzey yöneticilerini korumak maksadıyla art niyetle yazıldığını belirtti.

105 numaralı genel emire bağlı olarak yetki ve sorumluluk dağılımına sahip bir çalışma tanımlandığını belirten Ektaş, "Bu genel emire göre yağışlı havalarda ilk gelecek treni hasarlı bölümle ilgili uyarıp daha sonra amirlerine haber verecek bir personel lazım. Kim? Yol bekçisi. Var mı? Yok"

"Bu genel emri TCDD Genel Müdürü yayınlar. Yürütülmesinden TCDD Genel Müdürü sorumludur, mevzuatın sorumlusu da TCDD genel müdürüdür. Görev verilmiş ama o görevi yapacak örgütlenme ortada yok. Ne takımlar ne işçileri ne yol bekçileri bulunuyor."

"Bu kaza kesinlikle önlenebilir bir kazaydı. Demiryolunda mühendislik hizmetleri yerine getirilmiş olsaydı, gerekli maliyetleri karşılamış olsaydı, meteoroloji ile daha önceden gerekli ilişki kurulmuş olsaydı" diye konuştu.

Müşteki avukatı Gökhan Yeşil de, "Turgut Kurt ve Özkan Polat delilleri karartmıştır. Yıldırım ise çelişkili ifadeler vermekle birlikte üst yönetimle ilişkilerini aynı çıkar birliğiyle sürdürüyor. Deliller daha toplanmamıştır. Delillerin karartılacağı şüphesizdir" gerekçelerini sıralayarak üç sanık hakkında tutuklama talep etti.

Tutuklama talebi iddia makamının da gerek görmemesi üzere mahkeme heyetince red edildi.

Duruşma sabah 09.00’a ertelendi.