Zeytinburnu Belediyesi'nde KHK ile işten atılan Kenan Güngördü ve Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde işten atılan Cemal Bilgin Beşiktaş'ta Turkuaz Medya Grubu ATV- Sabah binası önünde işten atmalar konusunda iktidar yanlısı haberler yapılıp, KHK ile işten atılan yüz binlerce kişiyi ve kendilerini görmezden gelinmesini protesto ederek "Bizi neden görmüyorsunuz?"dedi.
İSTANBUL - Zeytinburnu Belediyesi'nde sağlık emekçisi olarak çalışırken güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek KHK ile işten atılan, 525 gündür eylemini sürdüre Kenan Güngördü ve Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde işçilerin yemekten zehirlenme olayını kanıtlamasının ardından Eylül 2016'da işten atılan Cemal Bilgin, Beşiktaş'ta bulunan Turkuaz Medya ATV-Sabah binası önünde burjuva medyanın iktidar yanlısı haberler yapmasını ve KHK ile işsiz bırakılanları, mücadele edenleri ve kendilerini görmezden gelmesini protesto etti.
Güngördü ve Bilgin açıklama yaparken polis müdahale etmeye çalıştıysa da işçiler bir saate yakın yaptıklar konuşmalarla medya kuruluşlarını protesto etti.
Cemal Bilgin iktadara yakın medya gruplarının günlerdir İBB önünde işten atılan işçilerle ilgili canlı yayın yaptığını ama iktidardan yana olmayan muhalif, solcu, Kürt, Alevi olanları, KHK ile işten atılan yüzbinlerce emekçiyi ve kendilerini görmezden geldiklerini söyledi.
"Yıllarca emeğimiz, alınterimiz gasp edildi. Haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kaldık. Patronlara peşkeş çekildi Bir gün bile haberimizi yapmadılar. Kimler? ATV, Sabah ve onlar gibi yayın organları. Mailler, attık, mesajlar attık, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı eylemler,direnişler yaptık bir gün bile gelip haber yapmadılar. Ne hikmetse İBB'de haksızlığa hukuksuzluğa uğrayan işçilerin yanından her gün sabah öğlen akşam haber yapıyorlar. Her gün sabah öğlen akşam" diyen Bilgin tüm haksızlığa hukuksuzluğa uğrayanların yanında olacaklarını söyledi.
İşten atılan yüzlerce binlerce işçiyi görmeyen, duymayan ATV Sabah ve onlar gibi yayın organkarını protesto ettiklerini belirten Bilgin, "Bizleri görmezden geliyorlar, duymazdan geliyorlar. Sağır olmuşlar kulakları duymuyor.Kör olmuşlar kulakları duymuyor.
Ben kimim? Bizler kimiz? Bizler işten atılan işçileriz. İhraç olan arkadaşlar da var. O kadar çok haksızlığa maruz kaldık ki, anlatamayız.Bizi ancak damdan düşen anlar, bilir. Ama Sabah gazetesinin, ATVnin bizi anlamasını zaten beklemiyoruz. Bizim gerçek basınımız burada. Bizi anlayanlar burada. Gerçekleri yazanlar, yayınlayanlar burada. Onlar her zaman sokakta, mahallede, evimizde, çalıştığımız kurumda... Hepsi birer işçi emeği ile alın teri ile çalışıyorlar. Kimseye eyvallahları olmaz. Mevkiye, makama, güce paraya siyasete biat etmiyorlar. Karşılarında kim olursa olsun gerçekleri yazıyorlar. İşte gerçek basın burada her şeyi yazıyorlar. ama arka taraftakilere kefil olamayız" dedi.
Bilgin sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi biz kimiz? Benim adım Cemal Bilgin İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çapa Hastanesi'nde hasta bakıcı olarak çalışıyordum 15 yıldan fazla yaklaşık 20 yıldan beri çalışıyordum hastanemizde besin zehirlenmesi meydana geldi Çalışan işçilere sahte raporları verildi. Ben de işçi sağlığı ve güvenliği temsilcisi olduğum için bunu araştırdım belgeledim. Sahte raporu ortaya çıkardım. OHAL bahane edilerek haksız, hukuksuz, keyfi şekilde işime son verildi.
Ve dediler ki, taşeron firma yöneticileri: 'Bizden yana OHAL var seni istediğimiz zaman alırız istediğimiz zaman çıkartırız.' Ve işimden oldum. Çünkü düzenlerini bozdum. Ama ne hikmetse Sabah gazetesinden Dilek Yaman Hanım benim aleyhimde yalan haber yaptı. onun5 da bir özelliği var.burada Dilek Yaman Hanım'a telefon açtım. 'Neden bizi dinlemediniz? Neden sormadınız?' 'Hakkımızda dava var' dedi. Niye beni dinlemediniz? Neden yalan haber yapıyorsunuz?
'Sabah gazetesinin yazarı, 'Mahkemeyi kazan ondan sonra bakarız' diyor. Niye daha önce benden görüş almadın? O kadar doluyuz ki içimizde yangın var yangın. Çünkü yüz binlerce insanı kamu kurumlarından ihraç ettiler haksız, hukuksuz, keyfi bir şekilde. Neden bir gün haber yapmadınız? Neden bir gün dinlemediniz? Neden halimizi, hatırımızı sormadınız?
Ne oldu da bugün İBB önünde sabah öğle akşam haber yapıyorsunuz? Basın ahlakına sığıyor mu? Ama biz bunun mücadelesini de sürdüreceğiz. Görmeyen gözleri görecek duymayan kulakları duyacak başka çaresi yok.
Dilek Yaman Hanım 'Mahkemeye kazanın o zaman bakarız' diyor. Benim hakkımda onlarca soruşturma, onlarca dava var. Hepsini kazanıyorum Bir kez bile haber yapmadınız. Bir kez bile Sabah gazetesi ATV haber yapmadı. Bugün ne oldu? Kafamıza taş mı düştü, kafanıza kaya mı düştü? Sizi kim gıdıkladı? Nereden geliyor bu haberler? Soruyoruz Biz hiçbir siyasi partinin fikrinde, görüşünce değiliz. Biz hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımızı arayacağız, mücadelemizi vereceğiz ve tüm davaları kazanacağız.
Benim hakkımda İstanbul Üniversitesi yönetimi 'terör davası' açtı Tabii yine haber yapmadılar. Aleyhimize olunca haber yapıyorlar, lehimize olunca bir haber yapmıyorlar. Bunun mücadelesini sürdüreceğiz. OHAL de olsa, hangi hal olursa olsun, kimden gelirse gelsin haksızlığa karşı mücadele edeceğiz. Bugün İBB'den haber yapanlar, gerçekleri bir de bizden dinleyin. İşçileri kullanıyorsunuz, yanlı haber yapıyorsunuz. Anlamadan, dinlemeden, görüş almadan, araştırmadan, sorgulamadan yanlı haber yapıyorsunuz. Bu herkese zarar verir. Bize de zarar verir, size de zarar verir, işçiye de zarae verir. İşçileri kendi malzemeniz yapmayın, meze yapmayın!
Gerçek neyse doğru neyse, onun haberini yapın. İşçileri kendi siyaset malzemeniz yapıyorsunuz. Haksız, hukuksuz bir şekilde işçiler mağdur oluyor. Bugün Büyükşehir Belediyesi önündeki arkadaşlar da mağdur oluyor. Mağdur oldular. Bir işçi arkadaşımızla görüştük. Neden işten atıldın? Bize 'Ben bir yerde çalışıyordum. Seçim öncesi bize dediler ki, İBB' de kadrolu güvenceli çalışacaksın. İşimi bıraktım buraya girdim' dedi. Neden işinden çıktın, nasıl güvendin diye sordum. 'E, abi bizim parti kazanacak ya, ondan buraya girdim' dedi.
Şimdi bunu neden haber yapmıyorsunuz? Neden işçilere sormuyorsunuz? İşçiler de mağdur oldu? Neden siyasete malzeme ettiniz? Her şeyi siyssete malzeme ettiniz. Türkiye'nin altını üstüne getirdiniz. Ama siyaset değişince bakış da değişiyor, görüşler de değişiyor, koltuk değişiyor. Koltuk, mevki, makam her şeyi değiştiriyor."
Cemal Bilgin işten atmalara karşı çözümün kamuda olsun, özelde olsun tüm işçilerin ayrımsız, şartsız, koşulsuz kadrolu ve güvenceli çalışması olduğunu ifade ederek yönetim değiştiğinxe işçilerin işten atılmasının engellenmesinin sağlammasu gerektiğini söyledi.
Bilgün "İşçiler taşeron firmalarda çalıştığı için iş güvencesi yok. Kıçımıza tekmeyi vuran gönderiyor. Hangi parti gelirse gelsin, Allah belasını versin. Olan bize oluyor, işçiye oluyor. olan AKP, MHP, CHP, HDP hangisi gelirse gelsin iş güvencemiz yok. Olan işçiye oluyor. Çünkü iş güvencemiz yok, sendikamız yok, toplu sözleşmemiz yok, hiçbir özlük hakkımız yok. Bunları bir gün olsun haber yaptınız mı?
Yaptığınız haber şu: 'Taşetona müjde! Yalan haber yapılıyor. Gerçekleri yazmıyorlar. Patronlar ne talimat verirse ona göre haber yapıyorlar. Gelin buraya, gerçek basını görün. Gerçek neyse onu yazıyorlar. Biz ne yapmışsak onu yazarlar. Doğru, onu yanlış yapmışsak da yanlışı yazarlar. Çünkü onlar gerçek emekçiler, kimseden talimat almazlar. İşten atılırım diye korkmazlar.
Sizin iş güvenceniz var mı? Toplu sözleşmeniz, ikramiyeniz, sendikanız var mı? Bakın gazetecileri de işten kovuyorlar. Yarın şirketin yönetimi değişir siz de atılırsınız. İstedikleri gibi haber yapmazsanız atılırsınız. Araştırmadan, sormadan, yalan haber yaparak ahlaklı basın olunmaz. Siz yaptıklarınızı bir düşünün. Doğruları, geröeleri yazın" dedi.
Kenan Güngördü ise öfke patlaması yaşadıklarını belirterek, "525 gündür AKP'li Zeytinburnu Belediyesi önünde oturma eylemi yapıyorum. Ankara'ya yürüdüm,bir çok yere gittim. Her yere gidip hakkımı aradım. Davayı kazandım. Ama maalesef ulusal basın kör, sağır dilsizi oynadı. Bizleri görmedi, iktidardan yans tavır aldılar. İktsdsr yanlısı ATV, Sabah gibi yandaş medya grupları, yandaş haber yaprılar, yalakalık yaptılar. Her şeyi günlük gülistanlık göstermeye çalıştılar. Biz çok iyi biliyoruz ki, 15 Temmuz Sisonrasında ne kadar muhalif çalışan varsa ne kadar dürüst emekçi varsa ihraç edilmiştir" dedi. KHK ile ihraç edilen 50 emekçinin intihar ettiğini, yüzlercesinin kanser olup hayatını kaybettiğini harırlatan Güngördü, güvenlik soruşturmaları adı altında binlerce, on binlerce insanın haksız, hukuksuz bir şekilde ve sadece AKP'li olmadığı için sadece muhalif olduğu için işten atıldığını söyledi.
Güngördü'nün konuşması sırasında polis müdahale ederek 'kaldırımın kapatıldığı' gerekçesiyle medya binası önünden uzaklaştırmaya çalıştı.
Güngördü ve Bilgin 'İBB önündekilere bunu yapmıyorsunuz. Onlar izin mi alıyor, onlara nasıl davranıyorsanız bize de öyle davranın. Açıklama yapmak hakkımız ve biz bu hakkı kullanacağız' diyerek konuşmalarına devam ettiler.
Polisin keyfi müdahalesi üzerine Güngördü, "Burada ayrımcılığı tekrardan bir kez daha yakalı yaşadık canlı canlı açık açık ayrımcılığı yaşıyoruz. İBB'nin önünde günlerdir hatta bir aydır bas bas bağıran kamu çalışanları emekçilerine bankamatikçilere ses çıkarmayan İstanbul Emniyeti bugün bize bunu yapıyor. 'Burada okuyamazsın orada okuyorsun burada duramazsın şurada durursun' diyor. Neden? Çünkü o biz muhalifiz. Çünkü muhalif basın burada" diyerek polisin keyfi müdahalesini teşhir etti.
ATV'ye, Sabah'a, A Haber ve iktidar yanlısı medyaya seslenen Güngördü, "Bizleri görün. Bu eylem sadece uyarı. Bugün gideriz, yarın öbür gün daha kitlesel bir burada olacağız Bu sadece bir uyarı eylemi. Sizleri uyarıyoruz İBB'de nasıl davranıyorsanız, işten atılan işçilere ilişkin nasıl hareket ediyorsanız, nasıl gece gündüz canlı bağlantı yapıyorsanız, bize de öyle davranın" dedi.
15 Temmuz sonrasında ihraç edilen insanların 3 yıldır üç buçuk yıldır bağırdığını, sesini duyurmaya çalıştığını vurgulayan Güngördü, "Biz ölüyoruz. Ama haber yapmıyorsunuz. Hepimiz kanser olduk. Sizlerin bize olan ilgisizliğinden kaynaklı. Haber yapmıyorsunuz. Çünkü görmüyor, duymuyorsunuz" dedi.
Bütün İstanbul'da Türkiye’de, dünyada bu haksızlık ve hukuksuzluğu amlatmats, teşhir etmeye devam edeceklerini ifade eden Güngördü, 'Korkuyorlar, haberleştirirlerse işten atılma korkusu yaşıyorlar. İktidarın yalakaları olmuşlar yandaş haberler yapıyorlar ve buradan bir kez daha uyarıyoruz çağrı yapıyoruz insanı bir çağrı yapıyoruz biz de işçiyiz 525 gündür AKP'li Zeytinburnu Belediyesi önünde oturma eylemi yapıyorum" dedi. Mahkemeyi kazandım ama buna rağmen haber yapılmadığını belirterek "Üç Maymun'u oynuyorsunuz' dedi.
Güngördü, "Bu ayrımcı zihniyetler ile karşı karşıyayız onların bu tutumundan dolayı protesto ediyoruz ve çalışanlarına selamlarımızı gönderiyoruz. Ancak karar organında olanlar bu ikiyüzlülüğü gösteren yandaş yalaka gazete sahiplerine, sahte, sözde basını protesto ediyoruz" dedi.
Cemal Bilgin, iktidarın etnik ayrımcılığını da teşhir ederek "Ben Yozgatlıyım ama bir Batmanlının da hakkını arıyorum. Ben size böyle algılarla bölmeye parçalamaya çalışıyorlar ayrımcılık yapmaya çalışıyorlar" dedi.
KHK ile ihraç edilen emekçilere de değinen Bilgüm, akademisyenin memurun haberini yaptınız mı? İşçinin memurun sorınlseonı hwber ysptonız mı? Hadi biz ameleyiz biz vasıfsız işçiyiz. Ne iş olsa çalışıyoruz. Ama siz koskoca doktorları, akademisyenleri öğretim üyelerini ihraç ettiniz. Herkesi paramparça ettiniz, aileleri dağıttınız. Yazıklar olsun" dedi.
Kenan Güngördü, işçileri işten atarak bu zulmü yapanlar kadar bu zulme sessiz kalanları görmezden gelenleri de affetmeyeceklerini belirterek 'İki elimiz de yakanızda olacak. Bu iki yüzlülüğü her yerden anlatmaya devam edeceğiz" dedi.