2017’den beri tutuklu bulunduğu Elâzığ T Tipi Hapishaneden, Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishaneye sürgün edilen ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü İsmail Yılmaz, getirildiği günden itibaren tek kişilik hücrede tutuluyor.
Hapishane yönetimi 2017 Ekim’den bu yana devrimci tutsaklara "terör" kimliği taşımasını dayatıyor. Ve bu dayatmayı kabul etmeyen İsmail Yılmaz için temel insani hak ve taleplerinin yanı sıra kanunlarla ‘güvence altına` alınmış anayasal hakları kullandırılmıyor, keyfi yaptırımlar uygulanıyor.
Bunun üzerine Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) bir açıklama yaparak bunun asla kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi.
İsmail Yılmaz keyfi hapishane dayatmalarının uygulanmaya sokulduğu tarihten itibaren;
-Ailesi ve vasisi ile görüşme yapamıyor.
-Telefon hakkını kullanamıyor.
-Revire çıkamıyor.
-Kendisine gelen kargoları alamadığı için, kıyafet vs. hiçbir eşyası verilmiyor.
-Ortak kullanım alanına çıkamıyor.
“Hapishaneye ilk geldiği anda olmayan kimlik dayatması, hiçbir hukuki gerekçe olmadan keyfi bir biçimde uygulanmaya başlandı. Hapishane kampüsündeki diğer hapishanelerde böyle bir uygulama olmamasına rağmen, tamamen keyfi bir durum yaratılmış durumda.
Günde sadece 1 saat havalandırmaya çıkabiliyor. Hücresinin camına tel kafes takılı olduğu için gün içinde temiz hava alması da engelleniyor. Ailesi İstanbul’da yaşıyor ve annesinin ciddi sağlık sorunları var. Bu nedenle sevk istiyor, fakat talebi her seferinde reddediliyor. Fakat aynı hapishaneden sürekli olarak sürgün sevkler yapılıyor.
Tek başına bir hücrede kalmasına rağmen ayakta sayım dayatılıyor, kabul etmediği için sık sık saldırıya maruz kalıyor, karşı koyduğu için sürekli disiplin cezası veriliyor.
Kelepçeli tedavi dayatıldığı için hapishanedeki tutsaklar tedavi olmayı reddediyor. Bundan kaynaklı muayene olamadan dönülüyor.
Dışarıdan gönderilen dergi ve kitaplar yasak olmamasına rağmen verilmiyor.
Gelen mektuplarda, aynı cezaevinin “görülmüştür” mührü olmasına rağmen, sakıncalı denilerek kendisine verilmiyor.
Cezaevinde aramalar tutsaklara saldırının aracı olarak kullanılıyor. Hapishanede sırf arama için ayrı bir birim oluşturulmuş ve bu birim arama sırasında tutsaklara saldırıyor, işkence yapıyor. Tutsaklar can güvenliklerinin olmadığını sürekli olarak ifade ediyor.
Aramalarda okudukları kitaplardan aldıkları notlara, daha önce verilmiş mektup ve kitaplara dahi keyfi olarak el konuluyor” diyerek hapisanede yaşanan koşulları anlatan TDİ, Elâzığ Hapishanesinin idarecilerin keyfiyetine terk edildiğini, yapılan hiçbir suç duyurusundan sonuç alınamadığını, infaz hakimliklerine yapılan başvuruların tamamının reddedildiğini açıkladı.
TDİ açıklamasını,
“-30 aydır Elâzığ Hapishanesi’nde tutuluyor,
-17 kez hakkında disiplin cezası verildi.
-Toplam 26 ayı disiplin cezası ile geçti.
Elâzığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishane’de kimlik dayatmasına son verilmeli, İsmail Yılmaz’a uygulanan tecrit son bulmalıdır.
İki buçuk yıldır ailesiyle görüşemeyen İsmail Yılmaz, ailesinin bulunduğu İstanbul’a sevkedilmeli ve Elâzığ Hapishanesi’nde tutsaklara yönelik saldırılar önlenmeli ve sorumlular hakkında yasal işlem yapılmalıdır” diyerek sonlandırdı.