BM Dünya Gıda Programı (WFP) Başkanı David Beasley, “2030’a kadar sıfır açlık hedefimize ulaşamayacağız” dedi.
“Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu” başlıklı rapor, BM Gıda ve Tarım Örgütü ile diğer BM kurumlarıyla ortak hazırlanmış.
Raporda, açlığın önlenebilmesi için ekonomik ve siyasi önlemler alınması, sağlık hizmeti ve eğitim gibi zaruri kamu hizmetlerinde kesintiye gidilmemesi gerektiği belirtiliyor.
BM’nin raporuna göre:
-821,6 milyon insan yani dünya nüfusunun %11 açlık çekiyor.
-Açlık oranının en yüksek olduğu yer Afrika. Kıta genelinde her beş kişiden biri, Doğu Afrika’da ise her üç kişiden biri aç.
-Afrika nüfusunun %20’si, Asya nüfusunun da %12’den fazlası aç, Latin Amerika ve Karayipler’de oran %7’nin altında.
-Açlık, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde artıyor.
-Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekiyor. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer Latin Amerika.
-2012’den bu yana düşük doğum ağırlığı oranının azaltılmasında ilerleme sağlanamadı, bu bebeklerin ölüm veya bedensel olarak az gelişme riskini artırıyor.
-Dünya genelinde yaklaşık 149 milyon çocuk açlıkla bağlantılı gelişim sorunları yaşıyor.
Endüstriyel tarıma geçildiğinde bunu “yeşil devrim” diye ilan edenler, “2030 yılına değin dünyada açlığı sonlandıracağız”, “insanlığın refah içinde yaşaması için sosyalizme ihtiyaç kalmadı”, “kapitalizm ölümsüz bir sistem haline geldi” diyenlerin dillerinden itiraf gibi dökülen bu rakamlar, her şeyi orta yere seriyor.
Bir toplumun tümüyle sorunlarının çözüme eriştiği, yaşaması için ihtiyacı olduğu her şeye ulaşabildiği sistemin adıdır sosyalizm. Büyük bir coşkuyla söylüyoruz ki dünya kapitalist sistemi çöküyor ve bizim zamanımız geliyor…
Bir Mücadele Birliği Okuru