Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak haklarında 657 sayfalık iddianame hazırlanan 16 kişinin davası bugün Silivri Ceza İnfaz Kampüsü karşısında bulunan 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne görülmeye başladı.
İSTANBUL - 2013'teki Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Gezi Parkı'ndaki ağaçların sökülmesine karşı protestolarla başlayıp tüm ülkeye yayılan ve Gezi-Haziran Ayaklanmasına dönüşen Gezi Parkı protestolarına katılan 2'si tutuklu 6'sı firari, 16 kişinin yargılandığı davanın duruşması İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Davanın duruşması Silivri Ceza İnfaz Kampüsü karşısında bulunan duruşma salonlarında görülüyor.
Gezi eylemlerini ve katılanları savunmak üzere yüzlerce avukat Silivri'ye gelerek davaya müdahil oldu. Avukatlarla birlikte, insan hakları savunucuları, doğa savunucuları demokratik kitle örgütleri siyasi partilerden temsilciler ve "Gezi Yargılanamaz" diyen yüzlerce kişi duruşmaya geldi.
İsviçre, İsveç, Almanya, Kanada, Hollanda, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerin başkonsolosları ve konsolos yardımcıları da davayı takip ediyor.
Duruşmayı izlemek için gelenler, arama noktalarından geçirilerek duruşma salonuna alınırken, davayı izlemeye gelen çok sayıda kişi de bariyerler önünde bekliyor.
Tutuksuz sanıkların yerini aldığı duruşma salonunda, her sanık için 3 avukat sınırlaması getirildiği, basın için ise 5'i yabancı, toplamda 25 basın çalışanının duruşmayı izlemeye alınacağı belirtildi. Çok sayıdaki basın emekçisinin de salona giremediği ifade edildi.
Gezi Parkı İsyanı'nın ardından pek çok kişi gönüllü muhabir olarak doğa ve emek haberleri yapmaya, devrimci sosyalist yayın kurumlara bu bilgi ve görselleri ulaştırmaya ve bu tür davaları da takip etmeye başlamıştı.
Duruşma kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başladı.
2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak soruşturma İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Kahveci, tarafından başlatılmıştı. 16 kişi hakkında hazırlanan 657 sayfalık iddianame 4 Mart 2019'da İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede yer alan 16 kişi "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "Mala zarar verme", "Nitelikli mala zarar verme", "Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme", "6136 sayılı yasaya muhalefet", "Nitelikli yağma", "Nitelikli yaralama" ve "2863 sayılı yasaya muhalefet" ve "Gezi olaylarını finanse etmek" suçlamalarıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanıyor.
657 sayfalık Gezi iddianamesinde 746 müşteki yer alıyor. Müştekiler arasında Cumhuraşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 61. hükümetin bakanları da bulunuyor. Davada 16 sanığın çeşitli suçlardan ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri de isteniyor.
Dosya kapsamında, İstanbul Mimarlar Odası Başkanı Mimar Mücella Yapıcı, Eski TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi akademisyen Tayfun Kahraman, Avukat Ş. Can Atalay, Mimar Pınar Öğün, Gazeteci-yazar Can Dündar, Çiğdem Mater, Oyuncu Mehmet Ali Alabora, Sinema yönetmen yardımcısı Mine Özerden, Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi Gökçe Yılmaz, Yazar Handan Meltem Arıkan, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay, Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Ali Emekçi ve İnanç Ekmekçi, iş insanı Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu hakkında dava açılmıştı.
Sanıklardan Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala yaklaşık 20 aydır, Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu ise 7 aya yakın bir süredir tutuklu bulunuyor.
Sanıklardan Can Dündar, Pınar Öğün, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve Memet Ali Alabora hakkında yakalama kararı bulunuyor.
İddianamede, "Gezi Parkı olayları olarak anılan ancak aslında bir kalkışma girişimi olan hususlarla ilgili şüphelilerin söz konusu olayları 2011 yılından itibaren yönlendirme ve başlatmaya çalışmaları, bu yönde hazırlık hareketlerinde bulunmaları ve yine 2013'te sahneye konulan bu kalkışma girişiminde olayların ve eylemlerin finansmanı ile koordinasyonun sağlanması hususundaki fiilleri" olarak yer alıyor.
İddianamede şüphelilerin bu olayların tepe yönetiminde yer aldıkları ve bu kapsamda ülke genelinde meydana gelen şiddet olaylarından sorumlu tutuluyor.