Ne zaman 1 Mayıs yaklaşsa, işçi sınıfı ve emekçilerdeki sevinç ve coşkuya karşıt karamsar ve kaygılı bir ruh hali burjuva sarı sendikacıları ve ortalama solu teslim alıyor. Onlar daha günler öncesinden işçi sınıfı ve emekçilerin 1 Mayıs’ı 1 Mayıs Alanı’nda, Taksim’de kutlama isteklerini nasıl savuşturacaklarının telaşına kapılıyorlar. Önce oyalama taktiklerine başvuruyorlar.
“Elbette 1 Mayıs Taksim’de kutlanmalı. Biz de onu istiyoruz” diyorlar.
Sonra kocaman bir “AMA” sıkıştırıyorlar cümlelerinin arasına; bu “AMA” dan sonra söylenen her şey neden 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanamayacağına ilişkindir. İşte “devlet izin vermiyor”dur; işte “işçi sınıfı yeterince örgütlü değildir”; işte “yasaklı bir alana işçi ve emekçiler gitmekte çekiniyor”dur; işte “bu sene de başka bir yerde olsun bir dahaki seneye mutlaka Taksim’de olunacak”tır; işte “işçilerin, emekçilerin bir arada olmaya, morale ihtiyacı vardır; izin verilen yerlerde kitlesel katılım esas alınmalıdır”vb vb.
Neden Taksim’de olunamayacağına dair gerekçeler sıralandıkça sıralanır. Bu türden hezeyanları duydukça bizim aklımıza hep 11 Kasım 1887’de ABD’nin Chicago eyaletinde asılan 4 işçi önderinden biri olan August Spies’ın sözleri gelir: “Kendinize karşı doğru olun, o vakit başkalarına karşı sahte olmazsınız”
Doğrusunu söylemek gerekirse bu maskeli balonun ne zaman biteceğini merak etmiyor değiliz. DİSK’in bu sene “1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız” açıklamasını okuyunca, daha bir süre devam edeceğini düşünmeden edemedik.
Leninistlerin 1 Mayıs’ta 1 Mayıs Alanı’nda, Taksim’de olma kararlılıklarını herkes biliyor. Bu kararlılığın nedeni, Taksim’de ısrar etmenin devrimde ısrar etmek oluşudur. Bu 1 Mayıs bir kez daha kimin gerçekte devrimci olduğunu, kimlerin de devrime sırtını döndüğünü gösteren bir turnusol olacaktır.
Buradan bütün işçi ve emekçileri, ilerici ve devrimcileri 1 Mayıs’ta 1 Mayıs Alanı’nda olmaya çağırıyoruz. Biz orada olacağız!