Gazi Mahallesi ve Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'nde yaşamını yitiren devrimciler Gazi Mahallesi'nde yapılan yürüyüş sonrası mezarları başında anıldı.
İSTANBUL - 12 Mart 1995'de Gazi ve Ümraniye 1 Mayıs yaşamını yitiren 22 devrimci Sultangazi Gazi Mahallesi'nde Cemevi'nden Gazi Mezarlığı'na yapılan yürüyüşle anıldı.
İstanbul'da Sultangazi ilçesinde çoğunlukla Alevilerin ve devrimcilerin yaşadığı Gazi Mahallesi'nde bir Alevi kahvesi silahlarla taranmıştı. Saldırıya devrimciler ve halk Gazi ve Araştırma 1 Mayıs Mahallesi'nde tepki göstererek sokağa çıkmış ve 22 devrimci yaşamını yitirmişti.
Katliamın 24. yılında Gazi Mahallesi'nde yürüyüş yapılarak katliam lanetlenerek yaşamını yitirenler için anma düzenlendi.
Gazi Mahallesi'nde sabah erken saatlerden itibaren polis ekipleri TOMA ve akreplerle yoğun yoğun güvenlik önlemleri aldı. Yürüyüş boyunca havada helikopterler dolaştı.
Gazi Cemevi önünden toplanan yüzlerce kişi, "Gazi ve Ümraniye katliamını unutma, unutturma" pankartı açtı. Katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşınarak katliamın yapıldığı yerlerden biri olan Eski Karakol önüne "Gazi, Ümraniye katliamını unutma unutturma", "Katil devlet hesap verecek", "Faşizme karşı omuz omuza", "Gazi - 1 Mayıs Şehitleri Ölümsüzdür", "Gazi halkı burada devlet nerede", "Gezi şehitleri ölümsüzdür" sloganları atılarak yüründü.
Gazi ve 1 Mayıs katliamlarında ve Gezi ayaklanmasında öldürülenlerin isimlerinin söylenerek "Yaşıyor" denildiği yürüyüşte mahallede evlerin pencerelerinde duranlar ve okullarda sınıfların pencerelerine çıkan öğrenciler de alkışlarla destek verdi.
Yürüyüşte açlık grevindeki Leyla Güven de, selamlandı ve "Tecrit Son Bulsun Leyla Güven Yaşasın", "Leyla Güven Onurumuzdur" sloganları atıldı.
"Alevi Sunni Çatışması Yaratılmak İstendi"
Eski Karakol önünde katliamın yapıldığı yere karanfiller bırakılarak burada basın açıklaması yapılarak sık sık, "Adalet istiyoruz. Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı. Burada aileler adına basın açıklamasını okuyan Erkan Çelik katliamda yaşamını yitirenler için hala adalet talebinde bulunduklarını söyledi.
Açıklamada, katliamın amacının alevi-sünni çatışması yaratarak halkı birbirine kırdırmak olduğu belirtildi.
"Dönemin Başbakanı Sorumludur"
Vuranların kim olduğu belli olmasına rağmen, açılan göstermelik davada katillerin cezalandırılmadığı, sadece iki polisin sorumlu tutulduğunu belirten Çelik "Bu katliamdan; dönemin başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı, İstihbarat Daire Başkanı Hanife Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürleri sorumlulardır" dedi.
"Ülke Tecrit Altında Tutuluyor"
Ülkenin şuan bir tecrit altında olduğunu ifade eden Çelik ,"KHK’larla emektarlar işlerinden edildi. Kayyum zihniyeti ile halkların iradesi yok sayıldı. Kadın cinayetleri %70 oranında arttı. Çocuk istismarı %90 lara vardı. İnanç diktası ve asimilasyon cenderesinde tüm okullarda zorunlu din dersleri, her okula mescit yaklaşımı, Alevilere ve inanç kimliklerine zülüm uygulanmakta. Hukukçular içerde ve açlık grevinde. Cezaevlerinde açlık Grevleri yayılmış durumda. Leyla Güven 125 gündür tecride karşı açlık grevinde ve geri dönülemez riskli eşikte. Kendi dışında herkesi terörist gören bir garabet ile karşı karşıyayız. Bir Cinnet İttifakına dönüşen Beka sorunu şizofrenisi Halklara yeni katliamların kapısını aralamakta" dedi.
Açıklamanın ardından kitle Gazi Mezarlığı'na doğru yürüyüşe başladı. Gazi Mezarlığı'na gelindiğinde sloganların ardından yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Gazi ve Ümraniye'de yaşamını yitirenlerin aileleri adına katliamda yaşamını yitiren Zeynep Poyraz'ın ablası Kibar Poyraz basın metnini burada da okudu.
Ailelerin mezarlara karanfiller bırakmasının ardından Alevi dedelerinin duasıyla anma sonlandırıldı.