Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık’a, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen, Türkiye’de kanser vakalarının sık görüldüğü bölgelerde bulunan kanser yapıcı kimyasalları tespit etmeyi amaçlayan projenin araştırma sonucunu kamuoyuyla paylaştığı gerekçesiyle “Yasaklanan gizli bilgileri açıklama”, “Yasaklanan gizli bilgileri temin etme” ve “Göreve ilişkin sırrı açıklama” suçlamalarıyla hakkında dava açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Şık ve avukatları dava konusu yazıda suçu işleyenlerin belli olduğunu ancak bu isimlerle ilgili soruşturma süreci dahi yürütülmediğini belirterek beraat talebinde bulundu. Duruşma 30 Mayıs’a ertelendi.

İSTANBUL - Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen, Türkiye’de kanser vakalarının sık görüldüğü bölgelerde bulunan kanser yapıcı kimyasalları tespit etmeyi amaçlayan projenin araştırma sonucunu kamuoyuyla paylaştığı gerekçesiyle “Yasaklanan gizli bilgileri açıklama”, “Yasaklanan gizli bilgileri temin etme” ve “Göreve ilişkin sırrı açıklama” suçlamalarıyla Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek duruşması öncesinde basın açıklaması gerçekleştirildi.

Yapılan açıklamaya Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ankara Barosu, Bursa Barosu, Antalya Barosu, İstanbul Barosu, HDP milletvekilleri Ahmet Şık, Oya Ersoy, Murat Çepni, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Sibel Özdemir, Ali Şeker, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu, KESK, ÜNİVDER, Ekoloji Birliği, DOĞADER, Divriği Kültür Derneği, Beyoğlu Yurttaş Meclisi, İstanbul Kent Savunması, Politeknik, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi, Kuzey Ormanları Savunması, Barış Akademisyenleri ve çok sayıda kişi katıldı.

 

Bilgi Edinme Hakkını Kullananlara Sağlık Bakanlığının Cevabı Bu Dava Oldu”

Çocuklar Zehirlenmesin İnisiyatifi tarafından düzenlenen basın açıklamasını Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve İstanbul İşçi Sağlığ İş Güvenliği Meclisi üyesi Aslı Odman okudu.

“Bugün burada Bülent Şık’ın davasını takip etmeye, bilgisini yaşam için, toplum ve ekosistem esenliği için kullandığından cezalandırılmaya çalışılan bir bilim insanı ile mühendis ile halk sağlıkçısı ile dayanışmaya geldik” diyen Odman, “Kendini ekosisteme ve topluma karşı sorumlu hisseden ve kamusal araştırma kaynaklarından uzaklaştırılmış bir bilim insanı olarak Bülent Şık araştırmanın elindeki bulgularını önce Bianet’teki Mutfaktaki Kimyacı köşesinde, daha sonra Nisan 2018’de Cumhuriyet’te yazı dizisi olarak yayınladı. Bunun üzerine pek çok soru önergesi verildi. Bilgi edinme hakkı kullanılarak kurum ve kişiler Sağlık Bakanlığı’na başvurdular. Bakanlığın cevabı ise işte bu dava oldu” diye konuştu.

 

Dava İddinamesini Terörle Mücadele Savcılığı Yazdı”

Kamu kurumlarının kamu faydasını sağlamak için felç, kâr amacı için şahin kesildiği bir dönemde halk sağlığı bilgisini paylaşmanın bir suç değil, görev olduğunu vurgulayan Odman, “Hamaset ile vatanseverlik söylemlerinin havada uçuştuğu, bu davanın iddianamesini bile terörle mücadele savcılığının yazdığını görüyoruz. Vatanı sevmek ne demektir, silahlarla gençleri sınıra yollamak mı, tüm Türkiye’ye sevk edilen gündelik gıdalar ve suyun tehlikeleri hakkında toplumu uyarmak mı? Bizim cevabımız açık. Bülent Şık’ın yanındayız” dedi.

 

Hesap vermesi “Gereken Bülent Şık Değil, Sağlık Bakanıdır”

Ekoloji Birliği Eş dönem Sözcüsü Caner Gökbayrak: “Hesap vermesi gereken Bülent Şık değil, Sağlık Bakanı olmalıdır. Davanın ve raporun takipçisi olacağız” dedi.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu “Hepimizin sağlını ilgilendiren bilimsel bir çalışma nasıl kamuoyu ile paylaşılmaz ve kamuoyu ile paylaşılması suç olur. Bu Cumhuriyet maalesef buna dönüştü. Bu Cumhuriyeti halkın Cumhuriyeti yapmak için mücadele edeceğiz” dedi.

CHP Milletvekili Ali Şeker,” Kartal’da enkaz altında canlar var. Halk ölüyor demek, çürük yapılar öldürüyor demek, halk sağlığı tehdit altında demek, çocuklar zehirleniyor demek yasak. Bu hukuksuz ortamda sesimizi duyurduğu için Bülent Şık’a teşekkür ediyorum” dedi.

 

Devletin Suç Üstü Yakalandığı Bir Davadır”

HDP Milletvekili Murat Çepni ise halktan yana olan Bülent Şık’ın yanında olduklarını belirterek; “Bu dava, halka karşı suç işleyen ve işlenen suçları gizleyenlerle, halktan yana olan bilim insanlarının davasıdır. Devletin suç üstü yakalandığı davadır. Halkı savunmak suç değildir” dedi.

 

Demokratik Bir Ülkede Olsaydık Meseleyi Nasıl Çözeceğimizi Düşünürdük”

Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık da kendisini yalnız bırakmayanlara teşekkür ederek, “Biz aslında daha demokratik bir ülkede yaşıyor olsaydık bu araştırma sonuçlarını ortaya koyduğumuzda, insan sağlığına zarar veren meseleyi nasıl çözeceğimizi düşünürdük. Dava saati son anda değişti beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim” dedi.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada davaya konu olan illerin baro başkanları da Şık’ı savunan avukatlar arasındaydı. Duruşmayı HDP Milletvekilleri Ahmet Şık ve Oya Ersoy, CHP Milletvekili Ali Şeker, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Barış İçin Akademisyenler, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

 

Bilgiler Kendi Uzmanlık Alanımda Sahip Olduğum Bilgilerdir”

Duruşma kimlik tespitinin ardından Şık’ın beyanıyla devam etti. Şık beyanında, “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi” başlıklı araştırmanın 16 farklı araştırma projesinden oluştuğunu belirterek, yürütülen projenin amacına ve kapsamına değindi. Suçlamaya konu olan yazı dizisindeki bilgileri başka bir yerden temin etmediğini vurgulayan Şık, proje ekibinde olduğunu belirtti.

“Açıkladığım bilgiler elimde bulunan araştırma verilerini kendi uzmanlık alanımda sahip olduğum bilimsel birikim ışığında yorumlayarak oluşturduğum bilgilerdir. Örneğin araştırmada yer alan gıdalardaki çevresel kirleticilerin belirlenmesine yönelik araştırma projesinin sonuç raporunun yazılmasına çok ciddi bir katkı verdiğimi söyleyebilirim. Dolayısıyla gıdalarla ilgili olarak Cumhuriyet gazetesinde yalnızca bir kısmını yazdığım bilimsel bilgiler bilgisayarımda mevcut, oluşturduğum, oluşumuna katkıda bulunduğum verilerden elde edilmiş bilgilerdi.”

3 Yıl Geçti Sağlık Bakanlığı Açıklama Yapmadı, Önlem Almadı”

Projenin 2015’te bitmiş olduğunu ancak aradan geçen üç yılı aşkın süreye rağmen Sağlık Bakanlığının bir açıklama yapmadığını anlatan Şık, “Bu bilgiler halk sağlığı açısından risk teşkil eden durumlar olduğunu göstermesine rağmen Sağlık Bakanlığı bu olumsuz durumları düzeltmek için herhangi bir ara rapor da açıklamadı. Bakanlık araştırmanın ortaya çıkardığı bu vahim durum karşısında insan sağlığını ama özellikle de çocuk sağlığını korumak için ne yapmıştır?” diye sordu.

Sağlık Bakanlığı Beni Şikayet Etmek Yerine Önlem Almalıydı”
Bakanlıktan bir açıklama yapılacağına ya da toplum sağlığını tehdit eden sorunları çözmek için önlem alınacağına dair bir işaretin halen görünmediğini ifade eden Şık, “Sağlık Bakanlığının bu konuda yaptığı tek işlem beni şikâyet etmek olmuştur. Sağlık Bakanlığı ülkemizde içme sularının sağlıklı olmasından sorumlu kurumdur. Araştırma yapılan bölgelerde arsenik, kurşun ve alüminyum düzeylerinin yüksekliği nedeniyle içilmemesi gereken sularla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nın bir önlem alması gerekirdi. ‘Bakanlık bu konuda ne yapmıştır’ sorusu yanıt bekliyor” dedi.


Açıkladığım Bilgiler Araştırmadaki Bilgilerin Onda Biri Bile Değil”
Sağlık Bakanlığının elinde kendisinin yazdığı bilgilerden çok daha fazlasının olduğuna dikkat çeken
“Benim açıkladığım bilgiler bütünün onda biri bile değildir. Sağlık Bakanlığının yürüttüğü çalışmada bölgedeki topraklardan, Ergene Nehri’nin değişik noktalarından, arıtma ve deşarj noktalarından, havadan alınan örneklerde de kirlilik düzeyini belirlemeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen bilgilerin yan yana konularak bütüncül bir bakışla değerlendirilmesi Ergene Havzasındaki illerde ve Kocaeli ilindeki yaygın kirlilik hakkında net bir fikir verecektir. Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgiler ilgili kamu kurumlarının yıllardır süregelen ihmali ve şirketlerin kural tanımazlığı nedeniyle ortaya çıkan kimyasal kirliliğin hangi yerleşim noktasında ve ne düzeyde olduğunu, kirletenlerin kim olduğunu açıkça ortaya koymaktadır” diyen Bülent Şık araştırmayı yürüten Sağlık Bakanlığı ne araştırmadan elde edilen bilgileri açıkladı ne de herhangi bir önlem alma girişiminde bulunduğuna dikkat çekti.

 

Sorumlulukları Hatırlatmak Bilim İnsanının Görevidir”

“Toplumun sağlığı ve geleceği için yapılandırılmış kamu kurumlarının görevlerini yerine getirmelerine yardımcı olmak bir bilim insanının sorumluluğudur” diyen Şık, bu kurumların görevlerini layıkıyla yapmadıklarını belirleyen bir bilim insanının o kurumlara sorumluluklarını hatırlatmasının da en temel görevlerinden biri olduğunu ifade ederek “Yazdığım yazılarla gizli tutulan bu halk sağlığı çalışmasından kamuoyunu haberdar etmeyi, toplumu bilgilendirmeyi, sorunları çözmekle mükellef kamu kurumlarını harekete geçirmeyi amaçladım. Açıkladığım bilgiler, elimde bulunan bu veriler üzerinde bilimsel çalışma yaparak oluşturduğum bilgilerdir; herhangi bir yerden alınmış ya da temin edilmiş bilgiler değildir.”

Sağlık Bakanlığı Önlem Almayarak Suç İşlemiştir”

Sağlık Bakanlığının açıkladığı hiçbir bilgiyi yalanlamadığının altını çizen Şık, “Sağlık Bakanlığı elinde bilimsel bilgiler olduğu halde gereken önlemleri almayarak, ilgili kamu kurumlarını uyarmayarak ve kendisine verilen kamu görevlerini layıkıyla yapmayarak insanların ve doğada yaşayan diğer canlıların yaşamlarını tehlikeye atma suçunu işlemiştir. Araştırma çalışmaları bittiğinden bu yana 3 yıldan fazla zaman geçti ve bu geçen üç yıl içinde bakanlığın hangi önlemleri aldığını açıklamasını talep ediyorum. Gerçekte bunu kendimiz ve çocuklarımız için hepimiz talep etmeliyiz. Kendimi çaresizlik içinde kalan insanlara karşı sorumlu hissediyorum. Gerçekleri bilmenin onların hakkı olduğunu düşünüyorum. Bana yöneltilen tüm suçlamaları reddediyor ve beraatımı talep ediyorum.” dedi.

Sağlık Bakanlığının Şikayeti Bile Beraat Gerekçesidir
Bülent Şık’ın savunmasını üstlenen Avukatlardan Can Atalay, beraat kararı verilmesini talep etti. Ergene Havzasında açıkça suç işlendiğine dikkat çeken Atalay, suçu işleyenlerin belli olduğu halde haklarında bir soruşturma ya da dava açılmadığını söyledi. Atalay, “Sağlık Bakanlığı’nın şikayeti iddianamede tekrar ediliyor yalnızca bu bile bir beraat gerekçesidir” diyerek derhal beraat talep etti.

 

Baro Başkanları: “Suç İşleyenlere Soruşturma Dahi Açılmadı”

Ardından duruşmaya müfafii olarak katılan ve Şık’ın da parçası olduğu araştırmanın yürütüldüğü illerin baro başkanları söz aldı. Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, Tekirdağ Baro Başkanı Sedat Tekneci, Kocaeli Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir, Antalya Baro Başkan Yardımcısı Cenk Soyer, Kırklareli Baro Başkanı Turgay Hınız, İstanbul Barosu Sağlık Kurulu ve baro başkanının vekili Burcu Öztoprak Alsulu ve Yalçın Tura sırasıyla derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini savundu. Avukatların tamamı Bülent Şık'ın yazdığı yazıda suçu işleyenlerin belli olduğunu ancak bu isimlerle ilgili soruşturma süreci dahi yürütülmediğini ama Şık hakkında dava açıldığını ifade etti. Son olarak söz alan avukat Tora Pekin ise kovuşturmanın genişletilmesi yönünde taleplerini mahkemeye sundu.

Raporun Açıklanmasının Yasaklanmasına Dair Karar Alındı mı?”
Mahkeme hakimi, avukatların kovuşturmanın genişletilmesi ve derhal beraat kararı verilmesi yönündeki taleplerini reddetti. Mahkeme ayrıca Sağlık Bakanlığı'na müzekkere yazılarak suça konu rapor ile ilgili olarak raporun açıklanmasının yasaklanmasına dair bir karar alınıp alınmadığı ve ilgili birimlere iletilip iletilmediğinin sorulmasına, Şık haricinde bir kişi tarafından olayla ilgili olarak herhangi bir haberin yayınlanıp yayınlanmadığının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilerek dijital rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verdi. Duruşma 30 Mayıs, saat 10.05'e ertelendi.