Adalet Arayan İşçi Aileleri, 31 Ekim 2013’te Esenyurt Özel Doğa Hastanesi’nde tabela takarken yüksek gerilime kapılarak iş cinayetinde hayatını kaybeden Eren Eroğlu davasında tüm sorumluların yargılanması talebiyle Bakırköy Adliyesi'nde görülecek davada, Eroğlu ailesi ve avukatları duruşma salonuna giremeden tüm mahkeme heyetinin iş göremezlik raporu aldığını ve ertelendiğini öğrendi.
İSTANBUL - 31 Ekim 2013′te, Esenyurt / Özel Doğa Hastanesi’nin tabela takarken yüksek gerilime kapılarak iş cinayetinde cinayetinde hayatını kaybeden Eren Eroğlu'nun ölümünden sorumlu olanların yargılanması talebiyle açılan davanın bugün görülecek duruşması için Bakırköy Adliyesi’ne gelen Eroğlu ailesi ve avukatları adliye önünde basın açıklaması yaparak durumu protesto etti.
"17 Yaşında Hastanede Korumasız Önlemsiz Tabela Asarken Yüksek Gerilime Kapılarak Hayatını Kaybetti - Eren Eroğlu 31 Ekim 2013 - Kaza Değil Cinayet" yazılı pankart açan Adalet Arayan İşçi Aileleri adına basın açıklamasını Eren Eroğlu'nun babası Erdinç Eroğlu yaptı.
Dört yıldır devam eden davada 6 mahkeme başkanı, 16 üye, 6 savcı değiştiğini, ilk mütalaayı veren savcının ise sadece bir celse duruşmaya girdiğini aktaran Eroğlu, 2. mütalaayı veren savcı sadece bir duruşmaya girdiğini, ilk mütalaayı tekrar ettiğini söyledi.
Özel Doğa Hastanesi’nde aynı tabela daha önce takılırken çalışan işçilerin de yüksek gerilime kapılma tehlikesi atlattığına ve işi yaptıran TDS REKLAM’a durumu bildirdiklerini belirten Erdinç Eroğlu "TEİAŞ, 4 Mart 2008’de, 1282 sayılı yazıyla bina sahibine 'irtifak hakkımızın ihlal edildiği, can ve mal tehlikesi olduğu, emniyet mesafesinin ne kadar olması gerektiği ve ihlalin derhal giderilmesi gerektiğini' bildirmiştir. 4 Mart 2008’de, 1275 sayılı yazıyla Esenyurt Belediyesi’ne 'binayla ilgili ihlalin olduğu, can ve mal tehlikesi bulunduğu ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği' bildirilmiştir.
İhlalin olduğu krokiler de bina sahibine ve Esenyurt Belediyesi’ne gönderilmiştir. 17 Temmuz 2013’te (Eren’in ölümünden ÜÇ ay önce) 4114 sayılı yazıyla Esenyurt Belediyesi’ne 2008’deki yazışmalar hatırlatılmış, 'binanın üstünden geçen hatta arızaların meydana geldiği, bunların tehlike arz ettiği, bununla ilgili gerekli önlemlerin alınması gerektiği' bildirilmiştir" dedi.
Esenyurt Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne 'can ve mal güvenliği yok, önlem alın' diye yazıldığı halde önlem alınmadığına dikkat çeken Eroğlu, olayın olduğu günden bu yana, “Eksiksiz, bütün sorumlular yargılanmalı!” doğrultusunda adalet arayışımızı sürdürdüklerini ve davada sanık olarak yargılananların, için tatmin edici olmadığını ifade etti.
Her fırsatta “Yüksek gerilim hattının altına bina yapılmasına ve iskân edilmesine izin verenler, o binanın hastane yapılmasına izin vererek suç işleyenlerin yargılansın!” talebinde bulunmalarına rağmen yargılamaya izin verilmediğini de aktaran Eroğlu, Sağlık Bakanlığı’nın soruşturma izni verilmemesi kararına karşı itirazları üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nin, 1. İdare Dava Dairesi Sağlık Bakanlığı yetkililerinin yargılanması gerektiğine karar vererek dosyayı Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiğini belirtti.
Dönemin Esenyurt Belediye Başkanları Gürbüz Çapan, Necmi Kadıoğlu ve diğer belediye yetkililerinin yargılanması taleplerinin ise Danıştay 1. Daire Başkanlığı'nca 2’ye karşı 3 oyla reddedildiğini, bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna gidildiğini söyledi. "Tüm sorumlu kamu görevlilerinin, hastane sahibi ve yöneticilerinin yargılanmasını sağlayıncaya kadar mücadelemiz sürecek. Tüm yargı yollarını tüketinceye kadar, etkin bir yargılama yapılıp sorumlular cezalandırılıncaya kadar hesap sormaya devam edeceğiz" diyen Erdinç Eroğlu, ihmali olan Esenyurt Belediyesi ve İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri hakkında soruşturma tamamlanmadan, yargılama yapılmadan bu davanın bitmeyeceğini vurguladı.
Esenyurt Belediyesi, Özel Doğa Hastanesi ve TDS Reklam yetkililerinin dört yıldır yargılandığı, tüm sorumluların dahil edilerek etkin bir yargılanmanın yapılmadığı davadan çıkacak kararı kabul etmediklerini ifade eden Eroğlu "Başka canların yanmamasını, başka annelerin ve babaların ağlamamasını istiyoruz. Bir araya gelerek, bu memleketin geleceği için, işçi sağlığı ve iş güvenliği için, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları için, kanundışı çalışma koşullarını sona erdirmek için davalarımızın takipçisi olmaya devam ediyoruz" dedi.
Adalet Arayan İşçi Aileleri, her ayın ilk pazar günü 13.00’te Galatasaray Meydanı’nda, iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin aileleriyle birlikte Vicdan ve Adalet Nöbeti tutmaya devam ettiklerini de hatırlatarak "Adalet Arayan İşçi Aileleri olarak bizler de 28 Nisan’ın Anma ve Yas Günü ilan edilmesini talep ediyoruz.
Bütün kaygımız ve mücadelemiz, ekmek mücadelesinin işçinin hayatına mal olmaması içindir. Çalışırken ölmemek içindir. Denetim sorumluluğu olanların görevlerini gereği gibi yapması içindir. Tüm sorumluluların etkin bir biçimde yargılanması içindir" diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.