Sivas'ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü'nde altın rezervi tespiti amacıyla sondaj çalışması başlatılmak istenmesi üzerine Divriğililer ve Mursal köylüleri yörelerinde maden ocağı işletmesi açılmasına karşı bir araya geldi. Divriğililer ve Mursal köylüleri "Yöremizde maden ocağı açılması doğanın ve yaşamın yok olması demektir. Bölgemizde maden ocağı açılmasını istemiyoruz" dediler.

SİVAS -Temmuz ayı son haftasında, Maden Tetkik Arama tarafından Divriği’nin Mursal Köyünde altın maden rezervi tespiti amacı ile sondaj çalışması başlatılmak istendi.
Divriği ve çevresinde böyle bir çalışmanın yapılacağını öğrenen Mursal Köylüleri ve duyarlı Divriğililer çalışmanın hukuki zemininin olmadığını ispatlayarak çalışmanın başlamasına engel oldular. Sonraki süreçte, Divriği'li dernekler, vakıflar ve Mursal Muhtarlığı bir araya gelerek Mursal Dayanışma Platformunu oluşturdular.


Mursal Dayanışma Platformu olarak 25 Ağustos günü Divriği merkezde kitlesel olarak bir araya gelen Divriği ve Mursal köyü sakinleri bir basın açıklaması yaparak bölgelerinde bir maden işletmesi açılmasına karşı mücadele edeceklerini belirttiler.


Yapılan basın açıklamasında elde edilen bilgiler ve ortada olan gerçekler Mursal’da böyle bir maden işletmesinin Divriği için yokoluşun başlangıcı olacağını ortaya koyduğu belirtilerek" sözkonusu bölge Divriği'nin yaşam kaynağıdır. İçme suyundan tarımsal sulamaya, sebzecilikten meyveciliğe, hayvancılıktan tarıma kadar tüm faaliyetlerin kaynağı Mursal Vadisidir. Bu bölgede altın arama faaliyeti işletilmesi Tüm bu kaynakları yok edecektir. Bundan sadece Mursal değil tüm Divriği ve bölge etkilenecektir Ayrıca maden işletmesinin fiziki koşulları orada yaşamayı imkansız hale getirecek ve bölge insansızlaşacaktır. Mursal ile birlikte bazı köylerde yok olacaktır" denildi ve Hasankeyf gibi çevredeki yaşamın ve doğanın yok edileceği anlamına geldiği ifade edildi.


"Yasa diyormuş ki, eğer toprağın altındaki ekonomik değer üzerindekiler fazlaysa maden işletilebilirmiş. Bu, insandan, kültürel değerlerden, duygudan, doğadan uzak rantçı yaklaşım asla kabul edilemez. Anayasanın 56. Maddesi Devlete ve Yurttaşa sağlıklı bir çevrede yaşama olanaklarının sağlanması için yükümlülükler vermiştir. Bizler Yurttaş olarak toprağımıza, havamıza, duyumuza, sağlığımıza, yaşamımıza doğrudan saldırı olarak değerlendirdiğimiz bu girişimi reddediyoruz ve anayasadan, evrensel insan haklarından aldığımız meşru müdafaa hakkınızı sonuna kadar kullanacağız.Toprak olmadan vatan olmaz. Topraklarını koruyan ve savunan bir halk olmazsa devlet varolmaz" denilen açıklamada tamamen yabancı sermayeli maden şirketlerinin menfaatine olan ve topluma bir faydası olmayan ve telafisi mümkün olmayan sosyal yaralar açacak olan sömürge madenciliğine karşı oldukları ifade edildi.


"Bu bir insanlık davasıdır, var olmaz davasıdır. Bu mücadelede tüm duyarlı kamuoyunu ve tüm Divriğilileri yanınıza görmek istiyoruz. Biz bu toprakların üzerine yaşadık altına da gömülmek istiyoruz. Biz Divriği’yi geçmiş medeniyetlerden emanet aldık, geleceğe çocuklarımıza, torunlarımıza miras olarak bırakmak kararlılığındayız" denilen açıklamada yöre halkının bu hassasiyetini dikkate alarak devletin bir an önce bu faatliyetten vazgeçmesi gerektiği belirtilerek "Bizim madenimiz kirlenmemiş yüreklerimizde. Bu ses bizim, bu davet bizim, bu topraklar hepimizin, Anadoluya açılan kapı hepimizin" denildi.