Bugün hemen hemen herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir gerçeklik var: Seçimler ve sonuçları da gösterdi ki, dinci-faşizm bundan sonra saldırılarını daha da artıracaktır.
Sandıkla gitmeyeceğini ayan beyan ortaya koyan siyasi iktidar, iç savaşa göre hazırladığı milis güçlerini sokağa salmak, devrimcileri, ilericileri, Alevi ve Kürtleri katletmek için gün sayıyor. İç İşleri Bakanı'nın ağzından aleni olarak yapılan tehditler, bunun en açık göstergesi...
Faşist devlet, 1993 yılında Sivas'ta 33 canımızı katlederek iç savaşı yeni bir boyuta taşımıştı. İnsanları diri diri yakabilecek kadar gözü dönmüş olan sürüleri sokaklara salanlar, o gün de gelişen devrimin önünü kesebilmeyi, yükselen mücadeleyi bastırmayı hedefliyorlardı. Zaten '93 yılında Madımak Oteli'nde canlarımızı yakanların AKP' yi kuranlar olduğunu cümle alem biliyor. AKP, bunları milletvekili adayı yapmak suretiyle katliamcılara kol kanat gerdiğini, dahası onları ödüllendirdiğini göstermiş oluyor.
Bu aynı zamanda devrim güçlerine karşı bir meydan okuyuştur. Faşist devlet, mafya bozuntularına vb olduğu gibi, katliamcı sürülere sahip çıkarak, devrimin toplumsal tabanına şu mesajı veriyor: Bugün olsa, yine aynı şeyi yaparım.
Yapmaya kalkışacaklarından hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Ancak iktidar sahiplerinin de şundan kuşkusunun olmaması gerekiyor ki, Sivas Katliamı'ndan bugüne dinci-faşistlere karşı halkın duyduğu öfke de had safhasına varmış durumdadır. Bugün yoksul Alevilerin "kalsın benim davam divana kalsın" diyecek halleri yoktur. Bugün faşist saldırılar karşısında işçi sınıfı ve emekçiler, komünist ve devrimciler, yoksul Alevi ve Kürtler, cellatlarının gelip kendilerini katletmelerini beklemeyeceklerdir. Bugün reformistler eliyle yayılmaya çalışılan "parlamenter hayaller" dağıldıkça, gerçekliğin bilincine daha fazla varacak olan geniş yığınlar, hem bu saldırıları göğüslemek hem de bir devrimle var olan sistemi parçalamak için gerekli hazırlıklara bugünden girişeceklerdir.
Bugün yeni Maraşların, yeni Sivasların olmaması için faşizme karşı savaşmaktan başka bir seçenek yoktur. Yoksul Alevilerin bu bilinçle CHP gibi devlet partilerine sırtlarını dönerek devrimci saflarda, Leninistlerin bayrağı altında örgütlenmelerinin zamanı gelmiştir. Şimdi tüm güçlerimizi devrim için birleştirdiğimizde zamane yezitlerinin hesapları boşa çıkacaktır. Devrim için Leninist saflarda örgütlenelim.