Ankara’da “Söyleyecek sözümüz, yürüyecek yolumuz var!” başlığı ile ‘68’in 50. yılı ve ‘71 devrimci kopuşunu konu alan SMF ve Partizan’ın örgütleyicisi olduğu bir panel gerçekleştirildi. Panelde Mücadele Birliği de konuşmacı idi.
20 Mayıs günü Pazar günü 13.00-18.00 saatleri arasında gerçekleşen panel İbrahim Kaypakkaya ve Haki Karer, Dörtler ve Mayıs şehitleri şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu ile başladı.
Açılış konuşmasında, İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci kimliğinden ve geçtiğimiz yıl gerçekleşen 18 Mayıs anmalarına yönelik açılan soruşturmalara değinilerek; 68’in 50.yılı vesilesiyle düzenlenen panelin geçmişin deneyimlerden ders çıkararak güncele bakabilmek perspektifi ile ele alındığına dikkat çekildi.
İki oturumda gerçekleşen panelin ilk oturumu “68’den Bugüne Günceli Okumak” başlığı ile başladı. Panelde ilk söz HDK MYK üyesi Metin Kayaoğlu’na verildi. Kayaoğlu 68’in Türkiye’de ve dünyada devrimci bir moment olduğunu söyleyerek, 71’e varmayan 68 hareketinin kapitalizme yedeklenmek olduğunu, 71 devrimcilerinin 68’i aşarak bir kopuş gerçekleştirdiğini söyledi.
Ardından HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan söz aldı, 68 ve 71’in Türkiye’de anlamının büyük olduğunu ifade ederek mücadelede canını veren devrimcileri saygıyla anmak gerektiğini söyledi.
İlk oturumun son konuşmasını SMF temsilcisi yaparak 68’in Türkiye’de bir devrimci arayış hareketi olduğunu belirtti, 71 devrimci çıkışının Türkiye’deki anlam ve önemine değindi ve “Kaypakkaya’yı diğer devrimcilerden ayıran bir sınıf devrimcisinin sahip olması gereken 150 yıllık bilimsel sosyalizmin gereğini yerine getirmesi olmuştur” dedi.
İlk oturum soru-cevap ile sona erdi.
İkinci oturum ise “68 ve Sonrası Devrimci Çıkışlar” başlığı ile başladı. İlk sözü Mücadele Birliği temsilcisi alarak “68’i değerlendirmek için ilk olarak 60’lı yıllara bakmak gerektiğini söyleyerek Türkiye’nin 60’lı yıllarda içinden geçtiği sürece değindi.
Mücadele Birliği konuşmasında, “68’e bakmak için 60’lı yıllara bakmak gerekli. 60’lı yıllarda toplumda özgürlük istemleri artış gösteriyor. 60lı yılların sonlarına gelindiğinde bu özgürlük istemlerinin arttığını ve aydınların da buna tepkisiz kalamadığını görüyoruz. 68, bu özgürlük istemlerinin ışığında oluşurken, 71’e gelindiğinde devletin o dönemki mekanizmaları bu çıkışı bastırmakta yetersiz kalıyor. Baskı ortamının artması sonucunda da 71 devrimci kopuşu gerçekleşiyor. Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş Mihri Belli'den; İbrahim Kaypakkaya da Doğu Perinçek'ten kurtarıyor paçalarını bu dönemde.
Metin Kayaoğlu'nun panelin ilk aşamasında söylediği Deniz Gezmiş'in ve Mahir Çayan'ın sadece fiziksel ve yürekleriyle İbrahim'in aynı zamanda kafasıyla bu kopuşu gerçekleştirdiği görüşü metafiziktir. İbrahim'in ulusal sorunda hakkında ilk somut ürün üreten olduğunu söylemek, İbrahim'e hakkını vermek olur. Ancak bu Deniz ve Mahir'in zihinsel kopuş gerçekleştirmediği anlamına gelmez. O günden bu güne gelen tarihsel süreç içerisinde devrimci olanla reformist olanın ayrışması hemen hemen benzer şekillerde kendini tekrar ederek gelişmeye devam etmiş ve birtakım tarihsel kırılmalarda bu ayrışmalar sürekli olarak ortaya çıkmıştır.
Zaman zaman devrimci olanla reformist olan aralarındaki farkları çok fazla ön plana çıkarmadan birtakım ittifaklar yapmışlar ama tarihin bazı dönemlerinde de reformist olanlarla reformist olanlar bir ittifak hattı kurarken devrimci olanlar onlardan ayrışarak kendi ittifak hatlarını oluşturmuşlardır. 2015in sonlarından başlayıp bugüne kadar gelişen süreç de bu ayrılıkların gittikçe ön plana çıkmasına sebep olmuş ve ittifak hatları da bu süreçte yeniden şekillenmeye başlamıştır. 2018 yılı da bu ayrışmanın iyice belirginleşmeye başladığı yıl olmuştur.
Devrimin çok uzak olmadığı bu günlerde devrimci olanın reformist olanla iyice ayrışması bizi devrime daha da yakınlaştıracaktır. İbrahim Kaypakkaya seçimlerde ‘demokratik kitle örgütleri bulunduğu takdirde gidin direkt onlara oy verin’ dememiş, ‘demokratik kitle hareketi olarak seçime gidilmediği sürece burjuvazinin iki geri kanadından biri seçimlerde devrimciler tarafından kesinlikle desteklenemez’ demiştir, bu ikisi aynı şey değildir. HDP'nin demokratik kitle örgütü olduğu doğrudur, ancak seçimlere girmesi tavrını doğru bulmuyoruz” dedi.
Ardından Yurtsever Hareket adına yapılan konuşmada temsilcisi yaptığı konuşmada, Haki Karer’in bir Türk olarak Kürt hareketinde önemli yere sahip olduğunu belirtti. Kemal Pir ve Haki Karer’in Kürt özgürlük mücadelesinin başından itibaren hareket içinde yer aldıklarını söyleyerek Dörtler ve Haki Karer’in mücadelede tuttukları yere, Haki Karer’in enternasyonal yanına vurgu yaptı.
Son olarak söz alan Partizan temsilcisi ise 68’in totaliter ve emperyalist tutumlara karşı çıkan bir hareket olduğunu söyleyerek, dünyada ve Türkiye’de 68’in gelişim süreçlerine değindi. İbrahim Kaypakkaya’nın temsil ettiği çizginin 71 devrimci kopuşunu ortaya çıkardığını vurgulayan temsilci O’nun diğer devrimci önder ve akımlardan ayıran yanlarını ortaya koydu.
Oturumun sonrasında serbest kürsü bölümüne geçildi. Devrimci Parti, Alınteri, ESP ve BDSP temsilcileri söz aldı.