Amed ve Newroz zamanı. Bir daha merak ve bir daha heyecanlı bekleyişti burası. Bunca yaşanan sonrası, nasıl bir katılım olacaktı? Gün sımsıcak ve sarı. Şehirde renklerin azlığı ve eksik insan sesleri. Alana yakın yollar bir gün öncesinden kayyumca kazılmış. Öteki kayyum araç sorunu yaratmış. Dert değil. Yaklaştıkça çoğalan insan seslerinden ve renklerden anlıyoruz bunu. Hızlı ve kararlı yürüyüşleri var esmer çocukların. Verilen randevuya gecikmek istemiyorlar sanki. Saat 10.00'da program başlayacak. Yetişmeli.
Uzunca yürüyoruz. Newroz Parkı'na giden yol girişlerinde ve belirli mesafelerde devlet var. Sonra çok oluyorlar. Birkaç arama noktası var. Kalemler, rujlar, çakmaklar, bayraklar... alınıyorlar. Geçiyoruz. Bir insan seli akıyor parka doğru. Durmadan ve durmadan. Newroz alanında halaylar başlamış. Ama yüzlerde halay dışı şeyler de okunuyor. Gözler alanı dolaşıyor. Bekliyorlar. Daha çok olmalılar. Çünkü bu önemli bir gün. Gelişler bitmiyor. Kısa sürede alan tümden doluyor. Ve işte bu da bir cevap oluyor. Duyulmuş mudur?
Sloganlar sarıyor her yeri. En çok Efrîn duyuluyor. Alanda ve konuşmalarda da Efrîn. Renk renk giyinmiş yine kadınlar. Çocuklar keyifli. Gençler çok coşkulu ve militan. Kim 'gençlik bitti' diye konuşuyordu? Kitlenin çoğunluğu gençlerdendi. Gençlerin çoğu devrimci yürekti. Bunlar görüldü. Ve bu kent, en çok, böyle güzel.
Efrîn kantonundan şöyle bir ses duyduk: “Dost ve düşman bilsin ki; direnişten vazgeçmeyeceğiz. Ve kazanacağız. Kentimizi, kimliğimizi o işgalcilere bırakmayacağız. Dünyanın tüm kentlerinden gelip burada şehit olan savaşçılara selam olsun. Onlarla, hep birlikte kazanacağız. Amed başkenttir. Direnişin başkentidir. Tüm dünyaya bunu göstermiştir. Ve şimdi gereğini yapmalıdır.”
Newroz; konuşmalar, şarkılar, sloganlar, halaylar ve umutla geçti. Evet umut. İlkin 8 Mart'ta oldu. Bu ikincisi. Halk kendi sesini duydu. Biraz kendine geldi diyebiliriz. İşte umut dediğimiz budur. Ve öfkeleri unutmayalım. Galiba 'êdî bese' diye sadece düşmana söylememeli. Düşman düşmanlığını yapıyor. Peki biz neden hala benzer şeylerdeyiz? Bunları sormalı.
Program sona erince düşman yine gösterdi kendini. Platform yakınlarında ve çıkış noktalarında saldırganlaştı düşman. Onlarca gözaltı yapıldı. Havaya ateş açıldı, gaz bombaları atıldı. Kitle kente doğru çekildiğinde, büyük sayılarla Efrîn sloganları dolaştı tüm sokakları. Düşman gücünün araçları kitlenin yoğunlaştığı her yere süratli girişler yaptı. Nefretle bağırdı, çağırdı. Newroz; faşizme karşı halkların baharı şiarıyla çağrı yapmıştı. İşte faşist düşman yüzü de böyledir...değil mi? Bize bakalım biz. Nasıl geçeceğiz bu günleri? Devrimsiz olur mu? Hala sandık mı? (Bir konuşmacı yine bunu dillendirdi de...)
Mücadele Birliği / Amed