Her zaman güleç yüzüyle tanıdığımız fedakar anamız, Ölüm Orucu savaşçısı Remzi Aydın’ın annesi Tayibe anamızı kaybettik.

Uzun süredir beynindeki tümörle mücadele eden annemiz, bu savaşımında yenik düştü. Son haftalarını hasta yatağında geçiren anamız, öğle saatlerinde hayatını kaybetti.

O’nu F tipi zindanlara karşı Ölüm Orucuna başlayan oğlu Remzi Aydın’ın annesi olarak tanıdık. Çocuğunun ilerleyen her gününde İstanbul’da eylemden eyleme koşturdu. Çocuğunun ve F tipi zindanlardaki devrimci tutsakların sesi oldu. Kah DGM önlerinde, kah gazete binalarında, kah toplantılarda, etkinliklerde konuştu, tüm tutsakların sesi oldu.

Egeli çiftçi bir kadındı, köyünden ilçesinden dışarıya çıkmayan. Çocuğu için yollara düştü, yepyeni bir yaşma atıldı. Tüm devrimcilere kızım dedi, tüm devrimcilere oğlum dedi, “çocuklarım benim” dedi. Tüm devrimcilerin anası, Tayibe anası oldu.

Çocuklarından doğan bir anaydı o da.

Tayibe anamızı yarın (3 Mart Cumartesi) günü Milas Şenköy’de defnedeceğiz. O, yine hepimizin Tayibe Anası olarak kalmaya devam edecek…

2004 1 Eylül’ünde yazdığı bir mektubuyla kendi dilinden anlatalım onu:

“Merhaba; Benim adım Tayibe Aydın.

Beni ve ailemi tanımazsınız. Vesile olmadı tanışmadık.

Ben bir anayım. Remzi Aydın’ın anası. 54 yaşındayım. Milaslıyım. Ege’nin kıyı şehrinden. İki oğlum var. Biri devrimci, adı Remzi Aydın.

Remzi; devrimci sorumluluğuyla davranıp kendisini insanlığın yüksek çıkarlarına adadı. O kişisel Mutluluğunu toplumsal Mutluluğa bağladı. Mücadeleye atıldı. Ve yolu zindana düştü. Remzi Aydın ‘Ezilen, sömürülen ve yaşamdan kovulan’ halkların gözü, kulağı, sesi, soluğu oldu. Devrimci sorumluluğu onu buraya taşıdı. O, insanlığın baş belası, bütün kötülüklerin kaynağı kapitalizme emperyalizme karşı savaştı.

Oğlum 6 yıldır tutuklu. 434 gündür ‘Ölüm Orucu’ndadır. Ölüm Orucu baş vurabileceği tek direnme silahı. Silahı bedeni yani… O, şimdi 8 metrekarelik F tipi hücrede bedenini bir silah haline getirerek savaşıyor. Tüm kötülüklerin kaynağı kapitalizme-emperyalizme karşı bedenini hücre hücre eriterek savaşıyor. Barış için, özgürlük için, gerçek bir demokrasi ve insan hakları için... O, bütün bunların devrimle kazanılacağını bildiği için devrimci...”