OHAL Komisyonu'nun işe iade taleplerini reddetmesi üzerine Nuriye Gülmen ve Semih Özakça basın toplantısı düzenleyerek açlık grevinin sonlandırdıklarını yargı yoluna gideceklerini ve Yüksel Caddesi'ndeki eylemlerin devam edeceğini bildirdi.
ANKARA - Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın işe iade taleplerinin OHAL Komisyonu tarafından reddedildiğine ilişkin kararın ellerine ulaşması üzerine basın toplantısı düzenledi.
Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Esra Özakça, OHAL Komisyon'unun işe iade edilmeleri talebini reddetmesine ilişkin olarak bugün saat 13.00’te Semih ve Esra'nın evinde gerçekleştirilen basın açıklamasına Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Esra Özakça, Acun Karadağ, Veli Saçılık, doktorlar ve avukatlar katıldılar.
Nuriye Gülmen konuşmasında açlık grevinin 324. gününde Yüksel'deki "İşimizi Geri İstiyoruz" eyleminin ise 444. gününde olduklarını hatırlatarak, bugüne kadar kendilerine destek olan kurumlara ve kişilere teşekür ederek selamladı.
Direnişin kendilerini özgürleştirdiğini söyleyen Gülmen, “Semih’in de söylediği gibi bu direnişi çocuğumuz gibi büyüttük" dedi. Jean Paul Sartre'nin ‘Özgürlük kişinin kendisine yapılanlarla ilgili aldığı tavırda gizlidir’ sözünü hatırlatan Gülmen "Bu direniş bizi özgürleştirdi. Bizim zincirlerimiz yok. Biz bu direnişi çok seviyoruz. Bu saldırı karşısında bir şey yapmasaydık bugünkü gibi kaşınızda dik bulamazdık" dedi.
Yüksel Caddesi'nde eyleme başladığında yaşamaya değer hikayeler yaratma sırasının eğitim ve bilim emekçilerinde olduğnu ve korku hapishanelerinin duvarlarını yıkmak gerektiğini haksi halde daha çok kurban verip kurban olacaklarını söylediğini hatırlatan Gülmen, "Geleceğin öğretmenleri yeni hikayeleri bekliyor, belki zaferin belki yenilenlerin, ama mutlaka direnenlerin hikayelerini, bize ait olanları geri almak için direnme zamanı. Hiç unutmayalım, zulüm varsa direnmek haktır” dedi.
Bu eylemlerin işlerini geri istemelerinin yanı sıra onurlarını korumanın da mücadelesi olduğunu vurgulayan gülmen, "Hiçbir şey yapılamaz" denilen bir dönemde böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerini ifade ederek "Ve bugün sokağa çıkmanın fitilini ateşleyen bir direniş oldu Yüksel Direnişi. Sokağa belki bir kişi çıktık ama sesimiz milyonlara ulaştı. Faşizme karşı birlik olabildiğimiz için direnişimizi çok seviyoruz. İktidar kullanabileceği bütün araçları kullandı. Direnişi karalamaya çalıştılar, tutukladılar, hastaneye kaldırdılar, tecrit ettiler. Ama buna rağmen bu saldırılara karşı güçlü bir şekilde çıkabildik. Bunu direniş sayesinde başardık. Her koşulda direnişimize sarıldık" dedi.
Gülmen, dün OHAL Komisyonu'nun tebliğini aldıklarını, bu kararda işe iadelerinin reddedildiğini gördüklerini belirterek, bundan sonra yargı yoluna gideceklerini ve açlık grevini sonlandıracaklarını söyledi. Gülmen, “Bundan sonraki aşamada açlık grevini sonlandırarak yargı yoluna gideceğiz. Ama direnişimiz bitmedi. Hastanede Yüksel Direnişini izlemeye devam edeceğiz. Sağlığımıza kavuşunca Yüksel Direnişine tekrar katılacağız. Bizi vazgeçiremeyecekler”dedi.
Semih Özakça, açıklamasında şunları söyledi: “Bizler ekmek kavgası veriyoruz. Ve ekmeğimiz elimizden alınınca da direnmeye başladık. Onurumuza saldıranlar karşısında dik bir şekilde durabiliyorsak aslında bizim direnimiz o zaman kazanmış oldu. Bizim irademizi kırmaya çalıştılar, işkenceler yaptılar. Ama biz bu hamleler bizim o kadar aleni bir şekilde ortada olmamız iktidarın demagojilerini boşa düşürdü" dedi.
Bir kaç kişi de olsalar bir şeyler yapabilmeye çabaladıklarını belirten Özakça bu eylemlerin baskının en yoğun olduğu bir dönemde yapılmasının bir çok insanda umut yarattığını ifade ederek
"Bu direniş tarihsel bir direnişti. Tarihe bir not düştü. Bu notlardan biri de iktidarın ne kadar pervasız olduğunu teşhir etti. Bu direniş baskıdan korkan kurumları da teşhir etti. Artık twit atan insanlar dahi tutuklanabiliyor, yani kaçacak bir yer yok. Bizim kişiliklerimizi ezmeye çalışıyorlar. Ve biz kişiliklerimizi ezdirmedik ezdirmeyeceğiz. Adımıza kitapçık bile yayınladılar. Tarih bunun da notunu düştü. Biz normalde böylesi bir yaşamı tercih etmezdik. Bizim ailemizi parçalamaya çalıştırlar ama biz ailece daha da büyüdük. Bize yapmak istedikleri şey bizi daha da kuvvetlendirdi. Biz kazandık, bu direniş artık kazanmış bir direniştir" dedi.
Komisyonun ret kararını somut bir kazanım olarak gördüklerini ve yargı yolunua gideceklerini belirten Özakça, "Mücadelemiz devam edecek. Emekçiler işlerinden atılıyorlarsa direnmek haktır Biz direnişimize farklı bir şekilde devam edeceğiz" dedi.
Acun Karadağ Yüksel Caddesi'nde eylemlerini sürdüreceklerini belirterek direnişine devam “İktidar yönetemiyor, onun için OHAL ilan ediyor. Biz bu yönetemeyen iktidardan daha iyi bir karar beklemiyorduk. Destek açlık grevine girenler çok büyük irade gösterdiler. Biz aslında her gün kazandık. Nuriye ve Semih sağlıklarına kavuştuklarında direnişe hep beraber devam edeceğiz. Arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz. Onlar bizim göz bebeğimiz" dedi.
TTB’den Vedat Bulut'un Gülmen ve Özakça'nın sağlıkları ve ilerleyen süreçle ilgili bilgi vermesinin ardından Avukat Betül Vangölü Kozağaçlı hukuki sürecin değerlendirilmesini sonraya bıraktı. Nuriye ve Semih'in isimlerinin artık “umut” olduğunu dile getirdi. OHAL Komisyonu'nun işlemesi ve hukuki sürecin önünün açılmasını kazanım olarak gördüğünü söyledikten sonra avukatların üzerindeki baskıya da dikkat çeken Kozağaçlı, mücadeleye devam edeceklerini dile getirerek sözlerini sonlandırdı.