Burjuvaziyi yenmek, sosyalizmi kurmak ve güçlendirmek için proletaryanın iki temel görevi vardır: Birincisi, sermayeye karşı devrimci savaşımının sürekli kahramanlığı ile emekçileri, işçileri, sömürülenleri ardından sürüklemek, burjuvazinin direnişini bütünüyle bastırmak için bu yığını harekete geçirmek, yığını yönetmek ve örgütlemek; ikincisi ise, yeni iktisadi kuruluş, emek üretkenliğinin artması için işçilerle, emekçilerle, sömürülen yığınlarla yeni bir emek örgütlenmesinin oluşturulmasıdır.
Evleri basıyorlar kaygıyla,
Arıyorlar helaları
Onlara tüm kitapları yaktıran
Gene kaygı
Anlayacağınız,
Sadece yönetilenleri değil
yönetenleri de yöneten:
Korku...”
B.Brecht
Egemen sınıfın baskı ve zor aracı olan devlet çökmekte. Faşist devlet ve dinci-gerici iktidar, egemenliklerinin sarsılmasını istemediği için “kendinden olmayan her kesime” azgınca saldırmaya devam ediyor. Gözaltılar, ev baskınları, genç insanları kaçırıp ajanlık teklif etmeleri devrimci- demokrat kurumların kapatılması, zindandaki devrimcilere tek tip kıyafet uygulamaları, tutuklamalar... daha sayamayacağımız bir çok örnek bu durumu net olarak belli ediyor. Yıkılıp gitmekte olan sermaye sınıfının korkusu çok açık: Devrimci durumun bütün dünyada olgunlaşması... Bu yüzden emperyalist- kapitalist sistemin işçi sınıfına ve emekçi sınıflara saldırısı bu kadar pervasızlaşmıştır.
Devrimci Öğrenci Birliği olarak, eğitim sistemi üzerine bir öğrenci ile röportaj yaptık. Bunu paylaşıyoruz sizlerle.
Savaşın eli kulağımda. Pek çok alışkanlığım hızla değişmek zorunda kalacağı sert kapışmalarla dolu günler kapıda. Değişeceklerin başında örgütlenme alışkanlıkları, yani mücadele biçim ve araçları sorunu geliyor.
Devrimci Öğrenci Birliği olarak, işten atılan DHL Express işçilerini 14 Aralık günü ziyaret ettik. Onlarla sohbet edip, taleplerinin neler olduğunu, bu sürecin nasıl geliştiğini, sendikalı olduklarından dolayı şirketteki çalışma koşullarını konuştuk. Biz sorduk, onlar da bize süreci anlattılar.