HT Solar Enerji'de sendikalı oldukları için 5 işçinin işten atılması üzerine işçiler 3 gün üretimi durdurmuştu. Sendika yetkililerine başka işçi atılmayacak diyerek anlaşmaya varan HT Solar patronunun 32 işçiyi işten attığı ortaya çıktı.
İSTANBUL - Tuzla Serbest Bölge Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan HT Solar Enerji'de Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi 5 işçinin işten atılması üzerine işçiler üretimi durdurmuştu. Üç gün süren eylem sonunda HT Solar Enerji patronu, işçileri polis saldırısıyla fabrikayı boşaltarak tüm işçileri işten atmakla tehdit etmiş, "Eylemi sonlandırırsanız atılan işçileri geri almam. Ama sendikayı tanıyorum. Yetki bildirimi gelsin toplu iş sözleşmesi görüşmelerine de başlarız" demişti.
İşçiler ve sendika yöneticileri aralarında yaptıkları değerlendirme sonucunda atılan işçi arkadaşlarının geri alınmamasının bir kayıp olduğunu fakat sendikanın tanınması ve sendikal çalışmanın devam etmesinin işçiler açısından daha önemli olduğuna karar vererek eylemi sonlandırmıştı.
Sendika ve işçi düşmanlığı fabrikanın kurulduğunu günden itibaren tescilli HT Solar Enerji patronunun sendikayı neden ve nasıl "tanıdığı" işçilerin vardiyalarına çağrılmasıyla ortaya çıktı.
İşçiler ve sendika yöneticilerine 5 yada 6 işçinin işten atıldığı bildirilirken üretime başlamak için vardiyalarına gitmeleriyle 32 işçinin işten atıldığı ortaya çıktı. Daha önce işten atıldığında dair bilgi verilmeyen işçilere de işten atıldıkları bildirildi.
HT Solar Enerji patronunun, tescillenmiş olan gerek işçiler üzerindeki sömürüsü ve uyguladığı baskı, gerekse sendikal örgütlenmeyi öğrendiği an işçi kıyımına başlaması sermaye sahiplerinin sınıfsal tavrı.
Sendikaya asla tahammül edemezler, çünkü örgütlü işçi bilinçli, gücünün farkında olan işçi demektir ki, patronlar bunu asla istemez. İsterler ki, işçiler, tüm zenginliği yaratanın kendileri olduğunun ayırdına varmasın, ona ölmeyecek kadar ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir ücret ödeyen patronlar "saygıdeğer İşveren"ler olarak görülsün.
"Sendikaya karşı değiliz" derler ama işçi sendikalı olmaya görsün. Baskılar tehditler, mobbing iyice artar. İşçiler kapı önüne konur.
"Sendikayı tanıyoruz" derler toplu iş sözleşmesi aşamasında işçinin haklarını daha fazla tırpanlayacak şartları dayatırlar.
Köşeye sıkışınca sözler verilir, anlaşmalar yapılır, işçiler canını dişine takıp onun kârlarına kâr katsa da işten atılmayacağının hiçbir garantisi yoktur.
Onlara göre daha fazla kâr için her yol mübahtır ne de olsa.
HT Solar Enerji işçileri tüm baskılara, tehditlere, işten atmalara rağmen hep bir sendikal örgütlenmeyi sağlama çabasını hiç vazgeçmeden, gerekirtiğinde en başından başlayarak sürdürmüş.
Henüz bir yıldır faaliyette olan HT Solar Enerji'de Birleşik Birleşik Metal-İş Sendikası'nda örgütlenen öncü işçilerin büyük çabalarıyla kısa sürede çoğunluğu sağlayarak, toplu iş sözleşmesi aşamasına gelmeleri ve 600'den fazla işçinin çalışıtğı bir fabrikada 5-6 arkadaşlarının işten atılması karşısında 3 gün boyunca üretimi durdurabilmeleri, örgütlü olduklarında nasıl güç olduklarının bilincine vardıklarını gösteriyor.
Bundan sonrası için de HT Solar Enerji işçilerinin yapması gereken sendikal örgütlülüklerine sahip çıkarak her vardiyada, bölümde komitelerini oluşturarak daha sıkı birliğini örmek olmalı.
HT Solar Enerji işçileri kararlılıkları ve deneyimleriyle işçi sınıfına dayatılan sömürüye karşı üretimden gücünü kullanarak haklarına ve geleceğine sahip çıkacaktır.
HT Solar İşçileri Yalnız Değildir!
Yaşasın İşçilerin Mücadele Birliği!