Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, ölüm orucunun 211. gününde olan Av. Aytaç Ünsal için eylem gerçekleştirerek "Aytaç’ı yaşatalım yaşatalım" dedi.

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, ölüm orucunun 211. Gününde olan Av. Aytaç Ünsal için eylem gerçekleştirdi.

Halkalı Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi önünde gerçekleştirilen eylemde “Ebru’ya Verdiğimiz Sözü Tutalım, Aytaç’ı Yaşatalım” pankartının açıldığı eylemde “Mustafa Koçak Ölümsüzdür!”, “Devrimci Avukatlar Onurumuzdur!”, “Ebru Timtik Ölümsüzdür!” sloganları atıldı.

İlk olarak Av. Seda Şaraldı söz alarak “Bugün Aytaç Ünsal 211 gündür ölüm orucunda. Zorla 33 gündür Kanuni Sultan Süleyman hastanesinde tutuluyor” dedi. Hastane koşullarının kötülüğünden bahseden Şaraldı sözü Av. Muharrem Erdoğan’a bıraktı.

Aytaç Ünsal’ın görüşünden çıkan Av. Muharrem Erdoğan ise Aytaç Ünsal ile yarım saat önce görüştüğünü en son 20 gün önce görüştüğünü aktardı. "Ölüm orucunun 211 gününde şunu açık bir biçimde gördüm ki hastane süreci onu gün be gün eritmiş. Ölüm orucu onun bedeninde dayanılmaz acılara yol açmış durumda" dedi.

Aytaç Ünsal'ın "Akşam geceleri uyuyamıyorum, gece uyumak bana zulüm haline geldi. En fazla 1,5 ya da 2 saat uyuyabiliyorum. O, uykularında da acılar içinde uyanıyorum" dediğini aktaran Erdoğan şöyle konuştu: "Henüz Ebru arkadaşımızı toprağa vermişken, onun acısını yüreğimizde hissederken, henüz bir diğer arkadaşımız acılar içinde yaşarken soruyoruz, Yargıtay üyeleri ne bekliyorsunuz? Bu adaletsiz düzene bir kurban daha mı arıyorsunuz? Son verin, durdurun. Arkadaşımızın ölmesini isteniyoruz. Aytaç acılar içinde yaşarken bile mücadeleyi sürdüreceğini umudunu asla kaybetmediğini söyledi. Tek isteği, tek talebi halkının, meslektaşlarının mücadelesine sahip çıkması ve destek olması."

Mustafa Koçak’ın babası Hasan Koçak da konuştu. Koçak konuşmasında “Bu acıları biz daha çok iyi biliyoruz. Biz Mustafa Koçak’ı kaybettik, Helin’i kaybettik, İbrahim’i kaybettik. Ebru’yu kaybettik, Aytaç’ı kaybetmeyelim. Ben bu acıyı yaşadım. Diğer anneler babalar yaşamasınlar. Çünkü Mustafa’nın hiçbir suçu yoktu. Hiçbir delili yoktu, parmak izi yoktu. Dediler ki, silahı Mustafa temin etti, savcı öldürmesi için. Peki İbrahim de mi savcı için, Helin’de mi savcı için. Diyelim ki Mustafa savcı için, Avukat Ebru’da mı savcı için, Aytaç’ta mı savcı için. Yarın bir başkası ölse, diyeceksiniz ki Özgür’de ölse, Didem Akman’da ölse, diyeceksiniz ki hepsi savcı için.

Ya Allahtan korkun, 28 yaşında genç bir çocuğu kaybettim, hiçbir delil olmadan. Tamer Keskin vicdan kanaati veriyor, vicdan kanaati. Ne vicdanmış be. Bir uzman çavuş bir kıza tecavüz ediyor. Hiç hakkında bir soruşturma açılmıyor" dedi.