İzmir SES, DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur'un keyfi ve hukuksuz bir biçimde sürgün edilmesine dair 25 Ağustos günü SES İzmir şubesinde basın toplantısı düzenledi.
Basın metnini Şube Eşbaşkanı Erkan Batmaz okudu. Batmaz “İlimizde de sağlık emekçilerinin yaşamış oldukları sorunların çözümü için haftalardır süren eylemselliklerimiz devam etmektedir. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde 3 hafta boyunca sağlık emekçilerinin ödemelerinden yapılan kesintilere karşı hastanede devam eden örgütlü 10 bileşen ile eylemselliklerimiz devam ediyordu. Fakat hastane başhekimliği bu süre boyunca çalışanları muhatap alıp taleplerini dinlemek yerine tüm baskıcı yöntemleri kullanarak eylemi sonlandırmaya çalışmıştır. Fakat hastanede çalışan sağlık emekçileri baskıya boyun eğmeyerek mücadeleye devam etmişlerdir” dedi.
Eylemler sonrasında 29 Haziran tarihli ve 2020/82 Karar Nolu İzmir İl Hıfzısıhha Kurulu toplantısı ile, İzmir’de sağlık kurumlarında her türlü toplantı gösteri, eylem ve etkinliklerin yapılmaması yönünde karar alındığını, İzmir İl Hıfısıhha Kurulunun, İzmir’de sağlık emekçilerinin seslerini duyurmasını engellemek için özel olarak toplandığını ve karar aldığını söyledi.
“Kamuoyu önünde zor duruma düşen hastane idaresi, yaşanan sorunları çözmek, diyalog kurmak yerine hakkını arayan emekçilere soruşturmalar başlatarak, sağlık emekçilerindeki huzursuzluğu arttırmıştır. Sendikaların üyelerine yönelik sendikal ve Anayasal haklarını kullanmalarından kaynaklı olarak tehditlerde bulunulmuştur. Soruşturmanın gerekçesinin dahi gerçekle bağdaşmadığının yanında, izinde olan sağlık emekçilerine eyleme katıldıkları için görev yerini terk etmekten kaynaklı soruşturma başlatması durumu özetlemektedir. 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi SES işyeri temsilcimiz Günseli Uğur üç hafta süren eylemselliğin örgütlenmesinde en önde yer alarak eylemin öncülerinden olmuştur.
15 yıldır 9 Eylül Üniversitesi Hastanesinin değişik birimlerinde özveri ile görevini yapmış sağlık emekçisi, bir hemşiredir. Sendika işyeri temsilcisinin başlıca görevi çalışanların sorunlarını dile getirmesi, bunları gerekli mercilerle paylaşmasıdır. Yine bir sağlık emekçisi olarak halk sağlığı için hem de emekçilerin hakları için üzerine düşen görevini tam olarak yapmıştır. Bir sağlık emekçisi ve sendika temsilcimiz olarak onurumuzdur” denilen açıklama, sağlıkçılara verilen sözlerin tutulmadığı, sağlıkçılar alkışlanırken haklarının ödenmediği, yapılması gereken ödemelerden kesintiler yapılmadığı, bunun dile getirilmesinin hastane yönetimlerini rahatsız ettiği vurgusuyla devam etti.
İdarenin hak arayan emekçiye hakkını vermek yerine işyeri temsilcisi Günseli Uğur’u sürgün etmeyi tercih ettiği söylenen açıklama “Tekrar ediyoruz, Günseli Uğur sendikamızın işyeri temsilcisidir ve yapılan bu sürgün işlemi hukuksuzdur. Günseli arkadaşımız sendikal görevlerini yerine getirmiştir. Yapılan bu işlem açık olarak 4688 sayılı sendika yasasının ihlalidir. Hastane idaresi suç işlemektedir. Bu hukuksuz işlem geri çekilene kadar mücadelemizi daha da yükselteceğiz. Günseli Uğur yalnız değildir. Günseli Uğur onurumuzdur, onurumuza sahip çıkacağız” sözleriyle sona erdi.
Basın açıklamasının ardından konuşma yapan Günseli Uğur sürgüne karşı mücadeleye devam edeceğini, asla pes etmeyeceğini vurgulayarak bu süreçte kendisine destek olan tüm meslek örgütlerine teşekkür etti.
Çeşitli meslek örgütleri adına konuşma yapan katılımcılar da dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.