Hak İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Kıdem tazminatı konusunun böyle hassas bir zamana sıkıştırılarak tartışılmasını uygun görmediklerini" bildirdi.
Sermaye ve devletin, işçi ve emekçiler üzerindeki sömürüyü arttırmak için her zaman bir gerekçesi vardır. Ekonomik krizler, doğal afetler, fetih rüyaları, savaşlar, mega projeler..
Ekonomik ve siyasal olarak iyice dibe vuran iktidar şimdi de koronavirüs salgınını işçi ve emekçileri daha fazla sömürmek için fırsata çevirdi.
Salgına yönelik hiçbir tedbir almayan ve sokağa çıkma yasakları uygulanırken fabrikalarda, şantiyelerde, madenlerde yüzlerce işçi bir arada çalıştırılıyor.
"İşten çıkarma yasaklandı" denilerek, patronlara ücretsiz izne çıkarma hakkı sunuldu. Elektronik kelepçeler, çalışma kampları derken... Yılardır göz dikilen kıdem tazminatının fona devredilmesi yine gündemde...
En büyük geliri işçi sınıfını sömürerek elde eden sermaye sahipleri ve onun koruyucusu kapitalist devletin işçilerin kazanılmış haklarına göz dikmesinde şaşılacak bir şey yok.
Peki, işçi sınıfının haklarını koruyayacak olan sendikalara ne demeli... Onlar da bu salgın döneminde güçlü oldukları bir kaç işyerinde bazı önlemleri aldırmaktan ve rapor hazırlamaktan öteye gidemedi.
DİSK "Kıdem tazminatımızı yedirmeyiz" derken, Türk İş "Cevabımız genel grev olur" dedi.
Bu söylemlerin pratikteki karşılığı ne olur bunu işçi sınıfının mücadelesi gösterecek.
Hak İş Konfederasyonu da nihayet bu konuda bir açıklama yapmak mecburiyeti hasıl olduğundan 21 Haziran’da yazılı bir açıklama yaptı.
Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı açıklamada "Mevcut kıdem tazminatı sistemi içerisinde, işçilerin kıdem tazminatı hakkına erişiminde gerek yasal birtakım boşluklar gerekse bir takım olumsuz işveren uygulamaları nedeniyle oldukça zorluklar bulunmaktadır" diyerek işçilerin kıdem tazminatını almalarının pek de mümkün olmadığını kabul etmiş.
"Kazanılmış hakların korunduğu ve çalışanların tamamına yönelik güçlü, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir modele ihtiyaç duyulduğu inancında" olduklarını da belirten Arslan'ın hali hazırda patronlar tarafından gasp edilmekte olan kıdem tazminatı tartışmaları konusunda "Çalışma hayatının bu önemli sorununu, sosyal taraflarla müzakere etmeye ve mutabakata açık olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz" diyerek patronlara 'kârlarınıza kâr katabilmeniz için bir anlaşmaya hazırız" mesajı veriyor.
Ama iktidara yakınlığıyla bilinen Hak İş elbette onun da takdirini kazanmalı değil mi?
Arslan, açıklamanın devamında "Ancak bu salgın döneminde ülkemizin yaşadığı ekonomik ve sosyal zorluklar devam ederken, kıdem tazminatı konusunun tartışılmasının uygun olmayacağını düşünmekteyiz. Kıdem tazminatının daha erişilebilir, daha güçlü ve kapsayıcı bir yapıya kavuşması hususunda yapılacak düzenlemeleri, zamanlama olarak uygun bulmadığımızı belirtmek isteriz" diyor.
Tam da iktidarın diliyle kıdem tazminatı konusundaki görüşünü ortaya koyuyor.
Bu ifade bize 'Patlıcanın, soğanın fiyatını konuşuyor, bir mermi kaç para haberin var mı?" sözlerini hatırlattı.
Hak İş Genel Başkanı Arslan, 'Bir öncü işçi kuruluşu' olduklarını da beyan etmeyi ihmal etmemiş!
İşten atmalar, tehditler, baskılarla başka sendikalardan istifa ettirerek, iktidarın da desteğiyle, çalışabilmek için Hak İş üyesi olmak dayatılarak sağladığı üye sayısını ve tabii her daim patronlara olan hizmetlerinde üstün çabadaki öncülüğü kastediyor olsa gerek.
Arslan, açıklamada "Kıdem tazminatı gibi önemli bir sorunun daha uygun bir zaman ve zeminde, kazanılmış haklardan geriye gidiş olmayacak şekilde, çalışanlar lehine çözüme kavuşturulması için somut önerileri konuşmaktan ve tartışmaktan yana olacağız" diyerek işçilerin yıllarca emek verip hak ettiği kıdem tazminatının tartışılmasını bilinmez bir geleceğe erteliyor.
Patron Sendikası'nı aratmayan Hak İş, açıkça "Patronlar, işçi sınıfını elden geldiğince sömürmeye, kıdem tazminatlarını gasp etmeye devam etsin. Biz bu konuda patronlara da iktidara da gereken hizmeti vereceğiz" diyor.