< < Tuzla'da İşçiler 1 Mayıs'ı Kutladı

Deriteks üyesi işçiler Tuzla Deri Sanayi'nde bulunan fabrikaları önünde basın açıklaması yaparak 1 Mayıs'ı kutladı. Deri ve Tekstil işçileri bugün (30 Mayıs) üç ayrı fabrika önünde eylemde 1 Mayıs'ı kutlayarak, salgın sürecine ilişkin taleplerini de yineledi.

İSTANBUL - Bu yıl koronovirüs nedeniyle kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapılamaması nedeniyle, sendikalar ve meslek örgütleri, işyerlerinde, bulundukları semtlerde sosyal mesafeyi dikkate alarak 1 Mayıs kutlamaları yapıyor.

İstanbul Tuzla'da Deri ve Konfeksiyon İşçileri Sendikası (Deriteks) üyesi işçiler Tuzla Deri Sanayi'nde bulunan Çubukoğlu Deri, Prima Deri ve EFT Tekstil önünde bir araya gelerek basın açıklamasıyla 1 Mayıs'ı kutladı.

İlk olarak sabah erken saatlerde Çubukoğlu Deri fabrikası önünde toplanarak “Fabrikada Çalışarak Virüsten, Evde Kalarak Açlıktan Ölmeyeceğiz! Yaşamak İçin Yaşasın 1 Mayıs" yazılı pankartlarını ve taleplerini dile geterin dövizlerini açan işçiler “Yaşasın 1 Mayıs”, “Her Yer 1 Mayıs, Her Yer Direniş” sloganları attı.

Basın açıklamasında konuşan Deriteks Tuzla Şube Başkanı Binali Tay , salgın nedeniyle bu yıl tüm dünyada ilk kez işçi sınıfının 1 Mayıs'ın kitlesel olarak kutlayamadığını belirterek sermayenin ve devletin salgını fırsata çevirerek “Ya fabrikada çalışarak öll, ya işsiz kal yoksulluktan ve sefalette öl” dediğini ifade etti.

Çarklar İşçilerin Ölümü Pahasına Dönüyor”

“Dünyada ve ülkemizde en vahşi haliyle hüküm sürüyor. İşçilerin ölümü pahasına “çarklar dönecek” ısrarı ile virüs işyerlerinden ve toplu taşıma araçlarından evlerimize taşınıyor. Aklın ve bilimin söyledikleri değil bir avuç patronun çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi, hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı kararlara imza atıyor.

 

Açılan paketlerde işverenlere her türlü destek ve hatta ücretsiz izin dayatma hakkı bile var ama işçi yok, emekçi yok, emekli yok, küçük esnaf yok, çiftçi yok, kadın yok, çocuk yok…

Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli,küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor” diyen Tay işçilere ise ücretsiz izin dayatılarak 1168 lira ie yaşamaya mahkum edildiklerini söyledi.

Düzenin Çarkları Bir Avuç Elit İçin Dönüyor”

Binali Tay, “Milyonlarca insanın işinden olduğu bir dönemde KDV’li yüksek faturalar hane bütçelerini sarsmaya, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından tıkır tıkır faiz almaya devam ediyor. Özel hastaneler kamunun hizmetine sunularak, tüm halkın sağlığı için devlet güvencesi sağlanmıyor. Zorunlu işlerde çalışan hekimlerin, sağlık ve belediye çalışanlarının, PTT ve kargo çalışanlarının sesine, taleplerine kulak verilmiyor. Marketlerden inşaatlara fabrikalardan madenlere üretim zorlaması can alıyor. Evde çalışmaya başlayan emekçiler için mesai hiç bitmiyor, 24 saate yayılıyor.

Çocukların ve aile büyüklerinin evde kalmasıyla kadınların omuzlarındaki yük ağırlaşıyor, evde şiddet haberleri giderek artıyor. İktidar bu ağır koşullarda yaşamda kalmaya çalışan halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almazken bir avuç patronun bir dediğini iki etmiyor. Bu düzenin çarkları 'neşesi yerinde' bir avuç ayrıcalıklı elit için dönüyor” dedi.

Tay, koronovirüs salgınında işçilerin ve halkın sağlığı için alınması gereken önlemlere ilişkin taleplerini ise şu şekilde sıraladı.

Ücretli İzin, Güvenceli Gelecek İstiyoruz”

 

  1. Başta deri ve tekstil olmak üzere temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalıdır.
  2. Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.
  3. Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır.
  4. Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
  5. Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Covid-19 Testleri konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş hakim kılınmalıdır. Yerel yönetim kuruluşlarının, sağlık, emek ve meslek örgütlerinin de temsil edildiği bütünlüklü bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm süreci halkın sağlığını ve kamunun çıkarını önceleyecek biçimde şeffaf biçimde yürütmelidir.
  6. Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde koruyucu donanım başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.
  7. Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, EYT’liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
  8. Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

Deriteks üyesi işçiler daha sonra yine Tuzla'da Prima Deri ve EFT Deri önünde de ayrı ayrı basın açıklaması yaparak 1 Mayıs sloganlarını haykırdı.

EFT Deri önünde yapılan eyleme İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP) Dönem Sözcüsü Sinan Ceviz de katılarak işçilerin 1 Mayıs'ını kutlayarak platform bileşeni diğer sendikalardan işçilerin selamlarını iletti. İşçiler bugünkü 1 Mayıs kutlamasını “Virüs Değil Kar Hırsı Öldürür”, “Yaşasın 1 Mayıs”, “Ücretli İzin Güvenceli Gelecek İstiyoruz”, “Birlik Mücadele Zafer” sloganlarıyla sonlandırdı.