İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK) yaşanan Corona Pandemisi ile ilgili işçilerin hiçbir şekilde korunmadığını anlatarak taleplerini sıralayan bir bildiri yayınladı. Onu paylaşıyoruz:
Koronavirüs için, Dünya Sağlık Örgütü, Pandemi yani uluslararası ölümcül salgın kararı verdikten ve İMF ekonomisi zayıf olan ülkelere “önlemler için” maddi yardım yapacağını bildirdikten sonra ülkemizde 10 Mart'ta ilk koronavirüs tespit edildi ve “önlemler” alınmaya başlandı.
Okullar, kreşler, anaokulları tatil edildi. Bazı yerler dezenfekte edildi. Camiler hariç tüm toplantı, etkinlik ve eylemler iptal edildi. Mecliste, sarayda olağanüstü önlemler alındı.
Salgın, ölçümlere göre Çin'in Wuhan şehrinde Aralık ayının başında başladı. Sağlık bakanının açıklamasına kadar birçok ülkede olduğu gibi “ekonomi, turizm vb. etkilenmesin” diye beklendi. Çin nüfusunu ve ticaret hacmini düşünürsek bu süre içinde virüsün dünyayı en az üç kere dolaştığını bildiriyor araştırmalar. Kimimiz hastalandık, kimimiz sadece taşıdık, kimimizin direnci virüse yerleşme izni vermedi.
Kaynağının insan eliyle mi doğal bir mutasyonla mı oluştuğunu henüz bilemeyeceğimiz bu virüsün kiti 13 Ocak'ta Çin'de bulundu. Çin'de salgının bitmesiyle teşhis için gerekli laboratuar kitleri diğer ülkelere ulaştı.
Genellikle ölüm nedeni tespit edilemeyen ülkelerde bile salgından ölenler bir bir açıklanmaya başlandı. Bilim insanları salgında bir ölüm olduğunda 800 gerçek vakanın toplumda olduğunu kabul etmemiz gerektiğini söylüyorlar.
Bizde işler nasıl yürür? Grip olduğumuzda, çoğunlukla nezledir, nadiren doktora gideriz. Bize bir torba ilaç ve en fazla 3-5 gün izin verilir. Bazen eve gider yatarız ya da yatmayız. Takmamız için maske verilmesi gerekir, verilmez, zaten takmayız. Sonra işimize döneriz. Bugüne kadar kime grip etkenini tespit etmek için test yapıldı? Biz söyleyelim, Türkiye'de test oranı, salgından sonra bile bir milyonda 11... Koronavirüs salgını gerçekten pandemik düzeyde midir, virüsün yeniden güç kazandığı ya da zayıfladığı bir dönemde miyiz bilmemiz mümkün değil.
Temel sağlık sistemimiz çöktü ve sağlık sistemi bizden tamamen kopuk. Grip miyiz, değil mi? Direncimiz düşük mü, elimizde maskemiz, kolonyamız var mı, protein ağırlıklı beslenip kendimizi, ailemizi dolayısıyla toplum direncini koruyabiliyor muyuz? Evimizde suyumuz, elektriğimiz, ısınma sorunumuz var mı? Bunlarla ilgilenen birileri sizin kapınızı çaldı mı? İşçi ve emekli maaşları düşünüldüğünde çalacağını da zannetmiyoruz.
Domuz gribi, Kuş gribi, EBOLA, Kırım Kongo, MERS, SARS gibi son on yılın salgınlarının çoğunun laboratuarda yetenek kazandırılmış etkenler olduğunu bugün biliyoruz. Demek ki emperyalizmin yeni biyolojik silah arayışı olduğunu defalarca itiraf ettiği salgınlar, bu sistem değişmedikçe bizim hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek. O zaman korunmak için de bilgi ve malzemeye ihtiyacımız var demektir.
Elimizde virüsü yenmeyi, mevsimsel grip düzeyine indirmeyi başarmış Çin örneği duruyor. Demek ki yapılabiliyormuş. Demek ki bu önlemler toplumun her kesimine eşit olarak uygulanabiliyor ve salgın alt edilebiliyormuş. Patronların kasaları değil, insanların hayatı düşünülerek bu ve bunun gibi salgınlarda alınması gereken önlemlerin acilen alınmasını istiyoruz.
-Temel gıda maddeleri, tıbbi malzeme alanları ve toplum yaşamının devamı için zorunlu alanlar dışında (burada çalışan işçiler için sağlıklı koşullar sağlanarak) tüm işyerleri ve fabrikalardaki işçiler hiçbir kesinti yapılmaksızın ücretli izine gönderilmeli. Tüm toplu yaşam, çalışma alanları ve araçları ayrıntılı temizlenmeli.
-Temel gıda, temizlik ve antiseptik maddelerinin topluma eşit olarak organize bir şekilde dağıtılması. Su, ısınma, elektrik giderleri ücretsiz olmalı.
-Tüm pandemi planı toplumla paylaşılmalı. (Alınan, alınacak önlemler, tarama yapılan sayısı, vaka sayısı vb.)
-Evlerde sağlık taraması yapılmalı, tıbbi tedavi ek ödemelerden muaf olmalı.