7. yılında İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nun Değerlendirilmesi Sempozyumu ikinci gününde devam etti.
İSTANBUL - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK),Türk Mühendis ve Mimar Odası Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İşyeri Hekimleri Derneği tarafından İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen 7. yılında İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nun Değerlendirilmesi Sempozyumu ikinci gününde devam etti.
Sempozyumun 3'üncü oturumunda, “Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin (OSGB) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine Etkisi” ile ilgili sunumlar yapıldı.
İSİG Meclisi’nden Şeref Özcan'ın başkanlığını yaptığı oturumda, İstanbul Tabip Odası (İTO) temsilcisi Dr. Celâl Mestçioglu, TMMOB Temsilcisi Çevre Mühendisi Ömür Yaşayan ve Devrimci Yapı, Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Başkanı Özgür Karabulut, kendi alanları açısından OSGB'leri ve 6331 sayılı yasayı değerlendirdi.
"Risk Değerlendirmesi Dikkate Alınmıyor"
İlk olarak Celal Mestçioğlu OSGB'ler hakkında bilgi verdi. Meslek hastalıklarını önlemek amacıyla kurulduğu söylenen, OSGB'lerin katılımcılıktan uzak, kolaycılık ile iş güvenliği uzmanlarının hazırladığı belgeleri taraflarca imzalayan bir kurum haline geldiğini belirten Mestçioğlu yaşanan hiç bir kazada bir neden olarak taraflar risk değerlendirmesinin varlığı yokluğuyla ilgilenmediğini söyledi.
Mestçioğlu, yaşadığımız büyük, toplu iş cinayetlerinde dahi yasanın öngördüğü bu yaklaşımın neredeyse ya hiç akla gelmediğini ya da saptanan risklere karşı sorumluların neden bir önlem almadıklarının sorgulanmadığına dikkat çekti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı istatistiklerine göre OSGB'lerin 2017 yılında 217'si iş kazası, 18'i meslek hastalığı, 853'ü iş durdurmayla ilgili olmak üzere toplam 10804 teftiş yapıldığını söyleyen Mestçioğlu, bunun iş yeri hekimlerinin bağımsızlığını ortadan kaldırarak etkisizleştirdiğini de vurguladı.
"Hizmet Vermeden İş Bitirmeye Çalışılıyor"
TMMOB Temsilcisi Çevre Mühendisi Ömür Yaşayan ise OSGB aracılığıyla emek gücünün sermaye adına denetlenmesi ve sermayenin denetim maliyetinin azaltılmasını sağlandığına vurgu yaptı.
OSGB'Ierle birlikte İş Güvenliği Uzmanlığının güvencesizleştirildiğini ve yalnızlaştırıldığını belirten Yaşayan, İş hekimlerinin meslek örgütleriyle olan bağının koparılmaya çalışıldığını ve patronları koruyan bir meslek haline getirilmeye çalışıldığını,ayrıca OSGB'Ierde iş güvenliği uzmanları arasında bir rekabet oluşturulduğunu söyleyen Yaşayan, aslında hizmet verilmeden iş bitirme şeklinde bir uygulamaya doğru gidildiğine dikkat çekti.
"İSİG Kanunu İşçiler Lehine Yenilenmeli"
İş güvenliği uzmanlarının İSİG çalışması yaparken şirketler ve OSGB temsilcileri tarafından engellendiğini, toplumcu bir yaklaşımla buna karşı durulabileceğini vurguladı.
Sermayenin iş kazalarını 'işçinin hatası' olarak göstermekte olduğunu söyleyen Yaşayan, toplumcu yaklaşımınsa ‘teknik hata’ odaklı olduğunu söyledi. Sermaye egemenliğindeki ülkelerde İSİG denetimlerinin iş müfettişleri tarafından yapılırken, sosyalist ülkelerde denetimlerin sendika müfettişleri tarafından yapıldığını aktatan Yaşayan, işçilerin, kendi sağlık ve güvenliklerini hiç kimseye emanet edemeyeceklerini vurgulayarak işçilerin komiteler şeklinde örgütlenmeleri gerektiğine vurgu yaptı. İSİG politikalarının işçi lehine yenilenmesi ve uygulanması getektiğini iafe eden Yaşayan, bunun için de işçilerin mücadele etmelerinin zorunlu olduğunu söyledi.
"Eleştirdiğimiz Yasanın Çoğu Maddesi Hayata Geçmedi"
İnşaat İşçileri açısından İSİG yasasını değerlendiren Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, yasalarda elbetteki eksiklikler olduğunu ifade eden "Biz şimdi 6331 yasayı eleştiriyoruz, olumsuz pek çok şey olduğunu söylüyoruz ama inşaat işçileri açısından bunun bir kısmının uygulanmasını sağlamak bile bizler için çok uzak, yukarılarda bir şey durumunda" dedi.
"İSİG Uzmanları İGA'nın İnsan Kaynakları Memuru Gibiydi"
İSİG yasalarının inşaat iş kolunda bir karşılığı, hayatlarına değen bir tarafı olmadığını vurgulayan Karabulut, 3. Havalimanı işçilerinin yaşadığı süreci hatırlattı. Övünülen bir projede işçilerin iş cinayetlerinde ölmek istemedikleri, en temel haklarını talep ettiklerinde tutuklandıklarını belirterek "3 Havalimanında, İSG uzmanlarının işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlayacak mekanizmaları kurmak yerine, daha çok insan kaynakları rolünü üstlenmiş, evrak toplayan, belli formaliteleri yerine getirmeye çalışan birer elaman olduklarını söyledi.
Yasaların yeterliğini tartışmak bir yana var olan yasaların uygulanması için dahi ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğini söyleyen Karabulut, bununda mücadeleci işçilerin İSİG kurullarında görev alarak, bu konuda daha bilinçli ve daha örgütlü bir mücadeleyi örebileceğini söyledi.
"Yaşamak ve Yaşatmak İçin Mücadele Ediyoruz"
Karabulut, inşaat işçilerinin yaşamak ve yaşatmak için mücadele verdiğini ve İSİG konusunda bilinçlenmeleri için sendika olarak mümkün olduğunca işçilerin eğitim çalışmalarına katılmalarını, hakları konusunda bilinçlenmelerini sağlamaya çalıştıklarını belirterek bu tür toplantılara da işçilerin katılımının önemli ve geliştirici olduğunu belirtti.
Sempozyum öğleden sonra dördüncü oturumla devam edecek...