< "Giritlioğlu İşçi Sınıfı Hareketini Devrimci Hareketle Birleştiriyordu"

Dev Yapı İş Sendikası, bir işçi grevinde vurularak öldürülen Yapı İşçileri Sendikası (YİS) Genel Başkanı Necmettin Giritlioğlu'nun yaşamına ilişkin söyleşi düzenledi. Söyleşi de inşaat işçilerinin yaşamını araştıran Can Şafak da Necmettin Giritlioğlu'nu, yaşadığı süreci anlatarak "Necmettin Bir Devrimcinin Hatırası" kitabını inşaat işçileri için imzaladı.

İSTANBUL - DİSK / Devrimci Yapı Yol ve İnşaat İşçileri  (Dev Yapı İş) Sendikası, 22 Ağustos 1970'te bir işçi grevinde vurularak öldürülen devrimci inşaat işçisi ve Yapı İşçileri Sendikası (YİS) Genel Başkanı Necmettin Giritlioğlu'nun yaşamına ilişkin söyleşi düzenledi. Etkinliğe Dev Yapı İş Sendikası üglrdi imşaat işçileri, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi üyeleri ve demokratik kitle örgütlerinden temsilciler katıldı.

Söyleşi de inşaat işçilerinin yaşamını araştıran ve bir çok belgeyi inceleyerek, röportajlar yaparak görüşmeler gerçekleştirerek "Necmettin Bir Devrimcinin Hatırası" kitabını yazan Can Şafak da Necmettin Giritlioğlu'nu ve yaşadığı döneme ilişkin sınıf mücadelesini anlattı.

Dev Yapı İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, devrimci bir işçi önderi inşaat işçisi olan ve Yapı İşçileri Sendikası (YİS) Genel Başkanı iken 1970 yılında bir işçi grevinde vurularak öldürülen Necmettin Giritlioğlu'nu tanımak ve öğrenmek istediklerini  ve Can Şafak'ın da araştırmalarını aktaracağını belirtti.

Sınıf mücadelesi yürütürken Giritlioğlu gibi devrimci sendika yöneticilerini ön plana çıkarmak gerektiğini belirten Karabulut "Onların mücadelesini bugüne taşıyarak mücadeleyi büyütebiliriz" dedi. 1960'larda ve 1970'lerde toplumsal muhalefetin yükseldiğini sendikal  hareketin de bundan etkilenerek güçlü bir mücadele yürütüldüğünü ifade eden Karabulut, "Necmettin Giritlioğlu, bu mücadelede içinde inşaat işçilerinin insanca yaşam mücadelesi için şantiye şantiye gezen bir sendika başkanıydı" dedi.

Bugünkü koşullarda ise hem toplumsal muhalefet hem de sendikal hareketin zatıf olduğunu ifade eden Karabulut," Bize düşen görev hem inşaat işçilerinin insanca yaşam mücadelesini, hem sendikal mücadeleyi yükseltmek  yükseltmek devrimci mücadele katkıda bulunabilmektir. Üzerimize düşeni yapmaya çalışırken de bizden önce mücadele eden.,bu bayrağı taşıyanların hayatlarından öğrenmeye çalışacağız" dedi.

Necmettin Giritlioğlu'nun sendikal mücadelede çok fazla konuşulmayan adı neredeyse unutulan devrimci bir sendikacı olduğunu ifade eden Karabulut "İnşaat işçilerinin mücadelesi çok süreklilik arz etmediğinden bu mücadelede öne çıkan devrimcilerin de bugüne taşınması oldukça çok çaba isteyen bir şey. Adeta iğne ile kuyu kazar gibi arkadaşlarımız araştırarak öğrenmeye çalışarak onların mücadelesini bugüne taşımaya çalışmışlar. Onlardan öğrenerek bizler de bugünkü mücadeleyi yükseltmenin çabsdındayız" diyerek sözü "Necmettin Bir Devrimcinin Anısı" kitabını yazan Can Şafak'a sözü bıraktı.

Can Şafak Necmettin Giritlioğlu'nun yaşamını konuşurken aynı zamanda 1960 ve 1970'lerin ekonomik ve politik sürecini de ele almak gerektiğini ve bu dönemin 1960 27 Mayıs'ı ile 1971 12 Mart arasındaki dönemin olduğuna dikkat çekti.

Necmettin’in Giritlioğlu'nun yaşadığı dönen ile bugünün hem ekonomik politik hemde işöi sınıfı hareketi ve sendikal hareket açısından çok büyük farklılıklar gösterdiğini belirten Şafak, o dönemde Ereğli Demir Çelik, İskenderun Demir Çelik gibi büyük fabrikaların kurulmaya başlandığını ve buralarda inşaat işçilerinin çalışmakta olduğunu aktardı.

1960'larda iki büyük hem devrimci hareketin ve toplumsal muhalefetin yükseldiği hem de işçi sınıfı hareketi içinde sendikal hareketin yükseldiğini belirten Can Şafak,1961'de işçilerin toplu sözleşme ve grev hakları için Saraçhane'de yaptıkları büyük miting sonrası 274 ve 27 sayılı yasaların çıkarıldığını ve bunun bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

Emek hareketi ve sendikal hareketin yükselişe geçtiğini pek çok grev ve direniş yaşandığını bunlardan birinin de 2 öncü işçinin öldürüldüğü 1965'teki Kozlu direnişi olduğunu söyleyen Şafak, bu dönemde sendikal hareket içinde de yol ayrımının yaşandığını aktardı.

Türk İş Konfederasyonu'nun işçi sınıfı hareketinin yükselişini taşıyamaması, yükselen işçi sınıfı mücadelesini engellemeye başlaması üzerine 1968 yılında DİSK'in kurulduğunu ve işçilerin kitleler halinde DİSK'e üye olmaya başladıklarını aktaran Şafak, bu dönemde 1961'de TİP'in 1969'da Fikir Kulüplerinin, ardından Dev Genç'in kurulduğuna, hemen ardından 1970'te 15-16 Haziran büyük işçi ayaklanmasının yaşandığını hatırlattı.  

Giritlioğlu'nun1960'ların ortalarından itibaren 16-17 yaşında mücadeleye atıldığını ve resim yaptığını, tiyatro yaptığını ve şiirler yazdığını ölene kadar da şiirler yazdığını belirten Şafak, sosyalizme gönül vermiş, gözü kara ve kararlı genç bir delikanlı  olduğunu ve  sosyalizme gönül verdiğini daha sonra Ereğli Demir Çelik fabrikasında   olarak çalışmaya başladığını söyledi.

Burada Giritlioğlu'nun DİSK'e bağlı Maden İş Sendikası  Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığını fakat Maden İş'in politik olarak sola uzak olması nedeniyle burada çok fazla kalamadıklarını aktaran Şafak, Ereğli Demir Çelik fabrikasında 1969'da Türk İş'e bağlı Metal İş Sendikası'nın işçilerin zorlamasıyla greve gitmek zorunda kaldığını, bu grev sürecinde Giritlioğlu ve arkadaşlarının Toplu Sözleşme ve Uyarı Komitesinde etkin olduklarını, sendikanın asla alamayacağı pek çok şartı da içeren bir TİS taslağı hazırlandığını aktardı.

Türk İş Genel Sekreteri Halil Tunç'un grevi durdurmak için gelerek işçiyi satarak bir anlaşma yaptığını  ve öncü işçilerin de işten atıldığını belirten Şafak, sonrasında çok daha geri şartlarda bir sözleşme imzalandığını belirtti.

Ankara'da Vietnam'daki devrimci mücadeleye karşıt  bir sergiyi basan devrimciler arasında yer alması nedeniyle Giritlioğlu'nun Zonguldak'ta maden ocaklarında dağıtırken tutuklandığunı ve işine dönemediğini söyleyen Şafak, onun yükselen işçi hareketini, yükselen sosyalist hareketle birleştiren birleştirdiğini vurguladı ve bu yönüyle işçi sınıfı hareketi ve sendikal hareket içinde önemli bir rol aldığını ve egemenlerşn en korktuğu ve engellemek için her yöntemi denediklerini belirtti.

Necmettin Giritlioğlu'nun Ankara’da inşaat iş kolunda çalışmaya başladığını ve İsmet Demir'in  önerisiyle İzmir'e giderek Yapı İşçileri Sendikası Başkanı görevini üstlendiğini, yapımını Çavuşoğlu ve Kozanoğlu firmasının üstlendiği Aliağa Rafinerisi'nin yapımı sırasında işçilerin 22 Ağustos 1970’te greve gittiğini ve grev sabahında araç giriş çıkışlarını engellemek isterken firmanın faşist şoförlerinden biri tarafından kalbinden vurularak öldürüldüğünü aktsran Can Şafak, bunun bir tesadüf olmadığını çünkü Giritlioğlu'nun devrimci yönü ve etkili çalışması nedeniyle sürekli olarak emniyet ve MİT'in takibinde olduğunu belirtti.

Necmettin Giritlioğlu'nun genç yaşta  devrimci bir sendika başkanı başkanı olarak tarihte çok az rastlanan bir örnek olduğunu, işçi sınıfını devrimci hareketle buluşturan gözü kara, mücadeleci bir insan olarak hakkında çok az bilgi olduğunu gördüğünde çok şaşırdığını ve üzüldüğünü belirten Can Şafak, onu hem devrimci bir sendika başkanı olarak hem de bir ailenin ferdi bir genç olarak farklı yönleriyle anlatmaya ve başta inşaat işçileri olmak üzere işçilerin onu tanımaları için bugüne aktarmaya çalıştığını belirtti.

Can Şafak'ın anlatımın ardından inşaat işçileri sorularını yöneltti. İnşaat işçilerinin bugünkü çalışma koşulları ve mücadelesi üzerine sohbet edildi ve Can Şafak inşaat işçilerine "Necmettin Bir Devrmcinin Hatırası" kitabını imzaladı.