< Sendikal Faaliyet, Film İzlemek, Kitap Okumak Suç Sayıldı

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) Tekirdağ-Çorlu Temsilciliğinde 4 Ekim’de yaşanan polis operasyonu ve sonrasında yaşananlarla ilgili basın toplantısı yaptı.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (Dev Tekstil) Tekirdağ-Çorlu Temsilciliğinde 4 Ekim’de yaşanan polis operasyonu 17 kişinin gözaltına alınması ve kişinin tutuklanmasına  ilişkin 21 Ekim günü basın toplantısı yaptı. Basın toplantısına Dev Tekstil temsilcisi Okan Karaçam ve tutuklananların avukatları Zeycan Balcı ve M. Can koyuncu katıldı.

İlk olarak sendika temsilcisi  söz alarak yaşanan polis operasyonunun işçi ve emekçilere dönük baskı ve saldırganlıkların bir parçası olduğunu ifade ederek “ İşçi ve emekçilere açlık ve yoksulluktan başka hiçbir şey sunmayan, kardeş halklara karşı kirli savaş ve saldırganlığı tırmandıran iktidar, emek ve onur mücadelesini bastırmak içinde her türlü kirli yol ve yöntemi devreye sokuyor” dedi.

Demokratik hakların kullanımı, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün engellenmeye çalışıldığı bunun da terör demagojisiyle gerçekleştirildiğini ifade eden sendika temsilcisi Karaçam gözaltına alınma ve sonrasında yaşanan mahkeme sürecinin hepsinin bir mizansen olduğunu ve hiçbir somut gerekçe gösterilmediği halde, arkadaşlarının tamamen hukuksuz ve keyfi gözaltına alınıp, tutuklandıklarını belirtti. 

 

"Sendikal Faaliyet ve Etkinlikler Suç Sayıldı"

Gerekçenin  sendikanın Trakya bölgesinde yürüttükleri faaliyetler, 1 Mayıs, 8 Mart mitingine katılım, çeşitli yayınevlerinden çıkmış kitaplar, eşinden şiddet görmüş kadınlara yapılan yardım amaçlı kermes vb. olduğunu atkaran Karaçam sunulan gerekçelerin aslında yürütülen devrimci sınıf mücadelesinin engellenmesine dönük olduğunu vurguladı.

 

"Emekçilerin Öfkesinden Kurtulamayacaklar"

İktidarın emekçilerin kabaran öfkesini kontrol altına almak için gerçekleştirildiğini ama emekçilerin öfkesinden kurtulamayacaklarını ifade eden Karaçam “Meşru olan sendikal örgütlenme, emek, onur, hak mücadelemizi sürdüreceğiz. Sermayenin ve onun hizmetindeki kurumların emek, onur ve gelecek mücadelesine dönük saldırılarının karşısında duracağız. Buradan ilerici kamuoyunu bir kere daha saldırılar karşında dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz. Emekçilere ve halklara karşı açlık, yoksulluk, yıkımdan başka bir şey sunmayan iktidarın saltanatına karşı fabrikalarda hayatın her yerinde emek, onur, gelecek mücadelesini birlikte büyütmeye çağırıyoruz. Sendikamıza ve devrimci işçilere karşı hiçbir “hukuki” dayanak olmadan gerçekleştirilen keyfi tutuklama saldırısı karşısında dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Tüm tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın" diyerek sözlerini bitirdi.

 

"Gözaltında Sağlık Muayenesi Hakkı Gasp Edildi"

Av. Zeycan Balcı onuşmasında gözaltı ve mahkeme sürecinin hukuksuzluklarla dolu olduğunu örneklerle anlattı. Av. Zeycan Balcı “4 Ekim Cuma günü sabah 3.30 ve sonrasında müvekkillerimizin evleri basılmış ve gözaltına alınmışlardır. Dosyada gizlilik kararı verilmiş ve halen devam etmektedir. İlk 24 saat müdafi yasağı koydukları için müvekkillerimizle görüşemedik. Sonrasında bir görüşme gerçekleştirdik. 4 günlük gözaltı süresini 4 gün daha uzattılar ve normalde bu durum sulh ceza hakimliğinden alınan karar sonrası verilir ve bu durum bize bildirilmek zorundadır ama bize hiçbir bilgi verilmedi. Gözaltı süresince her gün hastaneye götürülmeleri gerekmektedir ama doktoru nezarete getirerek müvekkillerimizin gerçek bir sağlık hakkından yararlanması engellenmiştir.

 

"İşkence ve Her Kişiye Ayrı Avukat Dayatması"

Parmak izi kayıtlarının ellerinde bulunmasına rağmen zorla parmak izi alınma işlemi gerçekleşmiş ve müvekkillerimize işkence yapılmıştır. Ayrıca parmak izi alma sırasında müvekkillerimize işkence yapılmasına karşın bir de soruşturma açılmıştır. Gözaltıların 6. gününün sonunda emniyet ifadeleri alınmış. Ancak burada da başka bir engelle karşılaştık. Dosyada “menfaat çatışması” gerekçesi konarak müvekkillerimizin ifadelerine katılmamız engellendi. Her kişinin avukatının ayrı ayrı olması istendi. Biz itiraz dilekçesi verdik. Dilekçelerimizin sonucu ancak savcılık ifadeleri alınırken geldi ve itirazımız kabul edildi. Bunun kendisi de hukuka aykırı bir durumdur. Gözaltına alınan müvekkillerimizin kendini savunma ve avukat seçme özgürlükleri ellerinden alınmıştır.

"Müvekkillerin Savunma Hakları Gasp Edildi"

8. günün sonunda müvekkillerimiz savcılığa çıkartıldılar. Bazıları hukuka aykırı CMK’nın gönderdiği avukatlarla ifade verdiler. Biz ancak dilekçemizin kabul görmesi sonrası kalan müvekkillerimizin ifadelerine katılabildik. İfadeleri tamamlandıktan sonra bütün herkes sorgu hakimliğine sevk edildiler. Burada da bir hukuksuzluk yaşandı. CMK’nın 153. Maddesi ve devamı çerçevesinde bizlerin, müvekkillerin savcılık ifadesi sonrası hangi müvekkilin ne için sorgu hakimliğine sevk edildiğinin söylenmesi zorunludur. Bu yüzden hem bizim müvekkillerimizin hem de diğer gözaltındakilerin ifadelerinin sonucunu öğrenememiş olduk. Aradan 3 saat geçtikten sonra sorgu hakimi geldi maalesef ondan da öğrenemedik. Bu konu ile ilgili dilekçe verdik ancak dilekçemiz işlem görmeden iade edildi. Sorgu hakimliği süreci yaklaşık 10 saat sürdü. 12 Ekim Cumartesi günü gece 01.30 ‘da karar açıklandı. 8 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 7 kişi tutuklandı.” dedi.

"Birlikte Film İzlemek, Kitap Okumak Suç Sayıldı"

Ardından Av. M. Can Koyuncu söz alarak polis, savcılık ve mahkemede tutuklamaya gerekçe olarak sunulanları ifade etti. Av. M. Can Koyuncu “Soruşturma aşamasında müvekkillerimize “birlikte film izlediniz mi”, “birlikte kitap okumaları yaptınız mı”, “Marksist içerikli kitaplarınız var mı” gibi sorular sorularak hiçbir şekilde suça konu olmayacak suçlamalar yönelttiler. Sendika yöneticisi olan müvekkillerimize “işçilerle görüşüyor musunuz”, “işverenle işçi anlaşmazlıkları müdahil olmaya çalışıyor musunuz”, şeklinde sendikanın görev ve yükümlülükleri arasında yer alan fiilleri suçlama olarak yönelttiler. Ayrıca dosya kapsamında müvekkillerimize yasal ve anayasal açısından meşru olan 1 Mayıs, 8 Mart ve EYT mitinglerine katılmaları sorulmuştur. Hatta Dev Tekstil sendikasında işçi haklarına ilişkin gerçekleştirilen iş hukuku panellerine katılan avukatlar bile sorulmuştur. Buradan sonuç olarak suç kapsamında değerlendirilecek herhangi bir isnat yada delil bulunmamaktadır. Müvekkillerimizin anayasal haklarını kullandıkları için gözaltına alınıp, tutuklandılar.” dedi. Gözaltına alınan ve tutuklananların aileleri de basın toplantısına katıldı. Basın toplantısı sonrasında avukatlar katılanlara tutuklananlarla ilgili bilgi verdi.